"SÜRPRİZ HAYAT

Allah Seni Bana Sınav Olarak Mı ? Verdi.

Dayandığı kapıyı son gücüyle yumruklayan Hüseyin ağanın attığı her yumruk darbesiylede içindeki kaybetme korkusu artıyordu. Adeta ,

Yanındaki adamlarına," Kapının önünü açın, diye bağıran Hüseyin ağa
Sesinin merdiven boşluğunda yankılanmasına bile aldırış etmemişti

uzaklaştığı çelik kapıya,tıpkı koç başı misali sert bir omuz atan Hüseyin ağa kapının bir milim bile yerinden oynamadığını görünce, Daha bir öfkesi artmıştı.

Sıktığı dişlerinin arasından, "Aağğhh, diye bağırıp, tekrardan kapıya bir omuz atmak için yüklendiğinde
Hiç beklemediği bir şey olmuştu.

Biran ağa üç gün önce mayhanede Hüseyin ağanın yanından kalktığında
İçinden hiç konağa gitmek gelmiyordu.

Kafasında sürekli Ezo ile Bulut'u gördüğü sahneyi canlandırıp, duran Biran ağa
Orta okul arkadaşını müsait olup olmadığı için aradığında ise,
Aldığı cevapla hemen arabasının direksiyonunu Diyarbakıra doğru sürmeye başlamıştı.

Arkadaşının evindeki ilk günün bir çoğunu uyuyarak geçiren Biran ağa
Uyandığında ise havanın kararmaya başladığını ve telefonunun hiç sarjının olmadığını görmüştü.

Aklını bir türlü toplayıpta mantıklı düşünemeyen Biran ağa
Ailesinin kendisini merak etip,etmediğini bile düşünmeden
Şarjı biten telefonunu gelişi güzel elinin önünde yattığı yatakta
yastığın altına fırlatıp, atmıştı.

Günlerini tek bir kişi hariç başkada kimseyi düşünmeden geçiren Biran ağa
Akşam arkadaşıyla yine bir iki kadeh birşeyler içmeye başladıklarında
İstediği tek şeyde beynini yoran düşüncelerden uzaklaşmaktı.

Arkadaşının kendisini erkenden satmasına sitem ederek içmeye devam eden Biran ağa
Sabaha karşıda artık içmekten midesinin bulanmaya başladığını anladığında ise olduğu yerde bedenini uykunun kollarına bırakmıştı.

Saatler geçmiş gün artık öğleden sonralarını gösterdiğinde
Yattığı koltukta, tutulmuş boynuyla duyduğu sese sıçrayarak uyanan Biran ağa
Ne olduğunu anlamak içinde etrafını korku dolu gözleriyle incelediğinde
Kapının kırılırcasına çalındığını duymuştu.

Oturduğu yerden ağzına gelen acı suları geri gönderip, yüzünü buruşturarak ayaklanan Biran ağa
Yürümektedede güçlük çekiyordu.

Ağzına gelen acı suyla mide bulantısını bastırmaya çalışan Biran ağaya sanki şuanda yaşadıkları azmış gibi, birde beynine sayısız iğne batırıyorlarmış gibi hissederek kapıyı açmıştı.

Açtığı kapıyla bodoslama içeri dalan Hüseyin ağayı gören Biran ağa,
" Abi ! Demişti. Şaşkınlığını yüz ifadesiylede gösterdiği sırada

Hüseyin ağa omuzladığı kapının bir anda açılmasıyla dengesini kaybedip kökezleyerek içeriye atmıştı kendisini düşmektende kendisini son anda kurtararak

Üç gün içinde saçı sakalı birbirine girmiş, yorgun yüzüyle karşısında gördüğü kardeşinin şaşkın yüz ifadesiyle, Bir kaç dakika olduğu yerde tepkisizce kardeşinin iyi olup olmadığına bakan Hüseyin ağa
Kendisine geldiğinde ise," Lan oğlum nerdesin sen, demişti. Ensesinden tuttuğu kardeşini kollarının arasına aldığı sırada

Yaşıyordu. İşte
Hemde iyiydi. Kardeşi
Hiç olmadığı kadar çok korktuğunu kollarının arasındaki kardeşinin sıcak bedeniyle bir kez daha anlayan Hüseyin ağa
Allah'a kardeşini kendisine vede ailesine bağışladığı içinde, dualar etmeye başlamıştı. Içinden