Duygu'nun Ağzından;
Sabah pencereden içeriye gün ışığı girince gözlerimi açtım. Etrafa bakınca her zaman yattığım yerde olmadığımı gördüm ve yanımda da Joe vardı. Onu görünce dün geceyi hatırlamaya çalıştım ama kafam karman çormandı. En son hatırladığım şey evden içeriye girmemiz vee... gerisi yoktu. Ayrıca başım çok feci halde ağrıyordu. Oysaki içki içmemiştik ve dolayısıyla sarhoş değildik ama bu baş ağrısı her zamankinden faklıydı. Zaten hayatımda hiç sarhoş olmamıştım ve Joe bunu bilse komik karşılar diye düşündüğümden dün akşam bütün o bara gitme isteğime rağmen belli etmemiştim.
Joe'nun erken kalktığını biliyordum ve ondan önce uyanmama şaşırmıştım. Çok derin uyuyor gibiydi ki bu da onun için tuhaf bir durumdu. Onu incelemeye başladım. Bir taraftan çok sıradan gözüküyordu ama diğer yandan ise göz alıcı bir farklılığı vardı. Her zaman hayran olduğum parlak ve yumuşak görünümlü saçlarıyla şuan yanımdaydı. Gözleri kapalı olduğundan gizlice inceleme fırsatım yoktu ama mavi ve yeşilin karışımı olan göz rengini hayal ettikçe kendimi huzura kavuşmuş gibi hissediyordum.
Ona dalıp gidince her şeyi unutuyordum ve hatırlamam gereken koskoca bir gece vardı. Onun bir şeyler hatırladığını umarak Joe'yu çabucak uyandırmam gerekiyordu.
''Joe çabuk kalk!'' diye bağırdım. Az önceki ona hayran kız gitmiş yerine kaçığın teki gelmişti.
''İnsanları hep böyle mi uyandırıyorsun?''
''Biz.. biz yaptık mı?''
''Ne?!'' diyerek hemen gözlerini açtı ve yatağın başlığına sırtını yasladı.
''Anladın işte. Neden birlikte yatıyoruz? Dün gece ne oldu? Hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ve neden hafızam dün geceyi sildi?''
''Duygu öncelikle sakin ol. Bunu yapacak birisi olmadığını biliyorum ama bence yine de denemelisin.''
''Nasıl sakin olabilirim!''
''Tam da düşündüğüm gibi...'' diye sessizce mırıldandı.
''Seni duyabiliyorum Joe.''
''Ben hatırlıyorum her şeyi ama önce sana bir şey sormam gerekiyor. Sen daha önce hiç sarhoş oldun mu? Ya da hiç içki içtin mi?''
''Neden bunu soruyorsun?''
''Soruma soruyla karşılık verdiğine göre cevabın hayır. Bu da tüm durumu gayet net bir şekilde açıklıyor. Neden bunu bana söylemediysen...''
''Lütfen kafamı karıştırmaya bir son verip anlatır mısın?''
''Dün gece bizi bir bara götürmeye çalıştın ve ben de karşı çıktım. Sonra kaldırımda oturduk ve bir şeyler içelim dedik. Ben marketten bira aldım ve onları içince birazcık sarhoş olduk. Sonra sen bara gitmek konusunda yine ısrar edince biz de gittik. Ben sana göre daha çok kendimdeydim ve sana bir şey olacağını düşünmüyordum. Yani koruyabilirim sanıyordum. Orada da biraz dans ettik, viski içtik ve çok feci bir şekilde sarhoş olduk. Sen benden çok kötü bir durumdaydın ve o an gitmemiz gerektiğini anladım. Seni arabaya götürdüm sonra bana birisi seslendi. Hayranlarımdan biri de oradaymış ve bir tane adamın senin içkine bir şey karıştırdığını görmüş. Bunu duyunca çılgına döndüm ama elimden bir şey gelmedi tabii. Arabayla buraya geldik ve sen içeriye girince sendelemeye başladın. Ben de seni buraya getirip yatırdım. Kendi odama getirmemin sebebi ise bu halde her an her şeyi yapabileceğini bildiğimden seni güvende tutmaktı. Uyuyana kadar bekleyip senin yattığın odada ben yatacaktım ama beklerken ben de uyuya kalmışım. Soruna cevap olarak ise öyle bir şey olmadı. Nereden çıkardın bunu?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnternet Aşkı | Joe Sugg
FanfictionHayatımda yolunda giden tek bir şey bile yoktu, ne kadar çabalarsam çabalayım kendimi hep uzay boşluğundaymışım gibi hissediyordum. Elimi tutan, bana yardım eden tek bir kişi bile yoktu şu koca dünyada... Güneş her sabah yüzünü göstermeye başladı...