XXVI. Bölüm: Sorunlar Yığını

5K 661 209
                                    


Neredeyse bir saattir Jungkook'un hazırlanmasını bekliyordum. Giyinmesine yardım etmek istemiştim ama hizmetçiler buna mani olmuşlardı. Jungkook'un kapanmaya başlamış olan yarasını açmamdan korkuyorlardı herhalde. Ya da daha doğrusu, bu yüzden Taehyung'dan azar işitmekten korkuyorlardı herhalde.

''Daha ne kadar beklemem gerekiyor?'' dedim yanımdaki askere.

Cevap vermemişti.

Bir haftadır hiçkimse benimle konuşmuyordu. Çünkü Jabari'nin kaybolmasından beni sorumlu tutuyorlardı. Sanki ben söylemiştim beni takip etmesini.

Jabari'nin yokluğu fark edilince, ki ben kaybolduğunu söylediğimde bana inanmamışlardı, tapınağı büyük bir telaş kaplamıştı. Mino sinirden kıpkırmızı olmuş bir yüzle dolaşıyordu ve Taehyung'un kaşları hiç olmadığı kadar çatıktı. Ve Jabari'yi en son gören kişi ben olduğum için de bütün bakışları üzerime çekmiştim. Neyseki ne kadar aptal olduğumu çoktan onlara göstermiştim de birkaç saattlik sorgudan sonra hiçbir şeyden haberim olmadığını anlamışlardı. Küçük bir çoçuğun kaçırılmasında ne gibi bir yardımım olabilirdi? Üstelik bu çocuk Anubis'in oğlunun himayesinde olan Bastet'in çocuğuydu. Böyle bir çocuğu kim Horus'un oğlunun tapınağından götürebilirdi?

''Jabari'yle ilgili bir gelişme var mı?''

Sorum yine cevapsız kalmıştı.

Koridorun başında Namjoon'u gördüğümde ona doğru koşmaya başladım. Her ne kadar başta bize yardımcı olmamış olsa da Jabari konusunda bir şeyler anlatabilirdi.

''Hey!''

Selam vermemle yakamdan sertçe tutularak havaya kaldırılmam bir olmuştu.

''N-Ne-''

''Seni küçük sıçan!''

Namjoon'a ilk defa sinirli görüyordum. Ve sinirlendiği kişi bendim. Buna sevinmeli miydim?

''B-Bırak beni!''

Ayaklarımı sallamaya başladım elinden kurtulmak için ama kıyafetim yırtılmasaydı sonsuza kadar beni havada tutabilecek gibiydi.

''Söyle... Bastet'in oğlu nerede?''

Nereden bileyim ben?

''Bilmediğimi söy-''

''Evet, evet. Gidip başkalarını kandır, insan.''

Ensemden tutarak yüzümü kendisine çevirdi. Sanki düşüncelerimi okuyabilirmiş gibi bakıyordu gözlerimin içine ve bu beni biraz korkutmuştu. Biraz.

''Jabari'nin odasında bunu bulduk.''

Altın zincirli bir kolye çıkardığında ellerim istemsizce boynuma gitmiş ve hiçbir şey bulamadığımda nefesim kesilmişti. Bu Yoongi'nin bana verdiği kolyeydi. Onu ne zaman, nerede düşürmüştüm, bilmiyordum. Tabi Jabari'nin odasına nasıl gittiğini de.

''Bunun ne olduğunu biliyor musun?''

Eski tip saatlere benzer kolyeyi açtığında, açıldığını ben de yeni öğreniyordum, üzerinde Ra'nın gözü olan bir ayna çıkmıştı.

''H-Hayır.'' dedim hızla başımı sallayarak.

Neden yalan söylemiştim, bilmiyordum ama biraz daha bana o gözlerle bakmaya devam ederse altıma kaçıracağımdan emindim.

''Bu Seth'in oğluna ait.''

Biliyoruz.

''Ve burada. Tanrıların tanrısı, kralların kralı olan Horus'un tapınağında. Buraya nasıl gelmiş olabilir, söylesene?''

Semi-Gods of Egypt - YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin