Sıla,anlattıkları bittikten sonra Mihrimah'ın yanından ayrıldı.Nifak tohumlarını ekip,dinmesine izin vermediği acısıyla Mihrimah'ı baş başa bıraktı."Ömer! başkasını seviyormuş,altın anahtarının emanetçisini bulmuş demek.Sıla,Ömer'in başkasını sevdiğini söylerken bir umut yeşeriyordu içimde ama sonrasında tekrar çöle döndü gönül topraklarım."diye kendi kendine mırıldandı Mihrimah.Yazmak onun en iyi yaptığı şeydi.Kalemi ve defteri onun en sadık dostlarıydı.Yazınca rahatlıyor,içinde ne varsa döküyordu.Yalnız, Ömer'in ona aldığı aynalı defteri, çınar ağacının altına gömmüştü.Bu yüzden dolabından sapsarı yapraklı,dışı ağaçtan yapılmış yeni bir defter ve beyaz tüylü bir kalem çıkardı.
Yeni defterine ilk duygularını yazmaya başladı.
"Bu deftere adını yazmayacağım ama duygularımı yazamazsam yitip giderim.Sana serzenişte bulunmayacağım.Mutluluğun mutluluğum...
Hem elmayıda seversin eriğide dönüp sen ekşisin dersen,sevgi bunun neresinde?
Şair ne güzel demiş.Tahir olmakta ayıp değil,Zühre olmakta.Tövbesi varsa sevginin,ekşi desemde sevebilirim."
Güzel seviyordu Mihrimah.Ömer'i her haliyle kabulleniyordu.Elbette üzgün ve hüzünlüydü.Ama Mihrimah,yetinmesini bilenlerdendi.Sıla'nın anlattıkları kafasını kurcalıyordu.Gözü bir ara saate ilişti.Okula geç kalıyordu.Telaşla koltuktan kalktı,kendine gelebilmek için elini yüzünü yıkadı.Ayakkabılarını giydi,çantasını alıp evden çıktı.Otobüse yetişmek için durağa koştu.Yol boyunca olup bitenleri düşündü.Olanları anlamaya,kabullenmeye çalıştı.Sıla'nın,Mihrimah'ın evine ani gelişi ona zaman kaybettirdiği için Mihrimah ilk derse geç kaldı.Neyse ki en sevdiği derse yetişti.Aşık edebiyatı.
Bu derste kendinden bir şeyler buluyordu.
Dersin aşıkları Leyla ile Mecnun idi.Mihrimah pür dikkat hocasını dinliyordu.Mehmet hocanın ağzından çıkan şu sözler Mihrimah'ı derinlere daldırdı.
-Mecnun Leyla'sına şöyle diyordu:
"Bir bütün idim ben Leyla ile.Sense Leylâ'yım diyorsun.Sen Leyla isen eğer;beni yakmaya hayalin yeter,takatim yok sana kavuşmaya.Varlığı olmayan bir zerreye aynadan ne fayda?Canım gideli hayli zamandır,cismindeki bir başka candır;bir özge candır.Sensin beni benden ayıran,uzaklaştıran.Ben yokum,senin tecellin var.Vuslatının ağır yükünü kaldıramam ki.Önceleri sen vardın,şimdi ben yok oldum.Manevî dünyamda dostum daima sensin.Dış görünüşe değer verme bahsi ortadan kalktı artık.Gönül çok önceleri sana koştu,canım seninle gitti.Şimdiki canım Leyla'ya değil,Mevlâ'ya yönelik.Bir'lik yolunda seninle olamam,yanarım.Şimdi,gözümün nuru,gönlümün aydınlığı!..Ben maskaralığa nam salmışım,bari sen bu yola girme.İçinden çıkma namus perdesinin.Mecnun olan benim;bana yaraşır delilik,kınanmışlık.Sen git,aşk töresini,âşıklık geleneğini,maşuk gidişatını bozma.Git şimdi,ey vefalı! Açtırma kötü söz arayanların dudaklarını;sakız verme dedikodu arayanların ağızlarına.Beni aramaya çıktığını âleme bildirip deliliğine ferman yazdırma.Kimse seni burada görmeden git.Ben ki varım;sen içimdesin,bunu bil!.."
Mihrimah,Mehmet hocanın ağzından çıkan sözleri zihninde canlandırdı.Öylesine kaptırdı ki kendini,farkında olmadan "Ne güzel sevmiş Kays Leyla'sını.Leyla'nın varlığını, varlığı kabul etmiş.Ömer'in beni böyle sevmesini ne çok isterdim"derken sınıftaki bütün gözler Mihrimah'a çevrildi.Mihrimah bütün sınıfın ona olan bakışlarını görünce utandı.Mehmet hoca,yüzü utançtan kızaran Mihrimah'a döndü ve tebessüm ederek "Fayda arayan zararıda istemiş olur.Sevgili isteyen eziyete hazırlanmalı,define arayan yılanı göze almalıdır"dedi.Mihrimah,Mehmet hocanın söyledikleri karşısında utançtan kıpkırmızı oldu.Sınıftan çıkmak için Mehmet hocadan izin istedi.Mehmet hoca, dersin başından beri Mihrimah'ın dalgınlığının farkındaydı.Kafasını toplaması için dışarı çıkmasına izin verdi.Mihrimah, eşyalarını toparlayıp okulun bahçesine çıktı.Bahçedeki banka oturdu.Derin bir nefes aldı.Mehmet hocanın ona söylediklerini düşündü.Kendi kendine konuşmaya başladı ve "Sevmek insana eziyet verir mi? Eğer veriyorsa insan neden bir başkasını eziyet çekmek için sever ki? Ömer'in sevgisi bana eziyet mi veriyor yani? Her şey daha da çok karıştı.Mecnun bir şiirinde,"Leyla'yı henüz tomurcukları belirmeden sevmiştim.İkimizde çocuktuk;birlikte kuzuları otlatıyorduk.Keşke ne biz büyüseydik,ne de kuzular"dediğinde Leyla'yı sevmediğini düşünmüştüm.Onu şimdi daha iyi anlıyorum.Sevmek,insana sevdiğini sevmemeyi diletebiliyormuş."diyordu.Mihrimah bahçede kendiyle konuşuyordu. Ömer,Sıla'nın yaşanılanları Mihrimah'a anlattığından habersizdi.Derste Mihrimah ile Sıla'dan önce konuşmayı düşünüyordu.Konservatuarda ders arası verildi.Ömer bir sonraki derse girmek istemedi.Sıla'nın Mihrimah ile kendisinden önce konuşmasından endişeleniyordu.Mihrimah'a bunu nasıl söyleyeceğini de bilmiyordu.Ömer bir sonraki derse girmedi.Sınıftaki eşyalarını alıp,okuldan çıktı.Mihrimah'ın bu saatlerde okulda olduğunu biliyordu.Okula gitmek için otobüse bindi.Yolda Mihrimah'a bu durumu nasıl anlatacağını düşündü.Ne diyeceğini kestiremedi, yekten söylemeye karar verdi.Mihrimah'ın farklı şeyler düşünmesini istemiyordu.Nihayet okula geldi.Okul kapısından içeri girdi.Mihrimah hala okulun bahçesindeki bankta oturuyordu.Ömer,Mihrimah'ın bankta oturduğunu gördü,yanına doğru yürümeye başladı.Mihrimah'ın dikkatini sağ tarafında bankta unutulmuş kitap çekti.Kafasını sağ tarafındaki kitaba çevirdiği zaman okulun camında Ömer'in yansımasını gördü.Eli ayağı birbirine girdi,telaştan ne yapacağını şaşırdı.Onu gördüğünü belli etmeden, kitaplarını alıp sınıfa girmeyi düşündü.Ömer,Mihrimah'ın hızlı adımlarla yürümeye başladığını görünce Mihrimah'ın arkasından seslendi.Mihrimah,Ömer'in seslenişinin ardından olduğu yerde kaldı,kımıldayamadı.
Ömer'in yanına gelmesini beklemedi,koşarak sınıfın kapısından içeri girdi.Ömer'in içeri giremeyeceğini düşünerek rahatladı,derin bir iç çekti.Bu Mihrimah'ın son dersiydi."İnşallah Ömer dersten çıkmamı beklemeyip,gitmiştir."dedi. Ömer,Mihrimah'ın neden böyle davrandığını anlayamadı.Sıla'nın Mihrimah'a olanları anlatmış olabileceğini düşündü.Okulun bahçesinden ayrılmadı.Mihrimah'ın dersten çıkmasını bekledi.Ömer bir saat boyunca Mihrimah'ı olduğu yerde oturmadan bekledi.Mihrimah'ın dersi bitti.Ders bittikten sonra bütün öğrenciler dersten çıktı,sınıfta yalnızca Mihrimah kaldı.Okul hizmetlisi sınıfı temizlemek için geldiğinde Mihrimah hala sınıftaydı.Mihrimah'a bütün öğrencilerin dağıldığını söyledi,sınıfı temizlemek için sınıftan çıkmasını rica etti.Mihrimah,Ömer'in gitmiş olabileceğini düşündü,kitaplarını topladı,sınıftan çıktı.Mihrimah dışarı çıktığında Ömer'i karşısında görünce hem telaşlandı hem de içten içe mutlu oldu.Ne de olsa bütün ders boyunca gitmemiş,Mihrimah'ın dersten çıkmasını beklemişti.Mihrimah'ın kaçabileceği bir yer kalmadı.Ömer,Mihrimah'ın yanına gelerek onunla konuşmak istediğini söyledi.Mihrimah,Ömer'e bir an önce eve gitmesi gerektiğini ve çok yorgun olduğunu söyledi.Ömer,Mihrimah'ın ondan kaçtığının farkındaydı ama Sıla'nın ona olanları anlatacağını düşünmediği için Mihrimah'ın neden böyle davrandığını anlamıyordu.Üstelik Sıla,Mihrimah'a olanları anlatmış olsa bile böyle davranmasını gerektirecek bir durum olmadığını düşündü.Mihrimah'ı zorlamak istemedi,"Peki o zaman eve gidip dinlenirsin,bizde akşam konuşuruz olur mu?"dedi.Mihrimah bir cevap vermedi.Birlikte eve gitmek için otobüse bindiler.İkiside yol boyunca birbirleriyle konuşmadılar.Mihrimah,Ömer'den gözlerini kaçırıyordu.Onunla yan yana olmamak için insanların arasından geçerek otobüsün arka tarafına doğru ilerledi.Ömer,Mihrimah'ı rahatsız etmemek için ona bir şey söylemedi.Otobüsten indikten sonra Mihrimah,Ömer'i beklemeden hızlı adımlarla eve ilerledi.Mihrimah'ın bu hali Ömer'i içten içe üzüyordu.Mihrimah ile konuşmak için akşam olmasını bekledi.Mihrimah akşam yemeğini babasının eve gelmesini beklemeden erkenden yedi,annesine yorgun olduğunu ve yatacağını söyleyerek odasına çıktı.Leyla hanım "Neyin var Mihrimah? Sen bu saatte uyumazsın,Ömer ile ilgili bir şey mi oldu,ne zamandır bize gelmiyor?"dedi.Mihrimah "Bir şey olmadı anne,sadece yorgunum ve uyumak istiyorum"dedi.Leyla hanım bu sıralar Mihrimah'ın tavırlarına anlam veremiyordu.Ömer ile ilgili bir şeyler olduğunu anlıyordu.Mihrimah ile konuşmak için yukarı çıkacağı sırada kapı çaldı.Leyla hanım kapıyı açtı.Gelenin Ömer olduğunu görünce mutlu oldu.Ne zamandır onu görmüyordu.Leyla hanım Ömer'i Mihrimah kadar çok severdi.Ömer hazır gelmişken onunla konuşmak için onu içeri davet etti.Ömer" Leyla teyze ben sizi rahatsız etmeyeyim.Zahmet olmazsa Mihrimah'ı çağırabilir misiniz?"dedi.Leyla hanım Ömer'e "Mihrimah biraz önce uyumak için odasına çıktı,istersen bekle uyumadıysa çağırayım"dedi.Ömer "Yok hiç rahatsız etmeyin,daha sonra konuşuruz."dedi.Mihrimah yukarıdan Ömer'in söylediklerini duyuyordu.Ömer ile karşılaşmak istemiyordu.Odasına geri döndü.Her zaman ki gibi masasının başına geçti.Sarı yapraklı ağaçtan yapılmış defterini ve beyaz tüylü kalemini eline alarak, içinden taşan cümlelerini yazmaya başladı.
-Bırak uçup gitsin herşeyin.
Elbet bir gün bir ağacın dalına takılıp seni bekleyecektir.
Yahut rüzgar ters yöne esecektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN DİLİ YOKTUR
RomanceGözlerimi dünyaya açtığım andan itibaren yanımda olan aşka,içimi titreten cümleyi söyleyemedim.Ve hayat, imkanların ötesinde en sessiz aşkı yaşamayı benim için seçti.Aşkı bulduğunda zamanı harcamamayı öğretti.