İki meyva "bir kadın"

53 8 4
                                    


Gecenin karanlığı saçlarıma tünemiş,
Bir bulvar diller de, fısıltı kadar sakin ve benden hallice ürkek ya da narin...

Bilmiyorum.

Bir annenin feryadı bugün bu kalem,                                                                                                                 

Nasıl anlatılır bilmem, içimi dökmüyor bunca kelam.                                                                                       

Hiç tadı tuzu da kalmadı günlerin, her lokmam zehir,                                                                                     

Ben leş bir bataklığım.... Ne bir deniz ne nehir.

Bilmiyorum.

Kontes kontes gezen yaşıtlarım kadar cici değilim.
Defolu kalpler, patika yollar bir kaç basit engel onlara.
Oysa bu yağmur orospuları ıslatmaz, bir tek ben sırılsıklam.

Bilmiyorum.

Duyuyor musun? Neden cevap vermiyorsun be adam?
Dudaklarına intizam mühürleri mi vuruldu?
Hatırla hırçın bir rüzgardım defalarca dalgalanıp duruldum.
Mesela...
Hiç çiçek almadım senden, bir tebessüm dahi hatıralarıma nüfus etmedi.
Çok şey mi istedim be adam?
Elinden düşmeyen duble kadar inanç olsa olurdu.

Babam...
Yada sadece kuru bir baba...
Hatırladığını düşünmüyorum beni, sevdiğini hiç...
Neyi mi beğenmedin baba?
Adımı mı? Saçımı, gözümü hangisini?
Değişirim baba.
Biraz seveceksen, ruhuma el süreceksen değişirim.

Kötü bir çocuktum ben.
Saklambaç oynayacak, salıncaklardan inmeyecek kadar kötü bir çocuktum değil mi?
Ben ne kadar kötüysem, sen o kadar gaddardın baba.

Hani derler ya, çocuklar cennetin Firdevsi, günahsız ve nehirdir.
Yalan mıydı tüm bunlar?
Yalan olmalı ki bu kadar acının adı cehennem olsun.

Beni isyankar bilme tanrı.
Neden yarattın beni?
Cehennem büyük diye mi?

***

Küçüktüm daha ufacık, bir kervan tuttu saçımı yapma diyemedim.
Bedenim yara bere içinde ama kimse ruhuma el sürmedi.
İki meyve bu acı bahara, sonbahara pişman değilim.
Övünmüyor, sevinmiyorum sadece bilmiyorum.
Her gece kadeh kaldıran ben, günaha da girmiyorum.

Yine de güçlüyüm.
Bir adıma bir veba dostluk,
Her sevdama bir veda,
Suçluyum...

Ve ben... Şeriattan keski, fikrin mealden zenktim.
Bir hastalıktım amansız, ruhundan bedenine ölümcül bir sevktim.

Ve sen... Karanlık bir gecede, bir durak kenarın da, ayaklarının dibi su birinkitisi, köşe başına harami olmuş Aydınlık Evler ve sokak lambaları.
Ve sen... Aşkın ikramı, ruhuma armağan uç beylikten acı bir zevktin.

Bizim hikayemiz yazmakla biter mi bilmem.
Yada anlatsam ömrün yeter mi?
Konuş ki adam sesine heceler dikeyim.
Yalnız uyuduğun her gece, benim gecelerim kadar beter mi?

Nice anneler geldi geçti.
Onlar da nicesine, Sedef hanıma hitaben.

gamzelerde açardı GökkuşağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin