Biran ağanın konağa dönüşünün bir gün sonrasında Ferman ağa ile İkram ağanında onayıyla, nişan alışverişine Ezo ile ilk göz ağrısı olan gelini Berfin'ide yanına alıp, giden Gülizar hatun
Erkeklerden ise sadece Biran ağayı almıştı.Omuzlarını dikleştirip, gelinleriyle birlikte çarşının ortasında göğsünü gere, gere dükkan,dükkan gezip,
Nişan için giyilecek kıyafetleri, altınları alan Gülizar hatun içinde
Şusuydu, busuydu derken gerisinden gelen daha onun gibi bir sürü eksiklerini tamamladığında ise artık ayaklarında dermanı kalmamıştı."Biran oğlum bizim işimiz bitti. Sen evvela benle yengeni eve bırak sonrada Ezo kızımı evine bırak oldu mu? Oğlum diyen Gülizar hatun iyiden iyiye soğumaya başlayan havanın iliklerine kadar üşütmesine bile aldırmadan konuşmuştu. Çünkü! Doğuda erkek annesi olmak her zaman ve her koşulda kız çocuğu doğuran annelere göre büyük bir farklılıktı.
Doğuda bir çok kız çocuğunun doğduğu günden itibaren varlıkları bile anne ile babaları tarafından yok sayılarak, unulmaya mahkûm bırakılırken,Erkek evlatları ise hep bir üstünlükle,el üzerinde şımartılarak büyütülmesine ise
Gün gelirde kendilerine kol kanat gerecekleri varlıklar olarak görülmesinin mantığıdır. Bu yüzden erkeğide, kadınıda hep bir cinsiyet ayrımı yapmaktaydı. Tıpkı şuanda Gülizar hatunun göğsünü böbörterek yaptığı gibi"Anne, Biran beni işe bıraksın, zaten bir haftadırda doğru düzgün gitmiyorum.
Ayıp oldu. Peri ablalarada, demişti. Berfin kaç gündür gitmek isteyipte gidemediği iş yerindeki arkadaşları ile İstanbul'dan gelen ablalarının kendi yokluğunda neler yaptıklarını merak ederek"Aa! Berfin sen çalışıyor musun, diye soran Ezo ise,eltisinin hamile vede ağa karısı olmasına rağmen çalışmasına şaşırdığını kurduğu sözleri gibi sesinede yansıtarak sorduğunda," Yok kızım ne çalışması, Berfin sadece can sıkıntısından köy kadınlarına yardıma gidiyor, demişti. Gülizar hatun sanki çok büyük bir suçun üzerini ört pas eden telaşlı bir sesle
"Annem doğru diyor canım ben sana müsait bir zamanda anlatayım, diye karşılık veren Berfin'in sözlerine ise, "hanımlar sokak ortasındaki sohbetiniz bittiyse gidelim mi? Artık, Zaten elime koluma tutuşturduğunuz paketlerin haricinde birde soğuktan kıçım dondu. diye bir köşede kadınların ayak üzeri konuşmalarını dinleyerek, konuşan Biran ağanın asıl morelini bozan ise ne alışveriş nede soğuktu. Onun tek bir derdi. Vardı. Oda ilk görüşte kendisine diklenerek çarpılmasına neden olan kızın şuanda tıpkı kendisi gibi uzak vede mesafeli durmasıydı.
"Oğlum çok ayıp, insan bari nişanlısının yanında biraz olsun aklı başında konuşur, diyen Gülizar hatunun sözlerine, ağzının önünde,
"Aklı olmayan biri için çok şey istiyorsunuz, diye söylenen Ezo'nun sözlerini duyan Biran ağa," Sen birşey mi? Dedin.Yoksa bana mı? Öyle geldi. demişti. Kaşlarını çatıp, kendisiyle pek muhaddap olmamaya çalışan nişanlısına bakarakBiran ağanın kendisini duyduğunu anlayan Ezo
Günler önce ortalardan koybolup, sonrada yine bir ansa çıkıp, gelen sözlüsünün
kendisiyle doğru düzgün konuşmasını şöyle bir kenara bırakırken, kendisine bilmediği nedenlerden ötürüde tavır almasına anlam veremediği adama açıklama yapmak istemediğinden "hayır, anlamında başını sallayarak konuşmadan yanıtını vermişti.Biran ağa aldığı cevapla annesine dönüp," Ayıp birşey konuşmadım. Ki ben anne, hem ne var işte gerçek Biran ağayı tanıtıyorum. Çok sevgili nişanlıma, sonra yarın birgün demesin ay sen nişanlıyken böyle değildin, dediğinde ise, sözlerinin altındaki imayi sadece Ezo'nun anlamasını istiyordu.
"Merak etme Biran ağa demem. Çünkü ! Allah'a şükürler olsun ki ?
O kadar çok görüşmediğimizden, her halin bana şimdiki halin gibi gelir, diye lafını sokan Ezo'nun gözlerinin içine içine bakan Biran ağa ise,
"Öyle mi?diyorsun, diye sorduğunda "ben demiyorum. Ağam. Sen diyorsun diye karşılık veren Ezo'nun yanı sıra, lafa karışan Gülizar hatun "Oğlum tamam uğraşıp, durma kızımlada hadi bizi eve götür.baban şimdi çileden çıkmıştır. Sabahtandır yokuz ortalıkta, diyerekte oğlunun yeni gelininin üzerine çok gitmesini engellemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"SÜRPRİZ HAYAT
Ficção GeralKoskoca konakta, Onlarca insan arasında, kendini hep yanlız hisseder mi ? İnsan ! Ben hissediyorum. Ama ! Ben kim miyim ? Mardin' in en büyük aşiretlerinden , Hasan Ağa'nın ve Kozan Aşireti'nin biricik kızları. Yaşadıklarıyla kendi boğazına yağ...