11. Bölüm

43 8 1
                                    

  Arabasını kullanmama izin verdiği için sevinmiştim. Yani ikna etmesi zor olmuştu ama sonuçta izin vermişti. Bana göre çoğu erkek (ki eminim ki Joe da bunlardan birisi) arabasına çok fazla değer verir ve doğru dürüst tanımadığı birine bu kadar güvenmez ama ben nasıl olduysa sanırım güvenini kazanmayı başarmıştım ve kendimle gerçekten gurur duyuyordum. 

  Aslında arabasının daha bakımlı olmasını beklerdim ama arabanın kusursuz siyah rengi toz ve çamur ile kaplıydı. 

''Joe sana bir şey sorabilir miyim?''

''Evet?''

''Bu zenginlere özgü bir şey mi?''

''Nasıl yani?''

''Neden bilmiyorum ama denk geldiğim çoğu zenginin arabası kirli olmuştur.''

''Duygu senin kaç tane sevgilin oldu?''

''Sanane.'' diyerek sırıttım ve gaza basıp Joe'nun sıçramasına neden oldum.

''Bir kıza göre arabada kendine fazla güveniyorsun. Biraz yavaş mı gitsen?''

''Yoksa bizim Joe Sugg korktu mu?''

''Hayır küçük Suggletim.''

''Tek sorun ne biliyor musun? Cidden komiksin ve sana karşı tavır alamıyorum.''

''Öyle derler.''

''Bugün bizde bir gariplik var farkındasın değil mi?''

''Biz diye bir şey oldu mu?''

''Bilmem sen söyle.''

''Hayır... en azından henüz değil.''

''Normalde senin böyle konularda çok çekingen olduğunu biliyorum ve aslında ben de öyleyim. İşte ikimiz de aşık olmaktan korkuyoruz ve kendimizi aşk için doğru zaman değil diye kandırıyoruz. Ama sanki biraz farklılaşmaya başladın gibime geliyor ve bu iyi bir şey aslında. Ay neyse saçmaladım yine değil mi?''

''Hayır söylediklerin çok mantıklı. Bence de değişiklik iyidir.''

''Bugün tek istediğim ne biliyor musun?''

''Evet.''

''Neymiş?''

''Sarhoş olmamak.''

''Evet sarhoş olmaktan korktuğumu biliyorsun. Yani birkaç kere olmuştum ve sonu pek iyi gitmemişti. Bütün komşuları gecenin bir yarısında uyandırmayı başarmıştım. Gerçi bence bu da güzel bir yetenek. Düşünsene tüm mahalle senin sayende uyanıyor. Ramazan davulcusu gibi. Gerçi sen bilmezsin onu ama öğrenirsin.''

''Sen de komiksin bunu biliyorsun değil mi? Yani.. iyi anlamda.''

''Sağol.. sanırım. Joe demeye çalıştığım şey şu ki bugün sadece eğlenmek istiyorum ve yaşadığım ya da yaşayacağım şeyleri düşünmek istemiyorum. Sadece anı yaşamak istiyorum. Bence en önemlisi de bu...''

''Haklısın...''

''Tam zamanında bu derin konuşmadan bizi kurtaracak yere geldik.''

''Bir dakika.. sen.. sen burayı nereden biliyorsun?''

''Niye? Gizli mi burası senden başka kimse giremez mi?''

''Ne demek istediğimi gayet iyi anladın bence. Burası benim hep geldiğim gece kulübü ve bence oraya gitmemeliyiz.''

''Tamam istediğin bir yer varsa oraya gideriz olmaz mı?''

''Hayır Duygu olmaz. Ailen seni buraya oku diye gönderdi, tanımadığın salak bir çocuğun peşine takılıp sırf o seviyor diye kulüplere gitmen için değil. Sen böyle birisi değilsin biliyorsun dimi? Ben seni... Ben seni sen olduğun için sevdim. Evet doğru duydun. Sonunda bunu bana itiraf ettirmeyi başardın. Seni gördüğüm andan itibaren çok farklı olduğunu düşündüm. Farkını hala anlayamadın ve duygularım hakkında çok fazla bir fikrim yok. Tek bildiğim sende çok özel ve farklı bir şey olduğu ve benim de bu farklılığını sevdiğim. Oradaki kızlar gibi olmana gerek yok. Sen Duygusun. Farklısın işte ve bu farklılığınla gurur duymalısın. Senin beni sevdiğini zaten buraya geldiğinden beri biliyordum ama sırf ben seni seviyim diye kendini değiştirmene gerek yok çünkü ben seni sen olduğun için sevdim Duy...''

Joe'nun Ağzından;

İlk cümlemden itibaren Duygunun gözleri dolmaya başlamıştı ve ben daha cümlemi bitirmeden hızlı bir hamle ile dudaklarıma yapışmıştı. İlk ne yapacağımı bilemesem de az önceki konuşmamızı düşündüm ve içimden anı yaşa Joe, başka bir şeyi düşünme diyerek ben de ona karşılık vermeye başladım. Birkaç saniye sonra Duygu geri çekildi ve utangaç bir tavra büründü.

''Joe ben özür dilerim. Bunu yapmak...''

''Hayır, hayır. Özür dileyeceğin bir şey yok.'' dedim ve tekrar onu kendime çekerek öpmeye başladım. 

Geri çekilince Duygu tatlı tatlı bana gülmeye başlamıştı. 

''Ne oldu Duygu?''

''Sence bu bir rüya mı? Çünkü öyleyse asla uyanmak istemiyorum.''

''İstiyorsan sana bir tokat atabilirim. Yani emin olman için.''

''JOE! İnanmıyorum sana. Her durumda nasıl şaka yapmayı başarıyorsun gerçekten anlayamıyorum.''

İkimiz de gülmeye başladık ve Duygu'yu arabadan indirdim.Hayır, hayır psikopat çocuklar gibi yolda bırakmak için değil. Yer değiştirmek için çünkü Duygu gerçekten kötü araba kullanıyordu ve nasıl söylediğime inanamadığım itirafım üzerine Duygu ölmemeliydi. Ben mi? Bendeki bu garip şans ile ölmezdim ben o yüzden kendimi düşünmüyordum. 

Evin kapısını açtım ve içeri girdik. Kapıyı kapatır kapatmaz Duygu beni tekrar öpmeye başladı ve sormam gerektiğini bildiğim soruyu soracaktım çünkü ne yapmaya çalıştığını biliyordum.

''Bunu gerçekten yapmak istiyor musun?''

Yazarın Notu: Açıkçası bölümü çok çabuk yazdım ve ne kadar iyi oldu bilmiyorum ama ben yazarken eğlendim ve diğer bölümlere göre bence dolu doluydu. Yani Joe'nun bir kıza aşkını ilan etmesi bence çok büyük ve değerli bir şey. Neyse sizi uzun yorumlarımla sıkmak istemem. Umarım bir sonraki bölümde de benimle olursunuz. Bölümü beğendiyseniz renksiz yıldızımızı renkli yapabilirsiniz. Ayrıca yorum yapmaktan çekinmeyin. Bir sonraki  bölümde görüşürüz! :))

İnternet Aşkı | Joe SuggHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin