Kafamda bir cıvıklık hissettim. Sanki kafamda su varmışda yokmuş gibiydi. Sonra Ada elini kafama koydu.
-Kanka kafanda benim su halimi pişiriyosun.
-Ne!
Ada onu diyince hiç bir şey anlamadım elimi kafama koyunca elime bir şey geldi elime baktım bu Yumurtanın sıvı kısmıydı.
-KAYA KAÇSAN İYİ OLUR.
-Yok ya ben rahatım.
Hemen ayağa kalkıp Kaya'yı kovaladım.
Yakalayana kadar canım çıktı. Tekme tokap vurmaya başladım.
-Yalnız orası benim ameliyatlı yerim.
-Yolnoz oroso bonom omoloyotlu yorom
Onu taklit ettim, sonra kaldığı yerdem onu tekmelemeye devam ettim. En sonunda pestili çıktı, öyle bıraktım zaten yoksa iyice haddini bildirirdim. Saçımdaki yumurtayı kızlar sayesinde temizledik arabadan el yıkama suyu olarak aldığımız 2 bidondan 1'i saçıma kullanılmıştı. Sonra işte gerkes bi mayıştı. Üstümüzden yorgunluk akıyordu ki akıllı Alas,Ozan, Kumsal, Çağla geldi biz Doğa, Ada ile otururken geldiler
-Yarışma yapalım mı?
-Biz ölüyoruz siz hala yarışma diyorsunuz.
-Kalk hadi kalk
Ada benim, Kumsal Doğa'nın ellerinden tuttu bizi kaldırdılar ayaklarımın üstünde duramıyordum, ama beynimden bir dalga beni ayakta tutmaya zorluyordu. Ben ne olduğunu anlayamadan
Güney'in sıcacık, sadece bana güven veren, mavi tişörtünün yarım kollu olmasından dolayı ortaya çıkardığı, o eli birden benim belime dolandı. Ona bakmak istiyordum ama işte bakamıyordum. İçimde çok kötü bir his vardı, keşke buraya gelmeseydik. Bişi olacak gibi hissediyordum. Sanki az sonra büyük bir gürültü kopacak ve herkes birden yere yığılacaktı. O sırada düşüncelerimi sesli bir şekilde yansıtmışım ki Doğa'nın mütüş esprilerinden mağrum kalmadık.
-YERLERDEYİİİM YERLERDEEE
Saçma sapan yalan bir gülümseme yerleştirdim suratıma, sonra işte konuştuk oylama sonucu en çok kazanan oyun dans yarışmasıydı. Ben dans edemem etsem bile en fazla Abin Dızo bremın veya bukalemun dansı yapabilirdim. Eee onu da bu ortamda yapamam, neyse işte bişiler bulurdum ben, yani umarım bulabilirdim. O sırada Doğa herzamanki gibi
"OYLAMA YAPALIM" diye tutturdu. Bizde mecburen oylama yapyık ilk önce kim dans edecek diye, herkes kim istiyorsa onda parmak kaldıracaktı. Herkes sırayla çıktı ben Doğa dans etsin istiyordum. Bu ölümcül bir tehlike olabilirdi ama boşver. Onun dansı dünya nüfusunda büyük bir eksikliğe sebep olabilirdi. Sonra herkes oarmak kaldırdı falan sans edecek kişi Doğa oldu. Doğa ilk Emir'e sinirlendi sonra bana sonra da Alas'a. Alas herkese Doğayı seçin demişti, yürek yemiş mübarek.
-Alas kanka kahvaltı da yürek mi yedin?
-Yanında da böbrek
Ellerimle alkışladım Alas'ı sonra Doğa sızlana sızlana şarkı söyliyeceği yere gitti. Öksürdü
-Öhööm öhööm başlıyorum
-başlaaaaaaaaa
-Peki
Herkes Doğa'ya ritim tutuyordu.
-Doğa, Doğa, Doğa
-Ne söyliyeyim?
-Şarkı
-Bravo büyük başarı!!
-Alkış alayım
Emir dışında kimse alkışlamadı.
-Peki başlıyorum
Ciddi ciddi başlıyacak sandım, sesinin kalınlığından belliydi. Efkarlanacaktık yine.
-
Birgün hesapda olmadan kimseye dokunmadan
Birine ilkin olmadan son olursun
Gidişini gördüm sormadan bir adım bile durmadan
Yine gel geç olmadan ne olursunBuralar
Yanar
Sen olmadan
Yalan dolan başkası gibi banaBuralar
Yanar
Sen olmadan
İnan bana başkasını dilemedimÜşürüm yine sar
Baharım bile kar
Dün uykumda bile vardın
GeçmediKurutsam ne çıkar
Resimlerin bile var
Geceleri seni sarardım
Of yetmediBir çözüm varsa hiç durmam
O an kendime bile acımam
Bana çok bu ceza
Yanarım sınama beni yoklugunlaBuralar yanar sen olmadan
Yalan dolan başkası gibi bana buralaaar!!!
-Ya kanka yeter bu kadar
Hem dans edip hem şarkı söylüyordu Doğa. Ben bizimkilere bakayım dedim. Ada, Kumsal, Güney,Kaya, Alas yerde ölü gibi yatıyordu. Ozan can çekişerek yanıma geldi,
-Bitti mi bu işkence?
-bitti dedim. Çağla yaratıcı demiştim, o herzamanki aklını kullanmış ve kendine küçük yapraklardan kulaklık yapmış kendi kulaklığına sarmış sesi 2kat daha az duymasına yardımcı oluyormuş. Bunu bana da söyleseydi ya...Doğa'nın eziyetinden kurtulunca, kendimi iguana misali çırpına çırpına ileriye attım. Herşey artık yolundaydı, mutluyduk mesuttuk, eğleniyorduk. Birden Emir'e bakayım dedim. Emir yoktu, Gezmeye gitmiştir açık hava tadını çıkarmalıydık ssonuçta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavili Oğlan
Teen FictionHayat ne masal ne de zamandan ibaret sen Hayat'ı nasıl görürsen öyle başlar, öyle de ilerler. Hayatın gerçekleri ile erkenden yüzleşmek Damla için zor olsada oda artık kendi hikayesini prens ve prenssiz kurmaya başladı. Devam etmek için Okuyunuz b...