10: it's time to revenge

5.5K 529 283
                                    

Gözlerini kapadığında güçlü görüntüsünün arkasına sakladığı zavallı çocuğu ortaya çıkardı. Siyah perdeleri, güneş ışınlarını yeterince iyi kapatamıyordu ve bu durum uykusunu daha da beter hale getiriyordu. Günlerdir uyuduğu uyku saatleri bir elin parmaklarını geçmezdi ve sinirleri her dakika daha da bozuluyordu. Kendi dramasını yazdığı lanet hayatında istediği tek bir şeyin gerçekleşmesini umacak kadar aptaldı ama onun gözlerinde gördüğü kahverengini başka birinde henüz hiç rastlamamıştı.

Sanki yeri, yurdu, Taehyung'un gözlerinde gizliydi.

Onların içine dalıp giderek ancak gideceği yolu bulacak ve evine ulaşabilecekti. Bu kayboluş hissi tüylerini diken diken ederken yutkunarak yan tarafına döndü ve evinde hissetmek yerine bir acımasızlığın resmedildiği hayat kadınına baktı. Aslında hayat kadını sayılmazdı çünkü kendi ayaklarıyla Jimin'e gelmiş ve gecenin geri kalanında da çoğu işi tek başına yapmıştı.

Rimellerinin akmış olduğu esmer gözlerini açıp uykulu bakışlarını Jimin'in suratında gezdirdi ve seksi sandığı sesiyle fısıldadı.

"Günaydın."

Jimin, onu neden ailesiyle birlikte yaşadığı eve getirdiğini bile hatırlamıyordu. Tek hatırladığı, shot bardaklarını saymadan kafaya diktiğiydi.

"Giyin ve git." dedi hızla yataktan kalkıp altına dün geceki kot pantolonunu geçirirken. Ensesini kaşıyarak tişörtünü ama bulamayınca vazgeçip odasındaki banyoya yöneldi.  Kapı koluna bastırıp açmaya çalışırken ısrarla içeri giremeyişi dünden kalan kafasına iyi sinyaller yollamıyordu. Daha sonra kadının düz tondaki sesini duydu.

"Dün gece bir adam vardı, onunla birlikte bir saat kadar banyodaydınız. Çıktığında çok sinirliydin ve kapıyı kilitleyip anahtarı bir yerlere fırlattın."

Kadın, kırmızı parıltılı abiyesini üzerine geçirmiş bir şekilde topuklu ayakkabılarını eline aldı ve odadan çıkmadan önce tekrar Jimin'e döndü.

"Bu arada," dedi ve sarı saçlarını omzunun arkasından attırıp gözlerindeki merakı saklamaya çalıştı. "Taehyung kim?"

"Gece sürekli onun ismini sayıkladın."

"Seni ilgilendirmez." diye mırıldandı Jimin ve hiçbir şeyi hatırlamıyor oluşuna küfürler ederken kadını kolundan çıkartıp arka kapıya yönlendirdikten sonra ikinci kattaki ortak banyoya ilerledi.

Kolu çevirdiği gibi buhar dolu odaya geçiş yaparken gözleri şaşkınlık iksiri ile dolup taşmıştı. Banyoyu doldurmuş olan dumanı eliyle yellerken beyaz bezin arkasından bir beden fark etti. Buğday tenin belirleyici etkisi gözlerini yaşatırken derin bir nefes aldı ve heyecandan gelen öksürüğünü engellemeye çalıştı.

"Taehyung?" dedi sorarcasına, Jimin. Kalbi, avına yaklaşan bir kaplanınki kadar hızlı atıyordu.

"Siktir," dedi Taehyung, köpüklü vücudunun yarısını patronunun gözünün önüne sererken. "Bay Park?"

"Benim," dedi Jimin, gördüğü manzara yüzünden yutkunmak zorunda kalırken. "rahatsız olma, yüzümü yıkayıp çıkacağım."

Oysa birlikte duş alsalar epey eğlenceli olurdu.

Taehyung perdenin arkasına tamamen geçip vücudundan sabunları temizlerken iki adım ötesinde, yüzüne su serpen adamı düşünüyordu. Dün gece yaşadıklarını ömür boyu unutamayacaktı.

Dün gece

Taehyung ile Jin gülüşerek eve girdiklerinde başka bir çiftin daha ilşkiye giriyor olduğundan habersizdi. Ellerindeki biralarla ve söyledikleri garip bir disko şarkısıyla odaya çıktıklarında Jin kendini yatağa atacakken başı döner gibi oldu ve ağzını tuttu.

twin :: vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin