Polise gereken ifadeleri vermeye gittiğimde bile babam hala ortada yoktu. Telefonu da açmıyordu. Nerede olduğunu merak ediyordum. Durağa doğru giderken babamın ofisine gitmem gerektiğine karar vererek hareketlenmiştim. Ofisi adliyeye 15 dakika uzaklıkta olduğu için oyalanmadan o tarafa geçebilirdim.
"Furkan sen evine git ben babamın yanına gideceğim."
"Tamam."
Bana vermesini istediğim cevap bu değildi. Bunu duyduğumda şaşırmıştım ve bunu belli edip etmediğim umurumda değildi. Belirsiz ve anlamsız hayal kırıklığı ile oradan uzaklaşıp başka yerde otobüse binmeye karar verdim. Çantamdan mp3'ümü çıkarıp müzik dinlemeye başlamıştım. Kafamı yerden kaldırmadan sadece son 3 saatte olan bitene odaklanmaya çalışıyordum. O kısacık anda ne olmuştu öyle? Kafamı yukarı kaldırdığımda havanın kararmaya başladığını fark ettim. Arka planda eşlik eden Cem Adrian'ın sesi uçan kuşlara eşlik ediyor gibi gelmişti bir an. Yine yere bakarak yürümeye ve karşıya geçmek için adım attığımda kolumdan hızlıca çekildiğimi hissederek şaşkınlıkla geriye doğru zedelenmemle önümden hızlıca geçen arabanın varlığını fark etmem bir olmuştu. Şaşkınlıkla arkama baktığımda o kişinin Furkan olduğunu fark ettim. Kulaklıklarımı hızlıca çıkarıp cebimden mp3 çalarımı aldı.
"Geri zekalı mısın sen? Kafanı sadece havaya bakmak için kaldırmak ne demek?! Ölmek mi istiyorsun!?"
Hiçbir şey demeden ona bakıyordum. Gözlerimi kapattığımda akan yaşları hissetmiştim.
"Gitmedin mi sen?"
"Hayır. İyi ki de gitmemişim!"
Mp3 çalarımı ceketinin cebine koydu.
"Bu ben de kalacak. Sadece bugünlük gözümün önünden ayrılmayacaksın, anladın mı?"
"Saçmalama bir şey yok. O sende kalacaksa kalsın ama göz önünde olmak? İstemez."
"İsteyip istemediğini sorduğumu hatırlamıyorum. Şimdi nereye gideceksen beraber gidiyoruz."
Gitmesi için dil döksem de bir türlü gitmemişti. Gitmediği gibi attığı gereksiz tehditkar bakışına maruz kalınca onu da alıp babamın ofisine gitmiştik ama kapısına geldiğimde babamın ortağını aramak aklıma yeni gelmişti. Telefonumu çıkarıp onu aradım.
"Oo Angel. Nasılsın bakalım?"
"İyiyim İbrahim amca sen?"
"İyiyim bende sağolasın. Hayırdır ne oldu?"
"Babamı aradım ama ulaşamıyorum babam mahkeme de mi ofiste mi?"
"Mahkeme bugün erken bitti. İstediğimiz gibi sonuçlanmadı. Ofise de gelmedi bir yere gideceğini söyledi."
"Nereye gidecekti?"
"Bilmiyorum."
Teşekkür edip şaşkınlıkla yerimde donakalmıştım. Bu babamın yapacağı türden bir hareket değildi. Normalde her zaman İbrahim amcaya nereye gideceğini söylerdi. Böylelikle ben ona ulaşamadığım zaman İbrahim amcadan yerini öğrenebilirdim. Evime doğru yürümeye başladığımda bile Furkan beni yalnız bırakmamıştı. Ama aklıma bir yer geldiğine yerimde durmuştum. Gideceği bir yeri tahmin edebiliyordum.
Annemin bulunduğu mezarlığa sonunda geldiğimizde babamın mezar başında otururken gördüm. Oturup sadece taşını saç okşar gibi nazikçe okşuyordu.
"Git. Bekliyorum burada."
Annem ile babamın yanına yaklaştıkça ağlama isteğim artıyordu. Bugün bütün her şeyimle ağlayıp rahatlamak istiyordum. Babamın yanına yaklaştıkça nefes almam sanki daha çok duyulur hale gelmişti. Babam arkasına dönüp bana bakmıştı. Gözlerini hızlıca silip ayağa kalktı. Yanına gittiğimde sarılmıştım. Sarılmamla ağlamam bir olmuştu. Beni geri çekip baktı. Bir şeylerin ters gittiğini fark etmişti.
"Ne oldu?"
Annemin taşını öpüp sanki kokusunu alabilecekmişim gibi tüm havayı içime çekip babama döndüm. Arabada konuşabileceğimizi söyleyip arabaya kadar konuşmamıştık. Furkan'ı kabaca tanıştırıp arabaya bindik. Olanları olabildiğince sakin kalmaya çalışarak ona anlatmaya çalışıyordum. Tıkandığım için olayları tamamen en düzgün şekilde anlatan Furkan olmuştu.
"İbrahim'i ya da teyzeni neden aramadın Melek?"
"O an onlar nasıl aklıma getirebilirdim o an? Benim aklıma ilk gelen insan hep sen oluyorsun!"
"Ne olursa olsun aramalısın!"
"Sende telefonunu yanında tut! Kaç saattir seni arıyorum haberin var mı!? Arkadaşımı kaybettim ben baba!"
Bu gerçeği yeniden hatırlayınca sinirlenmeye başlayan adam gitmiş onun yerine pişman olmuş adam gelmişti. Destek olurcasına sarılıp sırtımı okşadığında kendimi sonunda güvende hissederek ona sarıldım.
"Merak etme ben olayı takip ederim. Dediğin merkezde tanıdığım polisler var."
"Tamam."
Furkan'a nerede kaldığını sorarak onu evine bıraktı. Bugün teyzemde kalacaktık. Teyzem olanlardan haberi olsa bile haberi yokmuş gibi davranmaya çalışacaktı ama Ömür eniştenin dediği gibi bunu hiç beceremiyordu. Her zaman yalanı veya saklamak istediği bir şeyi bir şekilde belli ediyordu.
Jq'83
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORTAK NOKTA
Chick-Lit***Kanserli Kızın Aşkı adlı kitabın ikinci serisidir. "Annesi doğum sırada öldü Dilara. Ona her zaman babadan çok anne gibi yaklaştım ve benimle her zaman konuşurdu. Şimdi sorunu ne bilmiyorum. Benimle artık konuşmuyor bile ve delirmek üzereyim!" "B...