4.Bölüm:BÜCÜR🎭

147 36 19
                                    

Biliyorum bölüm çok geç geldi. Bölümü hazırdı aslında ama sürekli giremediğim için yazamamıştım. Bunun için hepinizden özür dilerim. Neyse yeni bölümle karşınızdayım...

Şu anda karşımda önündeki dosyalara odaklanmış bir annem yok değil mi? Ben yanlış görüyorum yani. Önce inanamayarak boş olan elimle gözlerimi ovaladım. Baktım ki hala karşımda bu sefer yine aynı elimle kendimi cimcikledim .... Ayyh.... Üff canım acıdı yaa. Murat'a baktığımda bana tuhaf tuhaf bakıyordu. E haklı çocuk ben olsam bende kendime öyle bakardım. Çünkü öyleyim. Kafamı 85 derece çevirip anneme döndüm, dosyalarıyla ilgileniyordu. Kafasını hafif kaldırıp bize bakıp tekrar işine geri döndü diyemeden tekrar ışık hızında bize baktı. Annem gözlerini kısmış bizi yukarıda aşağıya süzerken Murat'ın az önce kenetlediği ellerimizde takılı kaldı. Annemin her zaman nereden çıktığını bilmediğim terliğini yeme korkusundan 3.5 atıyordum. Annem hala bana bakarken aklıma unuttuğum bir gerçek dank etti. Murat'ın ellerinden ellerimi ışık hızında ayırdım. Hatırladığım gerçek ne miydi? Tabi hemen söyleyeyim.

-Tunç hala benim sevgilimdi. En azından annem öyle biliyordu.- Ve ben şuan annemin gözünün önünde başka bir adamın ellerini tutuyordum.

Kısmen yani, çünkü ben onun değil o benim ellerimi tutuyordu. Tabi buna tutmak denirse. Öyle sıkı tutuyordu ki ellerimi bir ara

'kopar bak cidden söylüyorum kopar, sende kurtul bende kurtulayım' diye konuşmuştum kendi kendime. Tabi ki de bunu iç sesimle tartışıyordum. Bunu onca insanın içinde söyleyebilir miyim? Bi düşüniyim....Imm sanmıyorum.

Neyse ben kendi iç dünyamda lay lay lom dolaşırken (ki bunların hepsinin olması 5-6 dk falan aldı. Siz düşünün yani. Anlayın beni.) Annemin masadan kalkıp yanımıza doğru yaklaşmasıyla kendime geldim. Annem niye bize yaklaşıyor ki -şimdi hapı yuttun kızım- diye bağıran ama yardım etmeyen iç sesime buradan sesleniyorum. -Allah belanı versin.- Bu sırada annem çoktan dibimize girmişti. Öne bana kısa bir bakış atıp Murat'a döndü.

"Gerekenleri siz konuşursunuz. Sözleşmeyi e - mailime atarsın.... Yada boş ver. Akşam ki yemekte konuşuruz zaten " deyip kapıya doğru ilerledi. Kapı kolunu sertçe indirip, odadan çıktı.

Bu toplantıdakileri de zaten anlayamadım geldiğimden beri önlerindeki dosyala gömülüler. Arada bir kafalarını kaldırıp birbirleri ile konuşuyorlar. Bizi hala fark etmediler yani yuh.

Murat siyah deri koltuklardan birini çekip oturmamı bekledi. Kendisi de yanımda ki boş koltuğa oturduğunda tüm yüzler bize dönmüştü. Murat önce bana kısa bir bakış atıp masadakilere bakarak konuşmaya başladı.

"Evet arkadaşlar sunumlarınızı bekliyorum."

¨*¨*¨*¨*¨

03:30.... 03:31.... 03:32....... 03:40 Murat'ın konuşmasının üzerinden tamı tamına bir saat geçmişti ve ben bir an önce bu toplantının bitmesini istiyordum. Bunun nedeni hayatımda ilk kez toplantıya katılmıştım ve tüm toplantılardan soğuyacak kadar sıkılmıştım.

Sol kolumu masaya koyup kafamı da kolumun üzerine koyarak Murat'ı izlemeye başladım. Elindeki kalemi çenesinde daireler çizecek şekilde dolaştırıyor, arada bir eliyle döndürürken pür dikkat ona özenle anlatılan sunumları dinliyordu.

Benim onu izlediğimi fark etmiş ve elindeki kalemi düşürmüştü. Ben onun bu haline kıkırdarken gülüşüm bir anda yüzümden silinmişti. Bu toplantı hala niye bitmemişti? Murat bana tek kaşını kaldırıp ne oldu dercesine bakarken derin bir nefes alıp bıkkınlıkla soludum. O da bana kısa da olsa çarpık gülümsemesiyle eşlik ederek karşıda oturan ve benim bir saattir fark etmediğim Asaf'a kaş göz işareti yaptı.

KİRAZ ÇİÇEĞİM (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin