11. Bölüm "Kavuşma"

59 7 4
                                    

Üç hafta daha.
Yirmi dört gün daha.
Tamı tamına iki yüz yirmi gün.
Otuz iki hafta.
Sekiz ay.

Bugün yine yazdım ağaç evin duvarlarına.
Senin, gidip de dönmediğin günlerin toplamını, tekrar kazıdım tahta duvarlara.

Neredesin bilmiyorum.
Ne yapıyorsun bilmiyorum.
Nasılsın bilmiyorum.
Özlüyor musun? Hatırlıyor musun? Ağlıyor musun? onu da bilmiyorum.
Tek bildiğim Jungkook, tek bir bildiğim var.
O da ;
Senin elbet bir gün geleceğin. Ve ben o günü merakla bekliyorum Jungkook.
Elbet bir gün geleceksin.

"Gidelim mi ?"
Gözlerine baktım. Sorusunu cevaplamamı bekliyordu.
"Yanımda durmanı istemiyorum."
Gülümsedi.
"İşimi yapmak zorundayım."
Dişlerini göstererek gülmesi sinirime dokunuyordu.
"Gülmeni de istemiyorum."
Göz devirdi ve ağaç evin içine adımını atacakken durdurdum.
"Dur orada. İçeri girmene kim izin verdi? Çık!"
Teslim olur gibi ellerini havaya kaldırdı ve tekrar aşağı indi.
"Tekrar geleceğim ve o zaman seni görmek istiyorum. Daha fazla özlemine katlanamıyorum."

Evin kapısı açıldığında Yoongi'nin sarılmasını bekliyordum...
Neredeydin? Çok korktum. Demesini bekledim ama yoktu. Evde değildi. Bu sefer ileri gitmiştim sanırım.
İşin içine erkek kardeşini karıştırmamalıydım. Fazla sinirlendirdim...
"Git ya of!"
Yanımdaki psikoloğu omuzlarından itip evin kapısını yüzüne kapattım.
Şu Jinyoung'da Yoongi'nin bana kazığıydı.
"Kapıda bekliyorum Bay Park."
Sinirlerimi bozuyordu.

04:09

Sessizce yatağımdan kalkıp üzerime ceketimi giydim ve ayakkabılarımı elime alıp her şeyi yavaşça yaparak evden çıktım.
Kapının önünde ayakkabılarımı giydikten sonra Luck'u da alıp koşmaya başladım.
Ayaklarım beni nereye götüreceğini biliyordu. Bana düşen sadece koşmaktı.
Koş..
Koş...
Koş!

Çayıra geldiğimde Luck'un tasmasını çıkarttım.
"Koş!"
Gülerek tasmayı katlarken ağaç eve doğru ilerliyordum.
"Özledim be seni Jungkook."
"Bende seni Jimin."
Cümle kelime kelime kulaklarımı doldururken çivilenip kalmıştım. İliklerime kadar titrerken arkama döndüğümde tam karşımda dikiliyordu.
Bu J-Jungkook'tu öyle değil mi ?
"J-Jungkook?"
Gözlerim hızla dolarken zor yutkundum. Gözbebeklerime kadar tir tir titrerken bana doğru koşmaya başladı.

O anı tarif dahi edemezdim. Bedenlerimiz birbirine çarpana kadar gözlerim sımsıkı yumuluydu. Bedeni bedenimi bulduğu an sımsıkı sarıldım en değerlime. Bir daha kaybetme korkusuyla daha da sıkı sarıldım.
Saçlarını avuçladım. Yüz binlerce defa öptüm en güzel yerlerinden.
Saçlarından, çenesinden, burnundan, boynundan, anlından, yanaklarından, ellerinden...
Ama öpemedim dudaklarından. Korkuyordum çünkü. Hayal olmasından korkuyordum.
"Öp."
Gözlerimin içine derince bakarken emrettiği gibi yaptım.
Aynı sıcaklık aylardır buz kesmiş dudaklarımı ilk seferki gibi alev topuna çeviriyordu.
"Seni çok özledim Mochi."
"Seni çok özledim Kookie."

Space || JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin