New York'a Ölüm Yolculuğu

26 3 0
                                    

Hemen kendimizi odaya attık, çok mutluydum küçükken hayalimin şehri olan New York'a gidiyorduk..
-Ya ben hala inanamıyorum
-Bendeeee
Biraz konuştuk sonra uyumak için yayaklarımıza kıvrandık..

SABAH SAAT 06.00
İlk uyanan ben sersem gözlerimi açmakla yükümlü olduğumu düşünüp yavaşca göz kapaklarımı tatlı uykudan uyandırdım, sonra mutfağa gittim sürahiden bardağa su doldurdum odaya doğru yürüdüm.. Ve kızların üstüne yavaşca döktüm
-Allah belanı versin Damla!!
-Ya Damla bi yürü git!
-Of salak mısın ya
Hepsinden tepki yağmuru yağmaya başladı. Ben tabi hala gülüyordum çünkü çok komik gözüküyolar..
Her neyse işte herkes kalktı giyindi bavulunu aldı. Erkeklerde hazır olunca evden 06.25'te çıktık. Aşağıya gelince 2 tane taksi çağırdık birine bavulları ve Kumsal, Alas, Ada, Kaya binecekti diğerine de Ben,Güney,Doğa,Emir,Çağla,Ozan,Pelinsu,Çınar.
-Nereye Gençler
-********* Havalimanına
-Tamam gençler

2. Araba da
-Nereye yolculuk
-Öndeki taksiyi takip edelim havalimanına gidicez.
-Tamam

1. Araba 
Kafamı cama gömüp dışarıyı izliyordum, hayatımda gördüğüm en güzel manzara tam karşımda duruyordu. Denizde duran 1 gemi ve 2-3 sal, karşıya süs gibi konulmuş dizi dizi dağlar ve uzunca bir köprü.. İşte daha ne isteyebilirdim ki! O aırada Güney'in ağır kolunu omzumda hissetim.
-Allah'ın öküzü sakin ol hayvan gibi kilolu kolunu çek üstümdem.
-Lan o kas kas
-Heee kesin kastır
-Hoo Koson Kostor
-Ben öyle konuşmuyorum!
-Bon Oylo konosmoyorom
Sinirim bozulmuştu elimi Güneyin saçına daldırıp saçını çektim!
-aaaaa
-şimdide yapsana taklidimi!
-Şomdodo yopsono toklodomo!
Üfff
İçimden kocaman bir film arası geçti ama bipledim yani doğal olarak.. Sonra kafamı tekrar cama gömdüm, elimi dizime götürdüm, Güneyde elimi elinin üstüne aldı. Ona baktım, o da bana baktı yavaşca yaklaşıyordu bana.
-Öküz!
-Panda!
-He
-Yok bişi
-İyi Tamam
-Peki
Saçma sapan konuşmalar vol 294828173837..
10 dk sonra
Havaalanı'na gelmiştik, parayı erkekler ödedi. Arkadan hemen Kumsallar geldi. Bavulları indirmek için taksiyr yanaştık, herkes teker teker bavullarını aldı. Ben direk o uykulu yüzüm ile, havaalanına girdim. Kontroller falan yapıldı, pasaportlarımız alındı falan filan, uçağa binme vakti gelmişti.
-Birazcık oturalım bir şey olmaz.
-Alas kanka sen şaka mısın şurda kalmış bi 10 dakikamız...
-Ben 0 10 dakikanın 9'unu dinlenerek geçireceğim..
-Ya öf Alaaasss!
Araya Emir girdi. Oda yorgundu belli ki Güney zaten uyumakla uyuyamamak arasında bir çizgideydi.
-Ya Damla bir şey olmaz kanka, azıcık dinlenelim oturun şuraya.
-İyi peki...
Madem ki bişi olmaz oturalım diyorlar, oturalım o zaman..  Ama hala içimde bir endişe bir şüphe vardı, uçak ya kaçarsa? Ya gidemezsek? Düşüncesi bile korkutuyordu. Kendimi koltuklara fırlattım,yanıma Güney geldi. Uykulu gözleri, yavaş refleksleri ile çok yorgun gözüküyordu, doğal olarak yanıma geldiği gibi göz kapakları kapandı, kafamı onun omzuna yasladım. Her sçdakika saatime bakıyordum. Kumsal, Ada, Çağla ve Doğa'da oturmuşlar telefona bakıyorlardı. Saate baktığımda 06.40 olduğunu görünce endişelendim son 5 dakikamız vardı. Bizimkile uyandırmaya çalıştım.
-Şttt Güney kalk hafi 5 dakika, şu an 4 oldu. Tepkisiz yatıyordu koltuklarda, Alas'ı uyandırmayı denedim.
-Kanka kalk dahi bak uçak gidicek.
-Yürüyen Uçak
Kumsal hemen geldi, ardından Alas'ın kulağına bişiler fısıldadı.
-Kalkmazsan, trip atarım..
Alas hemen asker selamı vererek
-Nereye komutanım!?
-Yürü aşkım yürü..
El ele bavullarını almış hazırlardı. Diğer erkekleride uyandırdıktan sonra kapıya doğru ilerledik. Uçağın kalkmasına son 47 saniye 46, 45 oldu.
-Koşun koşun son 43 saniye!!
-Damla şaka yapma hayatım.
-Şaka değil Güney'ciğim koş koş
Hemen çıkış kapısına koştuk hostrsler yolcuları almışlar, kapıları kapatıyorlardı. Arkama baktığımda Çağla'nın yere düştüğünü gördüm, uçağın motorları çalışmıştı.
-Siz koşun! Hosteslere haber verin ben gelirim!
-Çağla'yı dinledim merdivenler çekilirken yukarı çıkmaya başladım son 18 saniye kalmıştı.
-Hostes Hanım!!
Sesim yettiği kadar bağırmaya başladım. Uçağın kapısına geldiğimde soluk soluğa kalmıştım.
-Durun! Arkadaşlarım var bekleyin.
Hostes kafasını kapıdan dışarı çıkarıp dışardakilere baktı. Bizimkiler koştura koştura gelmişti. Hemen bavulları verip, aldığımız koltuklara geçtik elimdeki kağıtta, D-21 yazıyordu. Orta sıralardan cam kenarı.. İşte en sevdiğim! Koltuğuma doğru yürümeye başladım, koltuklar 3 kişilikti 4. Sıradaki cam kenarı, kenarlara baka baka yerimi aramaya başladım. Koltuğuma doğru yürümeye başladım, koltupuma geçtim arkama yaslandım ve herkesin yerleşmesini bekledim, herkes yerleşince hostes bir takım şeyler söyleyip, bize uçak düşerse ne yapacağımızı söyledi. Yanıma Güney ve Pelinsu.. Güney çok gergindi, kesin bişi olmuş ve söylemiyordu.
-Güney noldu?
-Bişi olmadı hayatım
-Emin misin?
-Ya sadece ben uçakları sevmiyorum ya
-Hmm şimdi anlaşıldı..
Güney uçaklardan korkuyordu büyük ihtimalle, biraz sarsıldıktan sonra uçağın kalkışını izledim. Bulutlar'a yükselirken,içim bir garip oldu.
"Bulutlar evinizin tavanındaki avize gibiydi. Onlarda gökyüzünün avizesiydi. Lakin onlar ışık değil, sizin göremediğiniz gözyaşlarını savuşturur etrafa"

Artık çok yüksekteydik, imsanlar bile gözükmüyordu ama binalar, onlar birer çizgi gibiydi. Hissedebiliyordum, aşağıdan çocukların el salladığını hissediyordum, küçükken bende öyle yapıyordum, beni gördüklerini sanıp heyecanlanıyordum. Ama işte herşeyin sonu bir hayal kırıklığı ile sonlanıyordu. Güney kolunu omzuma dolayıp kafasını başıma gömdü, gözkapakları yavaşca kapandı. Bende kafamı cama gömdüm dışarıyı izlemeye başladım. Küçücük bir pencereden koskocaman bir dünyayı izlemeye başladım, Dünya bu kadar bile değildi, daha gezecek çok şehir, çok cennet vardı..

Benim beklediğim şey hostesin o küçük topkek'leri dağıtmasıydı. Sonunda hostes elinde dağıtıcı arabası ile geldi. İlk aıradan başlayıp sona kadar gidecekti, arkamda oturan Kumsal, Alas & Çınar da bu anı bekliyormuş gibi duruyorlardı. Karşı koltukta Çağla,Doğa & Ozan vardı onların arkasında Ada,Kaya&Emir. Öyle bir Grup olmuştuk. Hostes bizim sıraya gelince, keklerin bitmesinden korkup hemen istediğim şeyleri söyledim
-Ne istersiniz?
-Bir kek bir de meyve suyu
-Buyrun.
Eline aldığı keki ve meyve suyunu bana uzatıp Pelinsu'ya da sordu. Oda bişiler aldı,sonra kadın ilerledi ben topkekimi yerken meyve suyumu yudumluyordum. Kafamı geriye tekrar yasladım, ve sonunda istediğim rahatlığı bulmuştum, birden uçak sarsılmaya başladı. Sanki deprem oluyormuş gibi hissettim.  İçimde bir korku vardı ya uçak düşerse, Güney birden uyandı.
-Güney noluyor?!?!
Susuyordu, çünkü korkuyordu çok belliydi.
-Güney!!!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 27, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

 Mavili OğlanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin