"
Kırılmaktan büsbütün dağıldığım vakit daha güçlü basacaktım sözde toprağa. Şimdi yerlerde sürünürken birilerinin vicdanına kaldım ve kendimi hiç bu kadar aciz hissetmedim. Ama inandığım tek şey var ki asla yenilmeyeceğim."Yangın çıkartalım." Ceyda'nın fütursuzca söylediği bu kelime karşısında gözlerimi ona diktim.
"Neyle? Elimizde ki tek işe yarar şeyle mi? Hani keskin olan." Bir bıçakla yapılabilecekler listesi çok uzun olabilirdi. Ama bunlardan biri kesinlikle yangın çıkarmak değildi.
"Bıçağı kolayca alabildin. Çakmağı da alabilirsin." Dediğin de bunun ne kadar zor olacağını onunla tartışmak istemedim. Ama belki çocuklar bize yardım edebilirdi. Onlar dışarıya çıkabiliyordu. Biz ise hepten burada hapis kalmıştık.
"Çocuklardan yardım isteyeceğim. Ne olursa olsun bize güvenmelerini sağlayacağım." Hayatta ki en güvensiz insan olsam da bunu başarmak için elimden geleni yapacaktım. Baş ağrım şakaklarıma kadar indiğin de sigara için neredeyse delirmek üzereydim. Bozuk atan kalbimle bile başa çıkabilirdim ama nikotin ihtiyacımı hiçbir şey karşılayamazdı. Emir olsaydı mutlaka yanında bulundururdu. İlacımı bile nasıl yanında taşıdığını düşünürsek. Yutkundum. Bu hissettiğim boşluk neydi? Daha önce hissetmediğim bu duygu neydi? Canım yanıyordu. Bozuk kalbim, nikotinsiz kalmış ciğerlerim değildi bu acıyı yayan, daha derinlerde, daha yoğundu.
"Geliyorlar." Ayak sesleri tek sıra halinde kulağıma dolduğunda gözlerimi kapıya diktim. Gürültüyle açılan kapıdan kirli yüzler girdi. Herbiri kapıdan girerken bozuklukları Kenan'a uzatıp öyle yerini aldı.
"Bu ne?" Diye sordu içlerinden birine elinde ki birkaç bozukluğu ona uzatarak. "Bu gece yemek yemeyeceksin anlaşılan." Dediğin de midemin iyice sırtıma yapıştığını hissettim. Çocukların hepsi aynı karamsar ifadeye büründüğün de Kenan sıkkın bir nefes aldı. "Kuralları biliyorsun. Az para getirirsen az yemek yersin." Çocuk başını eğerek içeri girdiğin de Kenan'ın üzerine atlayıp tırnaklarımı yüzüne saplamamak için kendimi zor tuttum. Kapıyı kapatmasına müsade etmeden ayağa kalktım.
"Baksana." Diye seslendiğim de alaycı ifadesini suratına yerleştirip bana döndü. Omzunu kapıya yaslayıp ona yaklaşmamı bekledi. "Sende sigara vardır değil mi?"
"Sen de ne var? Diye sorduğun da bakışlarımı ona sabitledim. Ne dediğini anlamamıştım. "Yani bilirsin, al gülüm ver gülüm." Eğer içimde bir gram yemek olsaydı oracıkta kusardım. Gözlerimi devirdim.
"Bir sigara için sana vereceğim tek şey bir saat kadar sorun çıkarmamak olur." Dediğim de keyifle gerindi. Sonra arka cebinden bir paket çıkarıp içeceğim en kötü sigarayı bana uzattı. Başka şansım olmadığı için elinden alıp dudaklarıma yerleştirdim. Bu onu daha da eğlendirdi.
"Çok zeki bir kızsın." Deyip çakmağı çıkarıp uzattı. "Zeki kızları sevmem. Her zaman sorun çıkarırlar." Dediğin de elinden çakmağı alıp sigaramı kendim yaktım.
"Sözüm söz. Bir saat uslu kız olacağım." Deyip ona doğru uzandım ve çakmağı arka cebine koyar gibi yaptım. Ama her zaman yaptığım gibi çakmağı avucumda tutup ellerimi arkama götürdüm ve arka cebime doğru ittim. Bu Emir'de işe yaramazdı. Her zaman çakmağının olmadığını hissederdi. Ama Kenan benimle uğraşmaktan çakmağını yoklamadı bile. O kadar eğleniyordu ki çakmağı cebine koymasam bile hatırlamayacak gibiydi.
"Uslu kız." Burnuma vurdu. Sonra gülerek dışarı çıktı. Yüzümü çocuklara dönmeden sigarayı pamuğuna kadar içtim. İşte bu iyiydi. Rahatlatmıştı. Kafam yavaş yavaş toparlanıyordu. Sigaranın bende yaptığı etkiyi yapamayan insanlar vardı. Geri döndüğüm de bütün gözlerin üzerimde olduğu farkettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaramızda Kalsın ♣️
Genç KurguTamamlandı ✔️ "Bu kitabı; 24 yıllık hayatım boyunca, içimde sürekli takılıp düşen o küçük kıza ithaf ediyorum."