Bölüm 12

284 27 8
                                        


"Dilara sana söylüyorum bir insan bir insana bu kadar benzememeli."

"Abartıyorsun Baran. Ki öyle olsa bile o bir Ceren değil. Biliyorsun bunu!"

"Evet biliyorum ama... o kadını görünce yeniden Ceren'i görmüş gibi oldum. Bir şeyler farklıydı ama..."

"O Ceren değil."

"Evet... eksik olan o. O bir Ceren değil." Başımı kaşıdım sertçe. Elim yüzümü kapatıyordu şimdi. "Onunla tanışmak istediğimi söylesem çok mu olur?"

"Bunu diyeceksin diye korkuyordum Baran. Yeniden depresyona gireceksin diye korkuyorum. Bundan önce kaç kere Ceren ölüm ile burun buruna gelmişti ve en sonunda... en sonunda öldüğünde sende çok yıkıldın. Melek 3 yaşına gelene dokunmadın. Bunu hatırlıyorsun değil mi? Ömür'e baba dedi diye daha kötü olmuştun."

"Haklısın. Bu iyi bir fikir değil."

"Senin mutlu olmanı istiyorum ama aradığın bir insanda Ceren'i arama. Ceren gibisi yok ve ona benzeyen birini bulamazsın. Bulsan bile onun gerçek bir Ceren olmadığını bildiğinde bu seni—"

"Tamam. Anladım. Görüşürüz."

Tek tek cevap verdikten sonra telefonu kapatıp Melek'i aramıştım. Sesini duymak üzerimdeki baskıyı atmama yardımcı olmuştu. Ama o kadın hala aklımdaydı. Ceren'e benzeyen elleri, yüzü, gülümsemesi, konuşması ve... ve sesi.

Yıllardır hasret kaldığım sesi duyunca bir an kendimi onunla olduğum yıllarda olduğumu ve yaşadığım bu onun rüya olduğunu zannetmiştim. Ama rüyada değildim ve o Ceren değildi.

Otelin lobisine inip nefes almak için dışarı çıkmıştım. Dışarıda Starbucks olduğunu hatırlayınca sert bir kahve içmek için oraya gitmeye karar vermiştim. Bir tane double espresso söylemiştim. Yanında çikolatalı pasta alıp bir masaya oturmuş, beraberimde getirdiğim Yedinci Papirüs adlı kitabımı okumaya başlamıştım. Masaya bir plastik bardağını bırakan birini görünce sahibine baktım. Karşımda O'nu görünce şok geçirerek gözlerimi gözlerine dikmiştim.

"Baran mıydı? Size eşlik edebilir miyim?" şaşırarak oturmasını işaret etmiştim. "Hayalet görmüş gibisiniz?" tanıdık sese eşlik eden tanıdık bir gülümseme. "Ah ben Ceylan bu arada." Elini uzattı.

Bir an hayal gördüğümü düşündüm. Bu gerçekten olmuyordu değil mi? Gerçekten benimle konuşmuyordu?

"Pek sessiz birine benzemiyorsunuz halbuki."

"Ah kabalığım için özür dilerim ama... eski bir dostuma çok benziyorsunuz. İsminizde benzer."

"Öyle mi? Nedense bundan hoşnut duydum." Dedikten sonra iyice gülümsedi. "Peki kim o? Yani özel biri değilse...?"

"Aslında özel ama... eski eşim."

"Oh... öyle mi? Peki ama bu kadar şaşırma sebebiniz... yoksa—"

"Doğum sırasında yorgun düştü."

"Anladım. Özür dilerim sormamam gerekiyordu. Kabalığım için kusura bakmayın."

Tamamen benzeseler bile o bir Ceren değildi. Bir şeyler eksikti ve çok yanlıştı. Kendimi iyice rahatsız hissederek ayağa kalktım.

"Üzgünüm ama odama dönmem gerekiyor. İyi günler size."

ORTAK NOKTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin