''Sanırım aramızda hainler var.''Taehyung'un sözüyle Mino, koca salonda yankılanan ve herkesi tedirgin eden bir kahkaha atmıştı. Kahkahasının ardındaki gerginliği ben bile hissedebiliyordum.
Mino yakalanmıştı. Zaten Taehyung ondan şüphe ediyordu ve şimdi tamamen emin olmuş olmalıydı. Anubis favori tanrım, Mino da favori tanrı çocuğumdu. Ona bir şey olmasını istemiyordum. Hele de yakın bir zamanda Jungkook'un hayatını kurtarmışken.Kolumu ovuşturmayı bırakıp Jungkook ve Taehyung'un yüz ifadelerini incelemeye başladım. Jungkook endişeli gözükse de Taehyung kendinden fazlasıyla emin gözüküyordu. Eh, kim olduğunun farkındaydı.
''Beni hainlikle mi suçluyorsun?''
''Buna sen karar ver.''
Mino yerinden kalkıp siyah renkli örme zincirden yapılan pelerinini savurdu. Uzaktan tüy kadar hafif gözükse de ben onu değil savurmak, kaldıramazdım bile.
''Bu ağır bir itham.'' dedi Jungkook'un hemen sağında oturmakta olan kadın. Daha önce dikkatimi çekmemişti, oysa fazlasıyla güzel bir yüzü vardı. Ve sanırım salondaki hoş kokunun sebebi de oydu. Bildiğim tüm tanrıların çocuklarıyla tanışmıştım. Bu kadın da bir yarı tanrıysa, ki öyle olmalı, annesinin ya da babasının kim olduğunu bilemezdim.
''Her şey yeterince açık değil mi?'' diye bağırdı Hoseok.
''Yoongi hakkı olduğunu düşündüğü tahtı alabilmek için Mino'yla anlaşma yaptı.''
Taehyung hafifçe kıpırdandı yerinde.
''Anubis'in ordusuna karşılık ne verdi?''
''Karşılığında ruhunu mu vermiş acaba?'' dedi Jungkook fısıltıyla. Filmde böyle olmuştu.
Bu mümkün olabilirdi. Ama Yoongi kalbini verdiğini söylemişti bana. Bunu mecazen mi yoksa gerçek anlamıyla mı söylemişti, emin değildim gerçi.
''Seth'in oğlu ruhunu verecek kadar çok mu nefret ediyor benden?''
Hoseok yavaşça başını salladı.
Yoongi hem tahtı istiyordu hem de ruhuna karşılık Anubis'le anlaşma yapmıştı. Anubis ruhunu aldığında nasıl Mısır'ı yönetecekti ki?
''Haddini aşıyorsun, Hoseok.''
Salonun kapısında Neftis'in kızlarınden biri olan Hyeri'yi gördüğümde nedensizce mutlu olmuştum. O Yoongi'yi severdi ve Yoongi de ona saygı duyardı. Burada olması iyi olabilirdi onun. Çünkü bu gidişle ya Mino'nun ya da Hoseok'un başı yanacaktı.
''Buna sen mi karar vereceksin?'' dedi Hoseok sert bir sesle.
''Kocasının kardeşini baştan çıkartan bir tanrıçanın kızı olarak fazla iddialısın.''
Hyeri'nin yüzü gerilmişti.
Neftis, Isis kadar önemli bir tanrıçaydı. Hoseok'un onu küçük görmesi benim de moralimi bozmuştu. Ve sanırım Hoseok istediğini alana kadar da tüm tanrı çocuklarıyla dövüşecekti. Taehyung'u bu kadar seviyor olması hayret vericiydi.
''Bence buna ben karar verebilirim.''
Jungkook'un yanında oturan kadın ayağa kalktığında alt çenemin aşağıya düşmesine engel olamamıştım. Hayatımda görüp görebileceğim en güzel kadındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Semi-Gods of Egypt - Yoonmin
Fanfiction''Bana Horus'un gözünü getirin, ben de sizi evinize yollayayım.'' | Devamı: Semi Gods Among Us Yan Hikaye: Children of the Gods