14. Bölüm: Korkular..

33 7 4
                                    

Selammmms..
Bu bölümü biraz geciktirmiş olabilirim. Bekleyen okuyucuklarıma özürlerimi iletiyorum. 😊😊

1k olmuşuz yehuuuu😌😂😁🤗

Görünce bir mutluluk geldi anlatamam. Şuana kadar kitabımı okuyan, oylayan, yorum yapan herkese teşekkür ederim.😏🤗😊😇👼

Dedim ki madem onlar beni mutlu etti. Bende onlara upuzun bir bölüm yazayım onlarda mutlu olsun..🤗🤗

Media: Asaf

Bölüm şarkısı: Pinhani~ Ne güzel güldün.

●●🌌🌹🌌●●

Çürümüş ruhuma inat bir kelebeğin kanat sesleri duyuluyordu kaybolmuşluğun ortasında. Beynimin labirente benzer odacıklarını her gün teker teker açıp yeni bir anıyla karşılaşıyordum. Uzak değildi belki düşünceler ama saklanmıştı benden. Ruhuma ilmek ilmek işlenen yaraların ardından bulmaya çalışıyordum esas acımı. Bulduğum da ise kim bilir, mutluluk serpilirdi belki de ölmeden gömülmüş, çürük çarık bedenime.

Bahçede ki armut koltuklardan siyah olanına oturmuş dirseklerimi dizlerime yaslamış projektörden Delibal izliyordum.

Hastaneden geleli 1 hafta olmuş ve ben odamdan ilk defa bugün çıkmıştım. Buğlem gelip odamdan tabiri caizse sürükleyerek çıkarmasaydı, daha ne kadar öyle dururdum bilemiyorum.

O da zaten Kerem'i merak ettiği için her gün buradaydı. Kabullenemese de hala merak ediyordu Kerem'i, hala endişeleniyordu onun için.

Beraber film izlemek için çıkmıştık bahçeye ama o, 15 dk önce ertesi gün sınav olduğunu söyleyip hemen gitmişti.

Odama çıkmaya üşendiğim için burada kalmaya karar vermiş en azından boşa aşağı inmemiş olmak için film izliyordum.

Yani görünüşte öyleydi ama aklımın pek burada olduğu söylenemezdi. Hala Muratla olan son konuşmamızı düşünüyordum.

[[1 Hafta Önce;]]

Hastanenin bahçesindeydim yine. Muratla birlikte hava almaya çıkmış ve yine aynı yere oturmuştuk. Birkaç gündür doğru düzgün uyumuyor, konuşmuyordum. Sadece bana soru sorulduğunda kısa ve net cevaplar verip konuyu kapatıyordum. Bu süre de ne zaman kafamı çevirsem Muratla karşılaşıyordum. Kerem iyileşmiş olsada kırıkları ve kaybettiği kan nedeniyle sürekli müşahede altındaydı. Yanına girdiğimizde 10 dk'yı geçemiyorduk. En azından şuanda çok daha iyiydi. "Bazen kendini dinlemeli insan. Ne yapacağını bilemediğinde, yanında hiç kimsenin kalmadığını hissettiğinde... O zaman işte, kendine biraz izin verip, her şeyden, herkesden uzaklaşıp dünyaya farklı bir çerçeveden bakmalı." Dikkatle dinlemiştim söylediklerini. Gökyüzüne bakarak burukça gülümsedi. "İşe yarıyor" Bir dizimi kırıp, ileri uzatarak, iki elimi çimenlere yasladım. Yüzümü ona çevirip sorumu yönelttim.

"Yalnız mıyım ben?"

"Etrafında ne kadar çok insan olursa olsun, yalnız hissedebilirsin. Ama sen yalnız değilsin. Ben varım. " Yanaklarımın kızardığını hissettim. "Teşekkürler" diyerek gülümsedim. "Ama artık gitsen iyi olur bir haftadır buradasın."

Hızla ayağa kalkarken bir elini bana uzattı. Elini tutarak ben de kalktığımda, sesi kulaklarıma ilişti. "Sen de geliyorsun"

"Hiç sanmıyorum" diyerek burukça gülümsedim. "Kerem tam anlamıyla iyileşene kadar burada kalsam daha iyi." yorgun bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Peki, teklif var ısrar yok." Murat arkasına dönmüş giderken aklıma benim için yaptıkları geldi. Sanırım şuanda ayakta durabilmemin tek nedeni, onun verdiği tesellilerdi. Kerem'in iyi olacağına o kadar emindi ki, beni bile inandırmıştı doğrusu.

KİRAZ ÇİÇEĞİM (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin