''Cenk ile ilkokulda tanıştık. Aynı okula gidiyorduk ve ilk başlarda pek birbirimizle konuşmazdık. Ortaokulda da zaten sevgilisi vardı ve çok da ilgimi çekmiyordu. Yavaş yavaş bana yakınlaşmaya başladı ve bana kendini sevdirtmeye çalıştı ve bunu o kadar iyi bir şekilde yaptı ki ondan hiç şüphe duymadım. Bana kötü bir şey yapabileceği ya da kötü davranabileceğini hiç düşünmedim. Güvenimi kazanmayı başarmıştı ve onu sevmemi sağlamıştı. Biraz zaman geçtikten sonra mesajlaşıyorduk ve bir şekilde onu sevdiğimi itiraf etmemi sağladı. Ben de umutlanmıştım. Acaba beni seviyor mudur diye. Bir kere kanıma girmeyi başarmıştı ya o lanet gülüşünü aklımdan çıkaramıyordum. Onu sevdiğimi itiraf ettiğimde o da bana karşı bir şeyler hissettiğini ve belki denemenin iyi olacağını söyledi ben de onun dediklerine kandım ve evde mutluluktan havalara uçuyordum, etrafa gülücükler saçıyordum. Neler olduğundan arkamdan ne işler çevirdiğinden habersiz... Onun sevgilisi olduğunu biliyordum ve ondan benim için ayrılmasını da istemiyordum çünkü mutlulardı. Yıllardır birlikte olan insanları ayırma düşüncesi bile garip geliyordu ve başkası ile birlikteyken onunla çıkmam çok yanlış olurdu. Ben de Cenk'e sordum sen Alara ile birlikte değil misin? Bunu nasıl kabul edebilirim diye... Ve bana onun haberi olmayacağını beni gerçekten çok sevdiğini söyledi. Ben de ne zararı olabilir ki diye düşünüp onunla çıkmayı kabul ettim. Okuldayken çok çekingen birisiydim ve sevgilimin olduğunu kimseye söylemek istememiştim. Kimsenin bilmemesi de onun işine gelmişti çünkü tek amacı benim kalbimi kırmaktı. Hem neden benim gibi bir ezik ile birlikte olsun ki... Zaten iki hafta gibi kısa bir süre çıktık ve aslında hayatımın iki haftasını çaldığını öğrendiğimde o kadar üzüldüm ki. Cenk ve arkadaşı Yağmur bana pis bir oyun oynamışlardı ve ben de Yağmur'u hep iyi bir kız olarak görmüştüm. Sanırım o da benden intikam almak istemişti. İlkokul intikamı...
Ona yaptığım basit bir hatanın cezasını bu şekilde ödememin bu kadar ağır olması gerektiğini düşünmüyordum. Yağmur'un hoşlandığı çocuğa gidip ''Yağmur seni seviyor.'' demiştim ve 3. sınıftaydık. Bu ne kadar büyük bir şey olabilir ki? Hem o kadar küçük yaşta hissettiklerinin tanımı kesinlikle aşk olamaz. 9 yaşında birisine aşık olmak imkansız. Seversin ama aşık olamazsın. Daha o ne demek onu bile bilmiyorsundur.
Meğersem her şey bana oynadıkları bir oyunmuş. Cenk beni parmağında oyuncak gibi oynattı ve en kötüsü de ben ona güvenebildim. Pisliğin tekine, her gün başka bir kızla olmak isteyen birine güvendim, onu sevdiğimi sandım. Her şey yalanmış. Sevginin bu kadar ucuz bir şekilde kullanılması çok garip değil mi? İnsanların duygularıyla oynamak ve onları aşktan soğutmak bu kadar kolay mı? Ben onun yüzünden aşktan korkar oldum. Ya karşıma çıkacak kişi bana yine böyle davranırsa? Onun diğerlerinden farklı olduğunu anlamam imkanız. Ortaokul bitince ondan da kurtuldum sanmıştım ama geldi buldu yine beni. Aşktan da ondan da nefret ediyorum. Aşk insanı kesinlikle güçsüz kılıyor. Joe ben bir daha aşık olmak istemiyorum. Olamam...''
''Bu hayatta gerçekten kötü insanlar var ama artık hiçbiri sana bulaşamayacak buna emin ol.''
''Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?''
''Çünkü artık yanında ben varım ve hiçbir yere de gitmeyi düşünmüyorum. Sen neredeysen ben de artık seninleyim. Her konuştuğunda seni biraz daha sevmemi sağlıyorsun Duygu. Muhteşem bir insansın.''
''Hangi anlamda seviyorsun?'' diye sordum gülerek.
''Şeyy... Sanırım birisi arıyor, aşağıdan bir ses geliyor. Ben gidip baksam iyi olur.''
Hem paniklemişti hem de şebeklik yapma peşindeydi işte. Ama söylediklerinde çok ciddiydi. Şimdi kaçıp, konuşmayı geçiştirmesi söylediklerini değiştirmiyordu. Joe'nun ağzından o sözleri duymak... Az önce konuştuklarımı yazsam sayfalarca olurdu ve belki içinde bir sürü gereksiz cümle vardı ama onun söylediği birkaç cümle beni yeniden hayata döndürebiliyordu. Nasıl birisiydi bu? Onu tanıdığımı sanıyordum. Bütün videolarını izlemiştim ama gerçek Joe'yu sanırım yeni yeni keşfetmeye başlamıştım.
Telefonda annemin resmini görünce hemen açtım. Tabi açar açmaz bana kızdı.
''Kızım niye açıyorsun ki? Sanki çok yazacağını bilmiyorsun.''
''Ay anne pardon mutluluktan unutmuşum.'' dedim ve gülerek telefonu kapattım.
''Sen ve mutlu olmak arasında uzun bir yol yok muydu Duygu?''
''O yol git gide kısalıyor anne.''
''Evet orası doğru çünkü en yakın zamanda o adamın evinden çıkıp Türkiye'ye dönüyorsun.''
Yazarın Notu: Biraz heyecanlı yerinde bırakmak istedim yoksa yazacağım şeyler çoktan hazır ama bakalım biraz da siz merak edin. Acaba Duygu neden evine dönmek zorunda? Düşüncelerinizi yorum kısmına yazabilirsiniz :)
![](https://img.wattpad.com/cover/97738877-288-k381019.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnternet Aşkı | Joe Sugg
Fiksi PenggemarHayatımda yolunda giden tek bir şey bile yoktu, ne kadar çabalarsam çabalayım kendimi hep uzay boşluğundaymışım gibi hissediyordum. Elimi tutan, bana yardım eden tek bir kişi bile yoktu şu koca dünyada... Güneş her sabah yüzünü göstermeye başladı...