Küçük Sinek Isırıkları

3.8K 268 120
                                    

Herkese merhaba, yeni bölüm karşınızda. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Özellikle de yorumlarınızı. Kendinize iyi bakın...

Mutluluğun herhangi bir tarifi, formülü ya da açıklaması var mıydı ? Onu gidip bir bilene danışmak lazım fakat benim o anda hissettiğim şeyin de mutluluk gibi tarifi yoktu. Yavuz'un yanında, onun evindeydim. Gün doğmak için, imamda sabah ezanını okumak için evrenin koyduğu kuralların gerçekleşmesini bekliyordu. Ben ise yatağımda uyumak varken Yavuz'un odasına girmiş, onu uyurken seyrediyordum. Çift kişilik yatağında battaniyesi yerde, evin sıcaklığından dolayı üstsüz bir şekilde yüz üstü uyuyordu. Yüzü her ne kadar kemikli olsa da uyurken dudakları bir bebeğin dudakları gibi büzülüyordu. Ve ben onları öpmek istiyordum. Hayır.

Hayatımda hiç böyle bir şey yapacağımı düşünmemiştim. Birisinin benim için hayaller kuracağını, düştüğümde kalkmama yardım edeceğini, bana sevgi duyacağını ve benim onu gecenin bir yarısı içimde bir özlemle kalkıp o uyurken seyredeceğimi. Evet, aynen öyle olmuştu. Gecenin bir yarısı içimde bir özlemle uyanmış iki saat boyunca onu uyurken seyretmiştim. 

Geçen gün yaptıkları ve söylediklerinin etkisinden çıkabilmiş değildim. Ona karşı gizli gizli beslediğim hayranlık ve sevgi bugünlerde katlanarak artmış beni onu özleyerek uyandıracak kadar şiddetlenmişti. Ama yine de emin olamıyordum, acıdığı için miydi tüm bu sevgi gösterisi yoksa o da en az benim kadar gerçekçi miydi ? Galiba bir süre cevabını alamayacaktım.

Yavuz'un ne zaman uyanacağını kestiremediğimden iki saattir "Az sonra giderim." diyerek oyalanmıştım. Telefonunda kurulu alarmdan habersiz, çift kişilik yatağının kenarında onu bir sapık gibi gizli gizli izlerken sabah ezanıyla beraber çalan alarmıyla ne yapacağımı şaşırmıştım. Alarmın ince sesi ve ezanın ağır havasında ezilmiş bir şekilde yatağın kenarından kalktım, o sırada Yavuz uyanmaya başlamış, esniyordu.

Olası bir acil durumda elim ve ayaklarım birbirlerini o kadar çok özlüyorlar ki birbirlerine dolanmadan edemiyorladı. O anda böyle olmuşu. Yerdeki battaniye gözümden kaçmış, hızlı adımlar atarken ayağıma dolanmıştı. Yavuz, patırtımın farkına varıp o sırada yatağında doğrulmuştu. Ama bir kere çizilmişti karizma, battaniyenin sardığı ayaklarım yüzünden dengemi koruyamamış Yavuz'un dizlerinin üzerine sırt üstü bir biçimde düşmüştüm.

Utanç vücudumu, özellikle de yüzümü kırmızı bir boyayla kaplamıştı. Yavuz'un dizlerinin üzerine düştüğümde gözlerimi kapatmış, onunla göz göze gelmek istememiştim. Gözlerim kapalı, artık uzun denilecek saçlarım alnıma düşmüş bir biçimde kahkaha atmamak için kendimi zorlarken onun dizleri üzerindeydim. Yavuz ise uyku sersemliğini atmaya çalışır bir biçimde gözlerini ovuşturuyordu. Kendisine birkaç saniye içinde gelebilmişti.

"Adas, acaba bu saatte burada napıyorsun ?" sesinin altında yatan hınzırlığı ve diğer anlama çekişi hissedebiliyordum. Aşması gereken bazı cinsel şaka sorunları olduğu kesindi.

Sorusunu cevaplarken gözlerimi açmamış, utançtan dolayı hissettiğim sıcaklığı hiç soğutmamış, yüzümde ki mahçup gülümsemeyi silmemiştim.

"Hiiç, napıcam lavaboya gidiyordum yanlışlıkla buraya girmişim." dedim. En iyi böyle toplanacağını düşünmüştüm. Çünkü yüzüne karşı itiraf etmesi zordu. Gecenin bir yarısı seni özlerken uyandım ve iki saattir gözümü bile kırpmadan seni izliyorum denemezdi değil mi ? En azından karşınızdakinin sizin bir kaçık olduğunuzu düşünmemesi için.

"Ama lavabo alt katta ve bunu gayet iyi biliyorsun." beni her türlü köşeye sıkıştırmayı istiyordu ve bunu yaparken zevk alıyordu. Zevk aldığını gizlediği söylenemezdi. 

Matematik Ve EdebiyatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin