Ben ona bakıyordum, o bana bakıyordu. İkimizinde dili tutulmuştu. Dolan gözlerimi söylememe gerek var mı?
Onu karşımda görünce beş yıl öncesi geldi aklıma.
Her şey dün gibi aklımdaydı.Evleneceğimiz gün "yapamam." Deyip beni bırakıp gidişi.
O günden sonra bambaşka bir insan olmuştum. Zor toparlamıştım.
Ve şimdi beş yıl sonra karşımda.
Hiç değişmemiş. Yine çok yakışıklı.
Zorda olsa elimi uzatıp yutkundum.
"Gamze ben." Dedim titreyen sesimle.
Gözleri dolmuştu.
Elini uzattı.
"Fırat ben." Dedi.
Selamlaştıktan sonra elimi hızla elinden çektim.
Ne yapacaktım ki şimdi?
Hiç bozuntuya vermeden gülümseyip elimi çırptım.
"Sizin şimdi akşam yemeğiniz yoktur. Yorgunsunuzdurda. Bana gelin?" Dedim. Niye diyorum ya? Banane yani onlardan !
"Aa ! Çok iyi olur değilmi aşkım? Çok sağol gamzecim. O zaman akşam sendeyiz."
"Tamam." Deyip gülümsedikten sonra eve girdim. Kapıya yaslanıp yaşadığım şoku atlatmaya çalıştım.
Evlenmiş mi? Hayret ! Onuda bırakmamış ! Yapabilmiş bu sefer !
Bir yandan çok sinirli bir yandan da kırgındım.
Ona olan kırgınlıgımda kızgınlığımda geçmemişti. Bu gidişlede geçmeyecekti !
Zorda olsa kendimi toparladıktan sonra mutfağa geçip yemek yapmaya başladım.
***
Tüm yemekleri hazırlayıp masayı kurduktan sonra yukarı üzerimi değiştirmeye çıktım.
Önüme geleni giydikten sonra saçlarımı elimle düzelttim ve aşagı indim. Kapı çalar çalmaz hızla gidip açtım.
Simge bana göre fazla güzel, uzun, bakımlı ve çekiciydi. Sanırım manken. Hatta kesin mankendir. O girdikten sonra arkasından fırat girdi.Evet. Ne yapacağıma karar verdim. Tanımamazlıktan gelicem. Sanki hiç bir şey yaşamamışız gibi...
"Hoşgeldiniz." Dedim gülümseyerek.
"Hoşbulduk. " dedi simge. Fıratsa sadece başını salladı.
Simge yemeklere baktıktan sonra sadece salata yemek istediğini söyledi.
Sıra fırata gelince yemekleri saydım.
"Fırat bey, siz ne yersiniz?"
"Neler var?"
"Sarma, brokoli çorbası ve fırında çinekop var. Hangisini istersiniz?"
En çok fırında çinekopu sevdiğini biliyordum. Oda beni yanıltmayıp onu seçti.
Hepimiz yemeklerimizi yedikten sonra salona geçtik.
"Eee gamze, asıl mesleğin ne?" Dedi simge.
"Veterinerim."
"Gerçektenmi? Nasıl yapabiliyosun bunu ?"
"Neden ki?"
"Ben hayvanlara dokunamam !"
"Sebep?"
"İğreniyorum !"
Deyince yüzümü buruşturup sessizce,
"Emin ol onlarda senden iğreniyordur." Dedim. O duymadı ama fırat duymuş gibiydi. Çok hafif bir şekilde tebessüm etmesinden anladım.
"Sizin mesleğiniz ne?" Dedim fırat ve simgeye bakarak.
"Ben mankenim. Fıratında kendine ait bir holdingi var."
Bu şekilde biraz konuştuktan sonra asıl merak ettiğim soruyu sordum.
"Evlimisiniz?"
Simge tam heyecanla cevap veriyodu ki fırat atlayıp sözünü kesti.
"Hayır."
"Evlenmeyi düşünüyormusunuz?" Bu soruya ikiside cevap vermeyecek gibiydi. Ama simge sonradan yerinde dikleşip gülümsedi ve cevap verdi.
"Evet. Hemde en kısa zamanda." Dedi.
"Güzel." Dedim. İster istemez sesim titriyordu. Bilemiyorum belki de canım yanıyor.
Hepimiz susmuş etrafımıza bakınırken fırat ayağa kalktı.
"Gidelim biz artık. Daha seni eve bırakıcam." Dedi fırat.
Aynı evde kalmıyolarmı? Oysa biz aynı evde kalmıştık.
Onlar gittikten sonra kanepeye oturup günümü gözden geçirdim. Uzun zamandır böyle heyecanlandığımı hatırlamıyorum. Aslında sadece heyecan değil. Karma karışık duygular içindeydim. Kafamın karışıklığının geçmeyeceğini anlayınca birazda olsa dağıtmak için komedi filmi açtım.
****3.5 saat sonra (saat : 01.45)
Kapının çalmasıyla uyuya kaldığım kanepeden kalkıp açmaya gittim.
Açar açmaz fıratın içeri girip kapıyı kapatması bir oldu.
Benim bişey dememe kalmadan dibime girdi.
Amacı ne bunun?
Vote yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beş Yıl (Askıda)
Teen FictionBeş yıl öncesinde geride bırakılan bir aşk, Beş yıl sonrasında tekrar alevleniyor.