Bölüm 5

1.8K 165 1
                                    

5.BÖLÜM

12 ŞUBAT 2002 –NEW YORK – WİNTER GARDEN TİYATROSU

Hava her zamankinden daha soğuk. Yağan karın altında tiyatronun önüne geleli 5 dakika bie olmamıştı. Eldivenlerin içinde bile üşüyen ellerimi birbirine sürterken soğuk hava yüzüneden nefesim kesilecekti... Her yerde 14 şubat süslemeleri yer alırken caddeler ışıl ışıldı. Burada ne aradığımı bile bilmiyorum... Sanırım en çok merakıma yenildim. Bir tek beğeni ışıltısı bile almadığım bir adam tarafından rüyalarımın müzikaline davet edilmiştim. Bu bir randevu sayılırmıydı? Tanrı aşkına elbette sayılırdı. Pekala, ben bu adamla çıkmak istiyormuydum. Kahretsin kim olduğunu bile bilmiyorum. Tamam başımı kaldırıp tiyatrodaki dev tabelaya baktım. Elimde biletim var girip izleyebilirim. Ama bu ona ümit verme olurmu?

Bunu yapamayacağım sanırım. Son anda vazgeçtim ve arkamı döndüğümde biri ile çarpıştım. Başımı geniş omuzların sardığı deri ceketten kaldırıp yüzüne baktım.

"Umarım beni ekmeye çalışmıyorsundur." dedi o gür ama ahenkli sesi ile. Bir an ne demem gerektiğini bilemedim.

"Şey, sanırım ... Bu doğru değil, gitsem..." Cümleleri toparlayamıyordum. Sonra aniden ellerini uzattı ve eldivenli ellerimi kavradı.

"Üşümüşsün." dedi ve ellerimi avuçlarının içine alıp ovalamaya başladı. Ben şaşkınlıkla ona bakarken gerçektende ısınmaya başladığımı hissettim. Bana bakıp gülümsedi. O kadar çekiciydi ki.

"Bir, ilk randevuya kadınlar geç gelir... İki bu kadar soğuk havada beni içeride beklemeliydin." O anki tüm itirazlarımı unuttum. Elimi sıkıca tuttu ve beni içeri yönlendirdi.

Günümüz...

  Evet, plan hazırdı ve bende hazırdım. Aracı gördüm ve gaza bastım hemde olanca hızımla ardından ellerimi yüzüme siper ettim ve onun park halinde duran aracına tüm hızla bindirdim. O kadar çok ses çıktı ki. Öne doğru savruldum.

Hemen kendimi topladım ve araçtan çıkan dumanı gördüm. Tanrı aşkına tam olarak planladığım bu değildi. Aniden arabanın kapısına ait olan cam kırıldı ve elimde olmadan bir çığlık attım.

"Vicky! Tanrı aşkına sen ..." Cümlesini tamamlayamadan sesler duyuldu ve hemen başını eğdi. Ardından beni hızla kendi çekti.

"Burada neler oluyor." Beni daha çok kollarının arasına aldığında aslında başka hiçbir şeyin umurumda olmadığını fark ettim. Ama çok fazla gürültü ve karmaşa vardı. Tek amacım arabasına hafifçe çarpıp onunla ilk tanışmamı sağlayan anı yaşamaktı.

  Ama birden arabayı fazla hızlı çarpmamla ortalık karıştı. Onun kolları arasında kokusunu tekrar duyduğumda ait olduğum yerde hissettim kendimi.

"Doug, neler oluyor?" Başını eğip bana baktı.

"Neden burdasın?" Ona bakıp gülümsedim.

"Sanırım senden pek uzak kalamıyorum." Kaşları hızla çatıldı.

"Senin programın yok mu?" Bir bağrış daha. Ardından Doug küfür etti. Sıkıca elimi tuttu.

"Yanımdan ayrılma sakın." dedi. Hızla başımı salladım. Neredeyse emekleyerek onu takip ettim ve caddenin kenarındaki binanın yanına ilerledik. Birbirine ateş eden adamlar vardı. Yerel polisin geldiği siren sesleri ile belli oluyordu. O anda rüya aleminden çıktım ve bir çatışma olduğunu anladım.

"Kahretsin burada gerçekten neler oluyor." Doug ayaklandı ve bana dikkatlice baktı.

"Kesinlikle spor giyinmişsin ve makyajın yok." dedi gülümseyerek. Tam kendimi tekrar ona kaptıracakken. Gözlerimi kısıp onu süzdüm.

"Douglas Mccall... Bana burada neler olduğunu hemen açıkla." Bana yaklaşıp beni belimden kendine çekti.

"Bir şey yok tatlım. Sadece uyuşturucu baronlarının yakalanması gereken bir operasyonu mahvettin." Şaşkınlıkla ona baktım.

"Tanrı aşkına bu da ne demek!" Gözlerini gözlerime dikti.

"Yüzünü görmemem gerektiğini biliyordum." diye mırıldandı ve elini enseme koydu. Ardından dudaklarını dudaklarıma kapattığından heyecandan yada aşktan ölebileceğimi düşündüm... Açlıkla ona karşılık verdiğimde ne kadarlık evli olduğumuzun bir anlamı olmadığını anladım. Bu adama hala ilk günki kadar aşıktım. Ateşli öpüşmemizi hızla kesti ve gözlerini açıp bana baktı.

"Seni özledim." dedi ve çenemi okşadı. Sonra ellerini üzerindeki ceketin arkasına attı ve iki tane silah çıkarttığında şoka girdim.

"Doug." dedim.

"Buradan ayrılma." dedi ve Silahlarını ateşleyerek köşeyi döndüğünde aslında kocam hakkında çokta fazla bilgi sahibi olmadığımı anladım...

BENİ YİNE SEVER MİSİN ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin