Gece beni yazmaya teşvik eden bir şarkının güzelliğinden etkilenerek yazdım. Umarım hoşunuza gider. Yorumlarınızı bekliyorum.
Bir düzen kurmak, bir şeyleri yerine oturtmak ve kendini bütün bunlara alıştırmak zaman alıyordu. Huyunu bilmediğin bir şehirde, tanımadığın yüzlerle, içini bilmediğin yeni kalplerle anlaşmak için çabalamak ise bütün bunlardan daha fazlasını istiyordu. Arkamda bıraktığım her şeyden azat yeni bir şeyler bulmaya çalışıyordum. Bir sığınak, bir liman, bir sahil, birisinin güven veren bakışları...
Dekanın yerleşmemiz için Türkiye'de olan öğrenci apartlarına benzer bir apart ayarlamıştı. Buradaki komşularımızın da çoğunluğu öğrencilerden oluşuyordu. Rahat, özgür, Türkiye'ye göre kat ve kat daha az yargılayıcı bir yerdi. Bazı zenci problemleri ve tutucu birtakım hristiyan ve müslüman kesimin (müslüman kesim diğerlerine göre azınlık durumunda) eşcinseller karşıtı tavırları dışında görebildiğim fazla bir ayrımcılık yoktu.
Çalıştığımız oyun şirketi bu zamana kadar bulunduğum en sıkıcı yerler listesinde gururla başı çekiyordu. Bir oyun şirketinin bu kadar ciddi ve disiplinli olacağını düşünmemiştim. Ofiste herkes kendi masasında, bilgisayarın başında kendilerine düşen iş bölümünün gereğini yapmakla meşguldü. Yemek aralarında ve bazı kurumsal toplantılar dışında işi kaytarmaya asla müsaade edilmiyordu. Şirkette belli başlı üç grup vardı. İlki "Yaratıcı" olarak nitelendirilen gruptu, onlar oyunla ilgili yeni bir kısım, karakter ve bunun gibi program yazılımları ve hikayelerle ilgileniyordu. İkinci grup "Gözlemci" olarak oyuncuların oyuna gelen güncellemeler ya da gelmesi düşünülen yenilikler hakkında tepkilerini takip ediyorlardı. Son grup ise "Deneyici" olan ve oyunu piyasaya çıktığı ilk günden beri oynayan profesyonel kişilerdi, oyunda olan hataları en hızlı şekilde fark edecek kadar profesyonel olabilmişlerdi.
Ben ve Ali ise ofiste bizim gibi okullardan buraya gelen geçici çalışanlar için ayrılmış ofiste şirketin fikirlerini fazla önemsemediği oyuncular tarafından gelen mesajları cevaplamakla uğraşıyorduk. Asla yönetici ve üretici grubun dikkatini çekmeyecek bu mesajların geneli oyun hakkında olumsuz fikirler ve küfürlerden ibaretti. Irkcılık, cinsiyetçilik gibi canları istediğinde insanları vuracak başlıklardan oluşuyorlardı.
Neden bilmiyorum, buraya geldiğim zaman hayatımda bir şeylerin değişeceğinden emindim. Sanki sihirli bir şekilde hayatıma mükemmel insanlar girecekti ve ben onların huzur veren enerjileriyle kendimi yeniden yaratacaktım. Asla öyle olmadı. Buraya geleli birkaç ay geçmiş, iyi kötü düzene oturmuş ama sıkıcı bir hayata girmiştim. Önceki hayatım kadar kötü müydü ? Elbette hayır, peki neydi asıl istediğim ? Neydi beni huzursuz ve güvensiz hissettiren ? Bir şeyler eksikti ama diyemiyordum, gözümün önündeydi ama bakmamak için her şeyi deniyordum.
Alışmam için gereken birkaç ay içinde Ali, benim aksime arkadaş edinmeyi başarmıştı. Lisa ve Maria adında ofisten iki kızla arkadaş olmuştu. İkisi de bizimle aynı bölümde çalışıyorlardı. Lisa, siyahi bir kızdı. Klasik kahve tonlarında kıvırcık saçlı ve zayıf olanlardan bir görünüşü vardı. Maria ise beyaz ve orta kilolu bir kızdı. Sarı saçlarını daima tepeden toplardı. Lisa ve Maria hakkında en takdir ettiğim özellikleri giyinirken hiçbir şeyin kendilerine yakışıp yakışmayacağını sorun etmemeleriydi. Güzel görünmek için giyinmiyorlardı, güzel hissetmek için giyiniyorlardı.
Türk edebiyatında belli başlı klasik yazarları okuduysanız "Memleket Sevgisi." nasıl içli nasıl duygulu işlenir bilirsiniz. Doğdukları köyün taşına, toprağına aşıklardır hepsi. Bu aşkı öyle destansı anlatırlar ki okuyunca kulağa kimi zaman saçma gelir, Mecnun bile Leyla'yı böyle sevmedi dersiniz. Ama yanılıyorsunuz. Bahsettikleri aşkın hiçbir kelimesi saçma ya da abartı değildi. Ayrı kaldığınızda anlıyordunuz. Benim gibi homofobik bir çevrede büyümüş birisi bile acılarıyla harmanlı o toprakları özlüyordu. Çünkü ülkeler, şehirler, şehirlerin iklimi, toprağı, suyu, havası hepsi burçlar gibi kutsal ve bağıntılıydı. Karakterinizi belirliyordu. İnsan burcunu değiştirebilir miydi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matematik Ve Edebiyat
Novela JuvenilHayatın her kesim için ayrı bir zorluğu vardır. Kadın için ayrı, erkek için ayrı, translar için ayrı, aşıklar için ayrı ve eşcinseller için ayrı... Türkiye gibi sıkı geleneklere bağlı bir ülkede yaşamak bir eşcinsel için ölüm demekti. Duygular...