''Sanırım melezler haklı.'' dedim üzerimdeki ince, kumaş tişörtü çıkartmadan önce.Yara dirseğime kadar yayılmıltı. Dışarıdan çatlamış beton gibi gözüküyordu. Parmağımı izden içeriye sokmaya çalışmıştım ama canım acıyınca vazgeçmiştim. Ortada yarık falan yoktu. Sadece öyle gözüküyordu.
''Canın acıyor mu?''
Jungkook yüzüstü yattığı yataktan başını kaldırarak sormuştu.
''İyiyim.''
Daha kötü günlerimiz de olmuştu. Hafif bir sızıyı büyütecek değildim.
''Eminim şu an ağlayıp sızlamamak için kendini zor tutuyorsundur.'' dedi kıkırdayarak.
Beni tanıyordu. Parmağımdaki en küçük çizikte bile okulu birbirine katabilirdim. Şimdiyse kolumda bir yol kazı çalışması vardı ve sesimi çıkarmıyordum. Mısır beni değiştirmişti. Ya da Mısır'da yaşadıklarım değiştirmişti.
''Uyusana sen!''
Yanına yatıp örtüyü kendime çektim. Canımın acıyacağından korkuyor olmalıydı ki örtü için benimle didişmemişti. Kolu yaralıyken ona nasıl davranıyorsam şimdi de o bana öyle davranıyordu.
''Bir şey ister misin? Aç mısın?''
''Uyu, Jungkook.''
''Horus'un gözü çalındı, Yarı tanrılar senin cevabını bekliyor. Nasıl uyuyabilirim?''
Tanrı çocukları Yoongi'yle takas yapmayı düşünüyordu. Göze karşılık ben. Ne saçma bir şeydi! Yoongi beni sevdiğini söylüyordu ama Horus'un gözünü verecek, tahta bir adım yaklaşmışken bundan vazgeçecek kadar seviyor muydu? Sanmıyorum.
''Kabul edecek misin?''
Omuz silktim.
Kabul edersem tekrar onun tapınağına gidecektim. Yaram iyileşecek, Taehyung'un itibari ve krallığı sarsılmayacaktı. Tabi Yoongi takası kabul ederse olacaktı bunlar. Eğer etmezsem de Yoongi Teb'e saldıracak, belki Taehyung'u yenecekti. İki durumda da bir araya geliyorduk Yoongi'yle. Ölmem söz konusu değildi, değil mi?
''Eğer gidersen yine ayrı kalacağız.''
Bunu düşünmemiştim. Jungkook'tan ayrılmak istemiyordum. Ayrıyken başımızı belaya sokuyorduk. Gerçi birlikte de yapıyorduk bunu ama birlikteyken birbirimize sahiptik. Ne olursa olsun bir şekilde üstesinden gelirdik.
''Gitmeyeceğim.''
Cevabımla yerinden kalktı. Taehyung onun benimle gelmesine izin vermezdi. Yoongi'yi sevmiyordu ve Jungkook'a aşıktı. Aşık olduğu kişiyi kim nefret ettiğini birinin yanına gönderirdi ki? Zaten Hoseok'un olduğu bir yere Jungkook'un da göndermek büyük bir hata olurdu.
''Ya Mısır?''
''Umrumda değil.''
Bana sıkıca sarılıp tekrar yerine yattı. Benden ayrılmayacağı için mutlu, Mısır içinse endişeliydi.
''Biz yokken ne yapmaları gerekiyorsa onu yapsınlar. Mısır'ın kaderi aptal bir çoçuğun kararına kaldıysa yenilmeyi hak ediyorlardır zaten.'' dediğimda kahkaha atmıştı.
''Aptal olduğunu kabul ediyorsun yani.''
Sonunda mantıklı bir şey söylemiştim ve kendime aptal dediğime mi takılmıştı? Keyfi yerinde olduğu için bir söylemeyip omuz silktim. Zaten aptal olduğum artık kesin bir şeydi. İnkar etmem boşuna olurdu.
''Şimdi ne yapacağız? Tekliflerini reddedersen konseyin düşmanlığını kazanacaksın.''
''Ne çok konuştun!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Semi-Gods of Egypt - Yoonmin
Fanfic''Bana Horus'un gözünü getirin, ben de sizi evinize yollayayım.'' | Devamı: Semi Gods Among Us Yan Hikaye: Children of the Gods