Bütün vücudumu kaplayan ince bir ağrıyla uyanmıştım. Ve ben sağdan sola dönemezken yatakta, Jungkook'un bu halde nasıl o kadar yolu koştuğunu merak ediyordum doğrusu. Yaşı benden küçük olmasına rağmen daha güçlüydü. Sinirimi bozmuştu bu durum.Yoongi belindeki, havlu görevini gören, örtüyle yanıma uzandığında hızlıca gözlerimi kapattım. Onunla konuşmaya hazır değildim. Hele de o böyle bir haldeyken.
''Taehyung dikkatimi dağıtmaya çalışıyor.'' dedi, doladığı kollarını başının altına almıştı.
''Ve uyumadığını biliyorum.''
Utanarak gözlerimi açtım. Bir yarı tanrıyı kandıramayacağımı çoktan öğrenmiş olmam gerekiyordu ama bir türlü pes etmiyordum. Her ne kadar tanrı çocukları da olsalar, bir yanları insandı. Ve boş bir anlarında o insan yanlarını kandıracaktım. Görecektiniz.
''Neden yapsın ki böyle bir şeyi?''
Yoongi'nin yanında geçirdiğim her saniye kötü olan kişinin Yoongi değil de Taehyung olduğunu düşünmeye başlamıştım. Sanırım bu da çölün bir oyunuydu bana karşı. Ya da çölün hükümdarının oyunuydu. Bilmiyordum.
''Seni istiyor. Ve emri altındaki bütün tanrı çocuklarını kullanmaktan çekinmeyecektir istediğini alana kadar.''
Pekala. Bu biraz fazlaydı.
''Beni neden istiyor?'' dedim kalçamdaki ağrıyı unutup hızlıca yerimden kalkarken.
İnlediğimde Yoongi kıkırdamıştı.
''Dikkatli ol.''
''Taehyung'dan gözü çalmaya çalıştım. Oraya gidersem yine aynı şeyi yapacağım. Ve bu sefer beni kurtaracak bir Hoseok olmayacaktır.''
Buna rağmen beni neden istiyordu?
''Taehyung'un neler düşündüğünü bilebilseydim ömrümü çölün ortasında geçirmezdim, emin ol.''
Sanırım haddi mi biraz fazla aşmıştım. Ama heyecandan ne yaptığımı bilmiyordum ki! Bu benim suçum değildi.
''Dinlenmene bak.''
Yataktan kalktığında eğilip dudaklarını hafifçe alnıma bastırdıktan sonra odadan çıktı.
Sanırım Seth'in oğlu hava burcuydu. Ya da çöl sıcağı başıma vurmuştu. Bu tutarsız hareketlerinin bir başka açıklaması yoktu çünkü.
Yoongi'nin ardından odaya giren hizmetçiler banyoyu hazırlayıp giymem için kıyafetler bırakmıştı bana. Uzunca süren banyonun ardından giyinip odadan çıkmıştım ben de. Eğer Yoongi'ye ya da peşime taktığı adamlardan birine yakalanmazsam istediğim gibi karıştırabilirdim tapınağı.
Emekleyerek geniş salondan diğer uçtaki koridora ulaştığımda büyük çiçeklerin altında oturan Jabari'yi görmüştüm. Neftis'in kızlarıyla tanıştığım gün beni takip eden çocuktu bu.
''Hey!'' dedim kısık sesle bağırarak ona.
Beni gördüğümde önce şaşırmıştı, ki Yoongi'yle bağı olan birinin yerde sürünmesi pek normal olmayan bir durumdu sanırım, sonra da koşarak yanıma gelmişti.
''Ne yapıyorsun?'' dedi dizlerinin üzerine çömeldiğinde.
''Dolaşıyordum. Sen ne yapıyorsun?''
''Abimi bekliyorum.''
Abisinin kim olduğunu bilmiyordum ama etrafta gördüğüm askerler yüzünden umrumda da olmamıştı bu. Askerlere yakalanırsam doğrudan odama götürülürdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Semi-Gods of Egypt - Yoonmin
Fanfic''Bana Horus'un gözünü getirin, ben de sizi evinize yollayayım.'' | Devamı: Semi Gods Among Us Yan Hikaye: Children of the Gods