7.Bölüm

41 11 2
                                    


  Sabah gözlerimi açar açmaz ''Joe!'' diye bağırmak zorunda kaldım çünkü resmen odaya dalmıştı ve beni gıdıklamaya başlamıştı. Ben de çığlık atarak uyanmak zorunda kalmıştım. Ne kadar da güzel bir uyanış şekli!

''Niye bağırıyorsun ki?'' diye sorarken hala beni gıdıklamaya devam ediyordu. Ben de daha fazla kendimi tutamadım ve kızgın ifademi bir kenara bırakıp gülmeye başladım. 

''Kermit üzgünüm ama bunu hak ettin'' dedim ve o daha neler olduğunu anlamadan yatağa çektim ve gıdıklama sırasını kendime geçirmeye başladım. 

  İkimizde birbirimizi gıdıklıyorduk ve itiraf etmeliyim böyle uyanma şekli birazcık hoşuma gitmişti. En son ne zaman gülerek uyandığımı hatırlamıyordum, belki de böyle bir şey hiç olmamıştı...

''Hadi kalk ve hemen hazırlan. Kahvaltı hazırladım sonra da dışarı çıkacağız. Biliyorsun erken kalmayı ve güne erken başlamayı severim.'' diyerek kurnazca bir şekilde göz kırptı.

''Nereden bilebilirim ben senin erken kalktığını acaba?!''

''Konuşmalarımızda yazmıştım ya. Neden bu kadar panikledin?''

''Yok canım paniklemedim ben başka bir şey sandım da...''

''Başka ne olabilir ki? Neyse aşağıda bekliyorum.''

  Salak kafam bir an Joe'nun her şeyi anladığını sandı. Hem nasıl anlasın ki? Gerçi böyle garip davranmaya devam edersem anlaması çok yakındır.

  Üzerime şort ve beyaz bir sweatshirt giydim ve hemen aşağıya indim. 

  İyi yemekler yaptığını biliyordum ve görüntü beni pek şaşırtmamıştı ama mecburen numara yapacaktım çünkü onun hakkında bu kadar çok şey bilmeseydim büyük ihtimalle şaşıracaktım.

''Böyle yeteneklerin olduğunu bilmiyordum çok güzel olmuş.''

''Alışırsın.''

''Neye?''

''Güzel şeyler görmeye...'' diyerek gülümsedi. 

''Aslında biliyor musun bence ben hiçbir sabah kahvaltı hazırlamayım hep sen hazırla çünkü bu kadar da iyi değilim ne dersin?''

''Sanırım burada kalmayı istiyorsun. Joe sadece bir gün yük olmayım ben tarzı bir şeyler dediğin hala aklımda...''

''Öyle demek istemedim. Bir an ağzımdan kaçtı kusura bakma.''

''Önemli değil. İstediğin kadar kalabilirsin...''

  Yemeği bitirdikten sonra Joe'nun arabasına bindik ve arabasıyla küçük bir tur yaptık. Gezerken de bana çevre hakkında bilgiler verip duruyordu. Ben de dikkatle dinliyordum. En son bir tane sahile geldik ve burasının son durağımız olduğunu söyledi. Joe arabayı park ettikten sonra sahile inen küçük merdivenlerden indik ve taşlı sahilde ufak bir yürüyüş yapmaya karar verdik. Hava sıcaktı ve yürürken denize çok yakındık, Joe da bu fırsatı kaçırır mı beni kucağına aldı ve denize doğru koşarak girmeye başladı. Üzerimde kıyafetlerle ıslanmayı hiç sevmiyordum ve o kadar çok tepinmeme rağmen beni bırakmamıştı. 

  ''Bu bana doğruları söylemediğin içindi Miss Piggy... Küçük hayranım Duygu...''

''Ben..ben çok özür dilerim Joe böyle bir şey nasıl oldu bilmiyorum. Benimle bir daha arkadaş olmak istemessin diye korkuyordum. Sonuçta kim arkadaşının en büyük fanı olmasını ister ki. Onca zaman konuştuk ve aklıma Joe Sugg olacağın hiç gelmedi çünkü ben onunla konuşamazdım. Ona bana dönüp bakmazdı bile... Onun değer vereceği birisi asla olamazdım ve bir anda karşıma çıkınca ben bayıldım ve evet çok utanç verici bir durum biliyorum. İlaçlar yüzünden değildi Joe, senin yüzündendi...''

''Ya aynı şeyleri ben de düşünüyorsam...''

''Nasıl yani?''

''Bunu düşündüğünü biliyorum çünkü sen beni takip ediyorsun ve benimle kendimi öyle bir bağdaştırdın ki büyük ihtimalle aynı şeyleri düşünüyoruz.''

   Beni ıslatmaya başladı. Karşılıksız kalacağını sandıysa tabiki yanılıyordu ben de onu ıslatmaya başladım ve onu suya doğru ittim. Düştüğünü görünce sudan çıkmak için koşmaya çalıştım ama Joe beni belimden yakaladı ve suya doğru çekti böylece elinden kurtulamadım. 

  Birazcık eğlendikten sonra günbatımına doğru denizden çıktık. Zaten buraya gezerek geldiğimiz için geç gelmiştik yoksa sabahtan beri denizde değildik merak etmeyin. 

  Kurumak için çakıl taşlarının üzerine oturduk ve o an gerçekten mutlu olduğumu anladım. O kadar yıl sonra ilk defa yüzüm gülüyordu ve beni mutlu eden kişi ise yıllardır hayranı olduğum kişiydi. Hayat bazen sizi çok kötü durumlara sokabiliyordu ama o zamanlarda öyle bir olay oluyor ki iyi ki bu kötü şeyleri yaşamışım diyorsunuz. Çünkü mutlu olan birisi olsaydım şuan en çok sevdiğim kişinin yanında oturamayacaktım. Joe'ya arada bir kaçamak bir şekilde bakarak onu izliyordum, o kadar mükemmeldi ki. Herkesin fikri farklıdır ama beni mutlu eden birisine muhteşem dememe kimse karışmamalı.

Joe'ya dönüp ''mutluyum'' dedim.

''Peki bu bana attığın o kaçamak bakışların cevabı mı?''

''Bir şeyleri saklamakta çok kötüyüm değil mi?''

''Biraz öylesin ama olsun sonuçta tedavi şimdiden işe yaradı.''

''Ne tedavisi?''

''Mutluluğun tedavisi ve ilaçsız yollarla. Geldiğimizden beri bahsettiğin ilaçları hiç içmedin ve gayet sağlıklısın.''

''Joe Sugg beni tedavi etti. Söylemesi bile garip.''

''Rica ederim.''

''Gerçekten beni mutlu eden tek kişi sensin çok teşekkür ederim. Evdeyken hep senin videolarını izlerdim ve kendimi toparlamama hep yardımcı olurdun. Şimdi ise yanımdasın ve beni yine mutlu ediyorsun.''

  O anın büyüsüne kapılarak kafamı Joe'nun omzuna yasladım ve gülümsedim.

Mutluydum...

Yazarın Notu: Bu sefer beğeni, yorum ya da herhangi bir şey istemiyorum. Tek istediğim mutlu olun. Bu bölümde size verdiğim görev mutlu olmanız :))

İnternet Aşkı | Joe SuggHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin