Hüseyin ağa kendi konaklarının önüne geldiğinde,
Kafasındaki düşüncelerle cebelleşerek Arabasından inip, konağın kapısından içeri girer .Gözlerini konağın içinde gezdirirken Hüseyin ağa kardeşi Çilem ile karşılaşır.
Abisini gören Çilem
Tam ağzını açıp bugünkü olan biteni anlatacağı sırada
Hüseyin ağanın kendinden emin, tok sesiyle neye uğradığını anlamaz."Çilem babam nerde ! diye soran Hüseyin ağaya
Şaşırmış bir şekilde, bakan Çilem
İşaret parmağıylada
Arkasındaki merdivenleri gösterdiğinde konuşur."Aşağıdaki avluda seni bekliyor , derkende
Gözleri dolmuştu resmenAbisinin kendisini bu şekilde tersliyerek,
Konuşacağını hiç beklemeyen Çilem
Karşılaştığı tepkide çok zoruna gitmişti.Hüseyin ağa aldığı cevapla
Bir solukta merdivenleri inip, babasının yanına doğru yol aldığında
Arkasında kırık bir kalp bıraktığınında farkın değildi.Ferman ağa oğlunu görür, görmez
"Gel oğlum. Otur şöyle karşıma,
Seninle konuşmam gereken çok önemli bir konu var .dediğinde
Hüseyin ağa babasının eliyle gösterdiği sedire otururken konuşmaya başlar.Nedenini kendiside bilmiyordu. Ama !
İçinden bir ses
Eğer babam önce konuşursa
Bir daha bu lanet olasıca şehirden gidemeyeceğini söyleyip duruyordu.O yüzden hiç zaman kaybetmeden söze giren Hüseyin ağa
"Baba bak iznin olursa eğer, Sen benle konuşmadan önce,
Benim sana söylemem gereken
Bir kaç şey var. dediğinde
Babasının vereceği cevabıda beklemeye başlar.Ferman ağa oğlunun yüz ifadesine bakarak ne konuşacağını çözmeye çalışırken,
Oğlunun nasıl inatçı bir domuz olduğu aklına gelince,
Temkinli davranmak lazım yoksa oğlanı yine kaçıracağım. Dediğinde ise
Huyuna suyuna gitmeye çalıştığı
sırada ," Buyur oğul konuş , demişti.Babasından aldığı cevapla konuşmaya başlayan Hüseyin ağa
"Baba biliyorsun buraya benim gelme mi sen istedin
Günlerdir burdayım ve artık evime dönmeye karar verdim.
Bu akşam saat sekizde uçağım kalkacak, dediğinde
Ferman ağa'nın dış görünüşü her ne kadar sakin görünsede
İçindede bir o kadar öfke fırtınaları kopuyordu.Sinirlenip sert bir tepki vermemeye özen gösteren Ferman ağa
içinden sabır çektiği sırada, "Bak oğlum
Geldiğin günden beri seninle konuşmak istiyordum. Ama
Her seferinde bir aksilik çıktığı içinde
Bu konuşmayı bir türlü yapamıyordum .
Hazır şimdi buradayken
O zaman sana diyeceklerimi iyi dinle,
Günlerdir Yusuf ağanın çıkardığı kan davasını nasıl durdururuz diye,
Ağalarla toplanıyoruz.
En sonunda da bir karara vardık.
Eğer sende kabul edersen seni karşı aşiretin kızlarından biriyle berdel yapacağız.Hüseyin ağa babasının söylediklerini anlamaya çalışırken,
Aniden ellerini dizlerine vurup,
ayağa kalkıp yüzüne yalancı bir gülümseme yerleştirirken
Kafasınıda sağa sola sallayarak,
Ayaklandiği gibi arkasını döndüğünde
"Vayy be! Demek herşey oyunmuş ha ! diyen Hüseyin ağa
Kendisinin ses tonunda ki kinayeyi vede alaycılığı fark etmişti . Ama
Şuanda bunları takacak halide yoktu.Bu saatten sonra geri adım atacak biri değilim. Diyen Hüseyin ağa
"Olmaz baba
Ben böyle bir saçmalığı kabul edecek kadar salak biri değilim.
Şimdi anlaşıldı beni bu Allah'ın belası şehre neden apar topar çağırdığın .
Cenaze falanda işin bahanesiydi.
Degil mi ? Dediğinde
Ferman ağa oğlunun kendisini yanlış anladığını düşünerek, "Yok oğul bak bildiğin gibi değil ,
Gel şöyle oturda anlatayım sana olan biteni, desede
Hüseyin ağanın şuanda hiç laftan anlayacak hali olmadığınıda görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"SÜRPRİZ HAYAT
Fiction généraleKoskoca konakta, Onlarca insan arasında, kendini hep yanlız hisseder mi ? İnsan ! Ben hissediyorum. Ama ! Ben kim miyim ? Mardin' in en büyük aşiretlerinden , Hasan Ağa'nın ve Kozan Aşireti'nin biricik kızları. Yaşadıklarıyla kendi boğazına yağ...