"Çakma sevgilimi koruyorum bir nevi role uyuyorum"
Ellerimi sanki daha çok sıkabilecekmiş gibi sıkarak beni bir grubun içine sürükledi. Etrafa göz gezdirdiğimde herkesin yavaş yavaş gelmeye başladığını fark ettim. Yanına geldiğimiz insanları toplantıdan tanıyordum. Onlarla selamlaştıktan sonra yanımıza gayet şık iki kız geldi.
Hilal ve Buzul'un giydikleri
Birisi Murat'ın yüzüne ellerini koyup sulu sulu öperek geri çekildi. Bana da samimi bir şekilde gülümseyip elini uzatarak
"Merhaba ben Hilal." Murat'ı işaret ederek " Bu yakışıklının kardeşiyim." Bende aynı samimiyetle gülümseyip elini sıktım
"Bende Kumsal -"
"Abimin sevgilisisin " diyerek lafımı kesti.
Tek kaşımı kaldırarak Murat'a baktım. "Bizim kızıl ajans yine yemeden içmeden yetiştirmiştir."
"Kızıl ajans?" diyerek sorarcasına yüzüne baktım. Çenemden hafifçe tutarak yan tarafımızdakilere hararetli şekilde bir şeyler anlatan Çisem'e döndürdü. Çisem bana bakıp muzır bir şekilde gülümsedikten sonra önüne dönerek tekrar konuşmasına devam etti. Anlaşılan o da konuştuklarımızı duymuştu. Hilal'in yanında ki kızda elini uzatarak:
"Buzul ben, biliyorum çok değişik bir adım var. Ailemin henüz ne amaçla koyduklarını çözemedim." Ben:
"Yoo gayet güzel bir ismin var bence."
"Tanışma faslı bittiğine göre...Abicimm." konuşan Hilaldi ve Murat'a bildiğiniz kedi yavrusu gibi bakıyordu. Muratta ciddiyetini ölçmek ister gibi Hilal'e bakıyordu.
- Biz ne zaman bakışarak anlaşma devrine geçtik yaa?
-Aynen iç sesim katılıyorum sana.
"Siz bakışarak anlaşabiliyor musunuz?" bunu sorarken gözlerimle ikisi arasında gidip geliyordum. Murat bana bakıp sırıtarak:
"Sevgilimi çok yorma ama. "
"Ha?" Ben yine olaya fransız kaldımm. Noluyo yaa? Allah'ım nelere bulaştım ben yine.. Kolumdan çekilmem ile düşüncelerimin arasından sıyrıldım. Ama bu sefer tek bir fark vardı. Beni çekiştiren Murat değil Hilaldi. "Abi, kardeş sizin ne zorunuz var benim kolumla acaba?"
"Abim seni kolundan mı çekiştiriyo?"
"Hmm hobi edindi artık" dediğimde kıkırdamaya başladı. Kolejin upuzun koridorunu geçip sağdaki ikinci odaya girdik. Burası muhtemelen müzik odasıydı ki bu kadar enstrüman olduğuna göre başka bir ihtimalde yok zaten . Sahneye çıktığımızda beni sarı pufa otutturup, bir gitar alarak yanımdaki mavi pufa oturdu. Buzulda arkadaki piyanoya geçmişti.
"Bak, biz bunu sürekli yapıyoruz. Onun için fazla gerilme. Kendini şarkıya bırak, ruhunla hisset... her kelimesini." derin bir nefes alıp devam etti. "Şimdi -Toygar ışıklı: Sen yanımdayken- şarkısını biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum ama ben-" Tekrar derin bir nefes almaya ihtiyaç duyarak "Sadece söyle" dedi ciddiyetle. Ama ben o kazadan sonra hiç şarkı söylememiştim ki. Neyse Kumsal sakin ol. Bak ne dedi: Sadece söyle... Sadece söyle... Kazayı hatırlayınca hayattan soyutlanmışcasına kalmıştım öyle. Kendimi sakinleştirmeye çalışarak kelimelerin boğazımdan kopup gitmesine izin verdim.
Elime Doğdu Gül Yüzün Ah
Kana Kana içtim Dünümü
Yüzüme Güldü ilk Sözün Ah
Yana Yana Seçtim Günümü
Sen Yanımdayken O Tozlu Yollar Aşka Gider
Ah Sen Sonumuzu Yazsan inan Dayanamam Ölürüm Ben
Ayrılık Bize Günah
Sonunda Yansam Bırakmam Ah
Elime Doğdu Gül Yüzün Ah
Kana Kana içtim Dünümü
Yüzüme Güldü ilk Sözün Ah
Yana Yana Seçtim Günümü
Gel!
Aradı Durdu Gözlerim Ah
Bekledi Günler Geceler
Yalnızdım Uyuyamadım
Düğüm Düğüm Oldu Heceler
Dışarıda alkış tufanı koparken ben. Ben kendimi hiç iyi hissetmiyordum. İçimde bir yerlerde bir şey kopmuştu sanki. Ama ağlamayacaktım, her ne olursa olsun kimsenin önünde ağlamayacaktım. Kızlarla kol kola girmiş bir şekilde dışarı çıktığımızda bir kaç kız dışında herkes bize imrenerek bakıyordu. Onlar ise kıskançlık ve öfke dolu bakışlarını üzerimize sabitlemişlerdi. Karşımda ise Buğlem, onun gözlerinde sadece acı vardı. İşte buna dayanamazdım o da kazayı biliyordu ve şu an ne hissettiğimi sadece o biliyordu.
Biraz sonra bir mikrofon sesi duyuldu. Hepimiz oraya döndüğümüzde Murat konuşmaya başlamıştı. "Arkadaşlar çoğunuz beni tanıyorsunuz. Tanımayanlarda yakında öğrenir zaten. Her hangi bir şekilde Kumsal Yağmur Saraçlı'ya zarar veren, onu üzen beni uğraştırmasın kendini yok etsin . Yapamıyorsa ben zevkle kendisini kimsesizler mezarlığına defin ederim. Çünkü o halde onu tanıyabilecek bir ailesi olacağını sanmıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ ÇİÇEĞİM (Düzenlenecek)
Teen FictionBu isimde yazılmış wattydeki ilk kitap🌙 "Burda yaşayabilirim" dedi muzip bi sesle beni süzerken. "Nerde?"diye sordum bende gözlerinin içine bakarken, "Burda tam olarak burası" diyerek parmağını köprücük kemiğimin üzerindeki çukura koyarak ve dev...