İyi okumalar~
Park Jimin, nefes alabilmek için değerli dudaklarını Taehyung'un aralanan ağzından çekerken elmacık kemiklerinin kızardığını hissetti ve utanmazca alınlarını birleştirdi. Taehyung'un bu kadar iyi öpüşebildiğini öğrenmesi işine gelmişti.
"S-Siz," dedi, Taehyung. "ne yapıyorsunuz?"
"Asıl sen ne yapıyorsun, Taehyung?" diye sordu Jimin, hala alnından akan terler ile birlikte gözleri adamın dudaklarına kaçıp duruyordu. "Beni deli ediyorsun."
"Bay Park," dedi Taehyung, transtan çıkıp kendine geldiğinde. Hızla geri çekilmiş ve aralarına biri daha oturabilecek kadar yer açmıştı. "lütfen bir daha olmasın."
Jimin kahkaha atmaya başlarken parmaklarını saçlarından geçirdi ve bağdaş kurarak Taehyung'a döndü. Kollarını kastığı için beyaz gömleğinden kol damarları daha net gözüküyordu. Taehyung'un gözleri oraya doğru kaysa da çaktırmadı ve yutkunarak adamın siyahi gözlerine bakmaya devam etti.
"Hadi ama, Taehyung." diyerek alt dudağını yaladı, Jimin. "Sen de karşılık verdin."
Taehyung yaptığı hata ile kendine küfürler savururken bir an ne olduğunu anlamamış ve çapkın patronuna uyum sağlamıştı. Kendini harcanmış ve gerizekalı bir çöp parçası gibi hissetti. Bazen gerçekten çift kişilikli olabiliyordu.
"Ne olduğunu anlamadım," dedi ve ayağa kalkarak ellerini önünde birleştirdi ve hafifçe eğildi. "lütfen size ilgi beslemediğimi bilin."
"Siktir oradan," dedi Jimin ve alaycı bir gülümseyle ayağa kalkıp boş dudaklarına ince bir İngiliz sigarası yerleştirdi. Taehyung'un önüne geçip arabasına doğru ilerlerken dumanlar hem burnundan hem de ağzından çıkıyordu. Taehyung, kendini boşlukta gibi hissetti ve yolcu koltuğuna otururken yine kendi duygularıyla münakaşaya girdi. Aklının karışmasından nefret ediyordu; hem de böyle bir adam yüzünden.
Yakışıklı. Seksi. Sınırsız. Seksi. Akıllı. Seksi. Kuralcı. Seksi.
Ve elbette, ne istediğini bilen.
Taehyung aralarına görünmez bir duvarın örüldüğünü anlarken yutkundu ve Seul'un tıpkı zihni gibi karman çorman sokaklarına bakmayı sürdürdü. Şirketin bodrum katındaki otoparkına geldiklerinde Taehyung kafasını Jimin'e çevirdi ve onun dudaklarını dişleyerek boş park yeri aradığını gördü. Elleri, direksiyonu fazla tutkulu sarmıştı? Fazla istekliydi sanki?
Taehyung tekrar düşündü. Bu sefer iyice düşündü.
Park Jimin, tam anlamıyla seksiydi.
~
"Green Park için yaratıcı ve çevreci bir proje istiyorum senden, Taehyung." dedi Jimin, koltuğunda oturup bacak bacak üstüne atarken. Parmakları arasında bir kalemi çevirip duruyor, ara sıra da arkasını ısırıyordu. Taehyun ona boş gözlerle bakarken kendisini tahrik etmek için yaptığından emindi ve...
O kalemi kırmak istiyordu.
"Anlaşıldı, Bay Park." dedi ve hafifçe eğilip selam verdi. "Aklımda birkaç fikir var, çıkışa kadar kısa bir sunum ile size açıklayabilirim."
Jimin kaşlarını kaldırarak kurnazca gülümsedi ve "Olur," dedi ve kapıyı işaret ettikten sonra eline telefonunu alıp karıştırmaya başladı. "akşam 5'e kadar beklerim."
"Teşekkürler efendim." dedi, Taehyung ve gözündeki gözlükleri düzeltip kapıya yöneldi.
Jimin, o an bu adamın hayatına bir armağan olduğunu düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twin :: vmin
Fanfictionpark jimin ve park jin; aynı görünmelerine rağmen farklı karakterlere sahip ikizlerdir. peki bu mükemmel ikizler, aynı çocuğa aşık olursa ne olur? twin au.