Biliyorum gecikti ama sizi bir sürpriz bekliyor. Okursanız görürsünüz. Depresyondayim, dertlesmek isteyen gelebilir, 150 yi gectiginde bolum gelebilir. Yeni hikayem Dark Paradise'ı okumayı ihmal etmeyin, begeneceginize eminim. Sizleri seviyorum, yorumlarınızı bekliyorum. Iyi okumalar..
Son detayları da kontrol ettikten sonra geri çekildim ve evi iyice inceledim. Eksik bir şey bile tüm sürprizi bozabilirdi. Kapı çaldığında hızlı adımlarla kapıya ilerledim. Harry olamazdı çünkü o burayı bilmiyordu. O zaman Anne ya da çocuklardan birisiydi. Kapıyı açtım ve tahminlerimde olmayan pizzacı ile karşılaştım. Pardon ama ben pizza soylemedim ki?
"Pizza sipariş etmişsiniz. Yalnız evi bulana kadar sürekli kayboldum." dedi pizzacı adam şapkasının altından, "Ben pizza söylemedim ki.." dedim afallamış şekilde. "Ah Louis bu şakayı daha fazla uzatma dostum" dedi arkadan gelen Liam'ın sesi. "Merhaba, minik bebeğim nasılsın bakalım? " dedi kapıdan girip bana sarılırken,"Ah, Louis. Iyiyim bakıyorum bir David Beckham olmuşsun." dedim sırıtarak. "Sende mi?" dedi Liam ve yüzünü asarak eve girdi. "Bu konuda hassasiyetini koruyor, minik bebeğim" güldüm ve geri kalan çocuklara yardım edip onları eve aldım.
"Harry birazdan burada olur, adresi ona attım ve Rose'un ona ihtiyacı olduğunu söyledim." dedi Louis kalktığı koltuğa otururken. Bir anda midemin bulandığını hissettim ama iyiydim. Tabakları getirmek için ayağa kalktığımda aniden başım döndü ve dengemi kaybedip kalktığım yere düştüm. "Bebeğim, iyi misin?" dedi Zayn önümde diz çökmüş bana bakarken, "Evet sadece bir anda kalkınca başım dön-" derken elimi ağzıma kapattım ve tuvalete koştum.
"Hey Rose, tatlım Harry gelmek üzere iyi misin?" dedi Anne'nin sesi. Olamazdı değil mi? Tanrım. "Evet, çıkıyorum." dedim ve lavabodan çıkıp mutfağa ilerledim. "Noldu? Hasta değilsin umarım." dedi Niall'ın endişeli sesi, "Hala yemeklerden aşırdığın için sana kızacak kadar iyiyim." dedim gülerek, "Yediğim bir şey dokunmuş olmalı". Kapının yumruklanmasıyla hepimizin gözleri kapıya çevrildi. "Rose, bebeğim kapıyı aç!" diye bağıran Harry'nin sesi hepimizi güldürmüştü. Louis kapıya ilerledi. Ardından ışıkları söndürdü ve kapıyı araladı. Harry yavaşça içeri girdi ve ışığı bulmaya çalıştı. Biraz daha ilerledi. O anda hepimiz birden "Sürpriz" diye bağırdık ve Louis ışığı açtı.
"Dur kesme." dedim Harry bıçağı pastaya bastıracak iken, "Neden?" dedi şaşırmış bir şekilde. "Bu anı ölümsüzleştirmeliyiz." dedim fotoğraf makinesini kurarak. Herkes yanyana doluştu ve fotograf çekildi. "Dilek tutmayı unutma" dedim Harry'e göz kırparak. "Dilediğim herşey gerçekleşti zaten" dediğinde gözlerimin dolduğunu hissetim. Dudaklarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra pastayı kesmesini izledim.
Herkes kendi aleminde takılırken biz Harry ile bahçede çimenlere yatmış, yıldızları izliyorduk. Kafamı göğsüne koydum ve hayal ettim. "Ne düşünüyorsun?" dedi Harry. "Evlendiğimizi" dedim kafamı kaldırıp ona baktıktan sonra. Gülümsedi ve dudaklarımızı birleştirdi.
*2 ay sonra*
"Harry'e ne zaman söyleceksin?" dedi Zayn merakla bana bakarak. Iştahla önümdeki patatesleri yemeye devam ederken kafamı kaldırıp ona baktım. "Istediğimden emin bile değilim ki Harry'e söylesem isteyecektir." dedim elimdeki patatesi bırakarak. "Söylemelisin ama, onun da bilmeye hakkı var." dedi, sıkıntıyla nefesimi verdim. Söylemeliydim..
"Çocuklar size bir şey söylemem lazım." dedim salona girip Niall'ın yanına oturarak. "Noldu bebeğim?" dedi Liam ciddileşip televizyonu kapatarak. "Hey dostum!" dedi Niall kızarak. "Niall, önemli" dedim ciddi bir şekilde. Hepsi bana döndüğünde cesaretimi topladım ve konuşmaya başladım. " Harry'e söylemem gerekiyor ama önce size söylemek istedim. Çocuklar ben hamileyim." dedigimde Liam'ın ağzı bir karış açılmış, Niall ve Louis amca oluyoruz dansını yapmaya başlamışlardı.