Cuma demiştim ve cumaya girmiş bulunmaktayız. Her cuma twin'e yeni bölüm atmayı düşünüyorum!
İyi okumalar~
*Tanışma toplantısından 2 gün önce*
Taehyung girdiği barın tasarımından ve mimarisinden pek hoşnut kalmamıştı ama bir geceliğine düşünmemeye çalıştı ve barmenin karşısındaki taburelerden birine yerleşip siparişinin alınmasını bekledi.
"Buyrun," dedi dövmelerle dolu, kısa boylu bir barmen. "ne alırsınız?"
"Ben bir kadeh Red Label istiyorum." dedi ve ellerini, lacivert kumaş pantolonunun cebine koyup arkasındaki ince demirlere yaslandı. Mekanda hafif baslı bir kulüp şarkısı çalıyordu ama çok da rahatsız edici değildi. Cüzdanının ve telefonunun bulunduğu ceketini sandalyesinin sırt kısmına astıktan sonra açık mavi gömleğinin kollarını da dirseklerine kadar sıyırdı.
İçkisi önüne geldiğinde günün tüm yorgunluğunu atmak istercesine kadehten bir yudum alıp bıraktı ve derin bir nefes aldı. Ah, bu acı tadı ve damarlarında bıraktığı sızlatan hissi seviyordu.
Taehyung yanındaki sandalyenin hareket ettiğini duyunca geniş gözlerini hafifçe soluna doğru kaydırdı. Siyah saçlı bir adam, üstündeki kot ceket ve siyah dar pantolon ile yanına oturmuş ve arsız gözleriyle kendisini süzüyordu. Saniyeler sonra o da önüne bir viski kadehi alınca Taehyung'a eğilmişti.
"Canın acıdı mı?" diye sordu ve ukala bir şekilde gülümsedi.
"Ne?" diye sordu Taehyung, kaşlarını çatarken.
"Cennetten düşerken diyorum," dedi siyah saçlı adam ve sol elini Taehyung'un omzuna yerleştirdi. "canın acıdı mı?"
"Bu çok klişeydi." diye mırıldandı Taehyung, gözlerini devirip adamın omzuna yapışan elini ittirdikten sonra.
"Klişeleri severim," dedi siyah saçlı adam ve gömleğinin ilk üç düğmesini hızlı hareketlerle açıp kaslı göğsünün zalimce gözükmesini sağladı. "tıpkı üstte olmayı sevdiğim gibi."
"Sizinle yatmayacağım." dedi Taehyung, burnunu kıvırıp kadehini kafasına dikerken.
"Hep öyle derler." diye alaya aldı yakışıklı ama çapkın olan.
"Hah," dedi Taehyung ve kafasını iki yana salladı. "ben eşcinsel bile değilim."
"Beni kandırmaya çalışma," diye fısıldadıktan sonra adam, kıvrak hareketlerle sandalyesinden indi ve kadehindeki viskiyi ağzının içine değil de çenesinden süzülmesini sağlayarak boynundan göğsüne doğru döktü. "kasılan parmaklarını ve beni öpmek isteyen dudaklarını yalnızca gözlerim ile bile analiz edebiliyorum."
Zengin olduğunu belli edercesine barmenin tezgahına yüksek banknotluklar bırakan adamın peşinden ilerleyen Taehyung dışarıya çıkıp mekanın arka tarafındaki yere kadar çıktığından pişman değildi. Bu bilmiş adama gününü göstermeyi istiyordu.
"Yah!" diye seslendi arkasından ve durmasını sağladı. "Sen kendini ne zannediyorsun?"
Üzerinden muhteşemlik adam akan elindeki küçük kumandayı çıkardı ve birkaç tuşa basarak yan binanın garaj kapısının açılmasını sağladı. İçeride duran simsiyah bir lamborghini içinde sürücü olmamasına rağmen adamın ayak uçlarına kadar ilerlemiş ve kendi kendine durmuştu.
Adam omzunun üzerinden baktı ama kabul edelim, hala Taehyung'tan kısaydı.
"Ülkenin en iyi inşaat şirketi olan JinMin Company'in varislerinden biri."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twin :: vmin
Fiksi Penggemarpark jimin ve park jin; aynı görünmelerine rağmen farklı karakterlere sahip ikizlerdir. peki bu mükemmel ikizler, aynı çocuğa aşık olursa ne olur? twin au.