Sebepsizce uzunuzun birbirimize baktık.Gülümsedim,oda gülümsedi Doğa gülümseyince dünya kirlerden arınıyormuş gibiydi.Gözlerimiz birbirimizden ayrılınca varmak istediğimiz şehire geldiğimizi gördük.O Tatlı amca bizi girişteki benzinlikte indirdi.Ona teşekkürlerimizi sunup traktörden indik.Benzinlikten bidon ile benzen aldık biraz pahalıya patladı.Biz tam benzinlikten çıktık ki aklım mükemmel ötesi sorularımdan biri geldi "Biz buraya geldik ama nasıl geri döneceğiz?" Doğa'ya bakış attım belliki oda aynı şeyi düşünüyordu.Birden anırmaya başladık çok komik görünüyorduk ki benzinlikteki adam da bizimle gülmeye başladı.Ben telefonumu çıkarıp Çağla'yı aradım 3. Çalışta açtı.Çağla saçma sapan bir gülüş atıp cümle kurmaya başladı
-Kanka siz gittiniz ama nasıl geri gelceniz?
-Kanka 1.si senin Türkçe'ne edeyim 2.si biz nasıl geleceğimizi bilsek seni aramazdım zaten sen gül bakalım benzinsiz nasıl gideceksiniz onu düşün bi kanka
-Ya kanka atlayın bir otobüse olmadı şehir içinden taksi falan çağırırsınız.
-He kanka bizi kaçırsınlar.Bu saatte otobüste 2 kız ne yapsın?
-Ya hayatına 1 böbrekle devam edersin birşey olmaz kanka
-Çağla hadi kanka hoşcakaaaalll
-İyi hadi be çabuk gelin
Ben telefonu kapatıp cebime attım.O sırada Doğa yolda araba durdurmaya çalışıyordu.
Bi yarım saat sonra falan uzaktan bir araba farı yandı.Araba hızlıydı baya hızlıydı biz hemen yolun kenarına çekildik.Korktuğumuz için yol kenarında bir kayanın arkasına saklandık.Canımızı tehlikeye atmak istemeyiz sonuçta.O hızlı araba birden drift ata ata benzinliğe girdi.Şişko bir adam beliden bir silah çıkardı.Biz Doğa ile daha çok korktuk.Ses çıkarmamaya çalışıyorduk.Arabanın arkasından 2 kız indi ikiside elinde silah tutuyordu.Onlar etrafı gözetliyordu belliki. Ben Çağla'ya Mesaj attım olan bitenleri o ise bana random attı. Harbiden o an sinirlerim bozulmuştu.Olayı anlasın diye gizlice fotoğraf çektim. O sırada Doğa beni dürttü ona baktığımda eliyle kenarda küçük toprak yol olduğunu gösterdi oraya geçmek için o suikastçilerin boş anını beklemek lazımdı.Arabadan 5 kişi falan indi ikisi arka tarafa üçü ise benzinliye girdi.İçeriden 4 el ateş edildi.Biz o sırada aşırı korkmuştuk sanki biri bana ateş etmiş gibi hissettim.O adamlardan hiçbiri gözükmüyordu iyice emin olduktan sonra Doğa'nın dediği o toprak alana odaklandık
-Doğa, 3 deyince
-1,2
-3 koş!
Koşmaya başladık çok hızlıydık adamlar bizi görmemişti.Biz toprak yola girince küçük bir tepe eşliğinde yol devam ediyordu bizi görmeleri imkansızdı derken Doğa'yı saniyeler içinde yerde gördüm onu görmemle birlikte kafamda bir darbe hissettim.Acı içinde kıvranırken göz kapaklarım kapanmayı seçti.Göz kapağım açıldığında başım çok ağrıyordu sanki öldüm de dirilmişim gibi.Doğa tam karşımda yerde oturuyordu ikimizinde elleri,kolları bağlıydı.Birden içeri alkış yaparak biri girdi cool olacağım diye ipe takılıp düştü.Doğa ile gülmememizi tutamadık ikimizde o durumda gülebiliyorduk ya o bile güzel geliyordu insana.Adam sinirle kovaya bir tekme attı bu sefer korumalarına geldi biz bu sefer kıkırdayarak gülmeye başladık.Adam tekrar sinirlendi.Bağırmaya başladı.O sırada açılan demir kapıdan birbirine bağlanmış olarak bizim kızlar girdi.Ben kendimi tutmadım gözlerim taşmış çeşme gibi akmaya başladı
-Nolur! Nolur bırakın onları ben ben öleyim herşeye razıyım.Bırakın onları o kızların kılına zarar gelmeyecek yoksa öldüğüm yerden dirilir hepinizin haddini bildiririm! O kızlar sizin elleriniz de cennete gitmeyi hak etmiyor!Eğer biri ölecekse ya ben yada siz olun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavili Oğlan
Novela JuvenilHayat ne masal ne de zamandan ibaret sen Hayat'ı nasıl görürsen öyle başlar, öyle de ilerler. Hayatın gerçekleri ile erkenden yüzleşmek Damla için zor olsada oda artık kendi hikayesini prens ve prenssiz kurmaya başladı. Devam etmek için Okuyunuz b...