Cümlelerden bir kaç kelime geriye gidelim şimdi. Kurşun kalemin bıraktığı siyah izlere değmeden bir kaç kelime daha. Çok değil, cümlenin başına gelmeden önce ki o ilk durakta duralım. Boşluğa hapsedelim kendimizi geçmişte bir yerlerde, unutulmuşa gelmiş cümlelerde. Tanıdık bir kelime çarparsa bedenimize, soluklanırız.
Emir yanımdan kalktığın da onun sigara almaya gittiğini biliyordum. Kalkıp etrafa saçılan kıyafetleri topladım ve üzerime geçirdim. Giysilerimiz bedenlerimizi örtebiliyordu. Peki ya çıplak kalan ruhlarımızı ne örtecekti? Banyoya girip yüzümde ki kanı silmek için suyu yüzüme boca ettim. Midem bulanıyordu ama şu an düşüneceğim son şey buydu. İyice temizlendiğime emin olduğum da havluyla kurulandım. Emir geri gelmedi.
Arkasından gittiğim de mutfağın ışığının yandığını farkettim ve oraya yöneldim. Emir masada oturuyordu. Önünde sigara ve kakaolu süt vardı. İki zıt içecek gibiydik. Karşısına oturup kakaolu sütten uzunca bir yudum aldım. Bana sigara uzattı ve çakmağıyla yaktı. Gözlerine bakmıyordum."Bu gece yaşananlar.." dediğin de dumanı yüzüne üfledim ve ayaklandım. Bunun üzerinde konuşmak istemiyordum.
"Ne yaşandı ki? Ben bir şey bilmiyorum." Dedim. Üç maymun bizim aramızda sözsüz bir anlaşmaya dönüşmüştü. "Eline baksan iyi edersin." Dedim ve arkamda uzun ince bir duman bırakarak odaya girdim. Sigaraya devam edemeyeceğimi anladığım da komidinin üzerinde söndürüp yatağıma girdim ve yorganı kafama kadar çektim. Gözlerimi sımsıkı yumdum ve bu gece haricinde düşünebileceğim bütün saçma şeyleri düşünerek kısa sürede uykuya daldım.
"
Buğulu camı elimle silip aynada ki yansımamla yüzleştim bu sabah gün doğumunda. Gözlerimde gördüğüm yabancı bakışları tanımaya çalıştım. Kimdim ben? Kırık ruhumla insanlara çarpa çarpa zarar verirken hangi yüzümü kullanıyordum? Gözlerimden dışarı çıkmaya çalışan o küçük kızı daha ne kadar zaptedecektim?
Kabuğum kırılıyordu. İçeri dolan havayı hissedebiliyordum. Vücudumda Emir'in parmak izleri varken nasıl bir daha kendim gibi bakabilecektim? Tekrar aynaya bakıp yüzümü olabildiğince sabitledim. Soğuk bakışlarımı gözlerime perde gibi çekerken bunun beni kurtarabileceğini umut ettim. Bu zamana kaçar kurtarmıştı şimdi de işe yaramak zorundaydı. Ben hiçbir zaman iyi olmamıştım. Bundan sonra da hayatımda değişen bir şey olmayacaktı. Derin bir nefes alıp kendimi dizginlemek adına yutkundum. Salona çıkarken dün geceyi düşünmemeye çalışıyordum. Üç maymunu oynamak hiç bu kadar zor olmamıştı.
"Senin kız, biraz yollu galiba." Dedi Emir sigarasını ağzında sallandırıp önünde ki laptopla uğraşırken. Yüzüme bakmadı.
"Ne?" Diye sordum burnuma dolan sigara kokusuyla haşır neşir olurken. Kimden bahsediyordu? Kafasını kaldırdı ama yine yüzüme bakmadan ayağa kalktı. Bu işime geliyordu. Birkaç gün Emir'le saklambaç oynayabilirdik.
"Pinti, dışarıda." Dedi ve ayağa kalkıp mutfağa yöneldi. Önümden geçerken duyduğum nane kokusuyla sendeledim. Hızlı bir şekilde masada duran sigarayı kapıp Emir'in yeni akrep resimli çakmağıyla ateşledim. Ağzımda bıraktığı nane tadından nefret ediyordum. Ama katlanmak zorundaydım. Üzerime ceket alıp dışarı çıktım ve kedimi aramaya koyuldum.
Evin önüne baktım ama hiçbir yerde göremedim. Sonra arkaya doğru ilerlerken birden fazla kedi sesi duyunca adımlarımı hızlandırdım. Sonra onları gördüm. Dört kedi. Birde aralarına aldıkları Pinti. Ağzım kocaman açılırken koşarak onlara yaklaştım ve pintiyi ellerinden kurtardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaramızda Kalsın ♣️
Ficção AdolescenteTamamlandı ✔️ "Bu kitabı; 24 yıllık hayatım boyunca, içimde sürekli takılıp düşen o küçük kıza ithaf ediyorum."