Ömer'den bir cevap bekledi iki genç kız.Susmak,bazı anların tek cevabıdır.Susmasını diledi Mihrimah.Ömer,şaşkınlıktan etrafa dalan gözlerini Sıla'ya çevirdi.Ve sözüne şu cümlelerle başladı:
-Aşk,kimi zaman yakar,kimi zaman yanan ateşi söndüren su olur.Kimi zaman susmak,kimi zaman haykırmaktır.İnsanı hayata bağlayan bir bağdır.Sevginin her çeşidi,kuruyan toprağın çiçeğidir.Ve evet,bende seni seviyorum...
Bu söz,ansızın kulağına ilişti Mihrimah'ın ."Ömerin ardı ardınca dizdiği cümlelerin içerisinde bu olmamalıydı."Ömer! aldığı her nefesten haberdar olduğum adam,ne zaman bu duygulara kapıldı?"diyerek içlendi.Gözyaşlarına hakim olamadı.Hıçkırık sesini duymamaları için bir hışımla çalıların arkasından evine doğru koşturdu.Elleri yumruk şeklinde defalarca kapıya sert bir şekilde vurdu.Leyla hanım akşam yemeği için hazırlık yapıyordu.Şiddetle çalan kapı sesini duyunca irkildi."Allah Allah! alacaklı gibi kapıyı çalanda kim?"diyerek salona koştu.Ellerini kurulayıp,kapıyı açtı.Kapının ardında gözü yaşlı,hıçkırarak ağlayan masum kızı Mihrimah'ı gördü.Leyla hanım,Mihrimah'ı o halde görünce çok üzüldü ve ne olduğunu sordu.Mihrimah ağlamaktan annesinin sorusuna cevap veremedi.Koşarak odasına çıktı.Leyla hanım,Mihrimah ile konuşmak için odasına girmek istedi fakat kapısı kilitliydi.Üzerine titrediği kızını ilk kez böyle üzgün görüyordu.Mihrimah için çok endişelendi.Mihrimah saatlerce odasında ağladı.Tabiri caizse gözyaşlarını israf etti.
-Sabır kulluğun en büyük imtihanıdır.Sabreder isen âlim,sabretmez isen cahil olursun.
Sadece bir kaç dakika beklemesi tüm sorularının yanıtı olacaktı.
Mihrimah'ın ayrılışından sonra Ömer,konuşmasına şu sözlerle devam etti.
-Seni seviyorum bu doğru.Lakin bu sevgi arkadaşlıktan öte değil,bundan fazlasıda mümkün değil.Şu zamana kadar sana Yaradanın sevgisiyle baktım.Yalnızca bir kız hayatımda oldu,o da tevafuktu.Ben dilemeden gözlerimi açtım ve gözlerini gördüm.Bu buluşma Allah'ın izniyleydi.Yani takdirle olmayan tedbirle olmaz.Bu sözlerinden sonra seninle aramamızda olan arkadaşlığın devam etmesi sana zarar verecektir.dedi.
Sıla'nın ışıldayan gözleri soldu.Ömer'in onu reddetmeyeceğini düşünüyordu.Durumu kabullenmedi ve Ömer'e "Sana olan duygularımı görmezden gelemezsin,bana bir şans vermeyecek misin?" dedi. Ömer:
-Aşk şans değil,nasip işidir.Kalbini ikiye bölebilir misin?İşte bu yüzden arkadaşlığımızın bitmesi en doğrusu"dedi ve Sıla'nın yanından ayrıldı.
Ömer'in onun sevgisine karşılık vermesini beklerken,arkadaşlığını da kaybetti.Reddedilmek onu oldukça öfkelendirdi.Ömer'in arkasından "Her ne olursa olsun senden vazgeçmeyeceğim Ömer,bunu bil"diye haykırdı.
Beklemek,lüzumsuz değildir.Dilediğin bir şey olamıyorsa,ya hakkında hayırlısı değildir,ya da daha iyisi olacağı içindir.Ne denilmeli ki! Mihrimah için hayırlı olan buydu belkide.
Yatağına uzandı,ağladı ağladı...Bunun bir sonu yoktu.Doğruldu, gözyaşlarını sildi.Anlatamadığı sözlerini aynalı defterine yazmak için masanın başına geçti,sandalyesini çekti ve oturdu.Defterinin kapağını açtı,gönül sesinden şu sözleri yazmaya başladı.
-Hayatta ya alırsın ya da alınırsın.Ya beklersin ya da bekletilirsin.Bekliyorum,fakat biraz buruk.Hayata,hayatta olmadığını düşünerek devam edeceğim.dedi.
Buna ne kalbi ne de aklı inandı.Ama biliriz ki akıl rahmanidir,ne söylersen ona inanır.Mihrimah'ta kalbine inandıramadığını, önce aklına inandırmak istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN DİLİ YOKTUR
Любовные романыGözlerimi dünyaya açtığım andan itibaren yanımda olan aşka,içimi titreten cümleyi söyleyemedim.Ve hayat, imkanların ötesinde en sessiz aşkı yaşamayı benim için seçti.Aşkı bulduğunda zamanı harcamamayı öğretti.