Bölüm 14 (+18)

2.6K 152 2
                                    

14.BÖLÜM

22 Şubat 2002 –Newyork

   Beni kollarında yatak odama götürdüğünde aslında beklediğim resmen üzerime atlamasıydı ama o okadar nazik ve kibar ki. Bu içimdeki arzunun ve ona olan sevginin artmasına neden oluyor. Beni yavaşça yatağın kenarında kucağından indirdi. Önce güçlü parmaklarını yüzümde dolaştırdı ardından alnıma bir öpücük kondurdu.

"Bu geceden sonra hayatımda ölümüme kadar var olacak tek kadın sensin." dedi büyülü bir sesle. Ellerimi geniş kaslı göğsüne koydum ve kalın kazağının altından bile çılgınca atan kalbini hissettim.

"Bu geceden sonra ölümüme kadar hayatımda var olacak olan tek erkeksin." dedim onu taklit edercesine. Gözleri tamamen siyaha dönmüştü.

"Vicky." dedi boğulurcasına.

"Gün gelirde..." Parmaklarımı dudaklarına batırdım.

"Seni asla terk etmeyeceğim Doug. Tanrı şahidim..." Elini alıp göğsüme koydum.

"Senden başka kimse, hiç kimse bana sahip olamayacak." dedim. Parmakları yüzümde dolaştı sanki ezberlemek istercesine. Ardından elleri belime gitti ve üzerimdeki pijamamın kenarlarını tutup yukarı çektiğinde ona yardımcı oldum ve üstümdeki pijama bir anda yeri boyladı. Geceleri yatarken iç çamaşırı giymekten nefret ederim. Evim oldukça sıcak olduğu için atlette giymiyorum. Bu yüzden üstüm tamamen çıplak bir şekilde karşısına dikildiğimde elimde olmadan kızarmaya başladım.

"Yüce Tanrım, bir kayayı bile canlandırabilirsin." dediğinde elimde olmadan gülümsedim. Beni gerçek anlamda çekici bir kadın gibi hissettirebilen tek erkekti o.Bu kez ben onun üzerindeki kazağı tek hamlede çıkardığımda onunda altında başka hiçbir şey olmadığını gördüm. O kadar kusursuz bir görüntü sergiliyordu ki. Bu mesleği kendi yapsa benden daha çabuk şöhret olacağı kesindi. Parmaklarımı merakla geniş kaslı göğsüne götürdüm ve yavaşça parmak uçlarımla bedenini keşfe çıkmaya başladım. Parmaklarım her bir kasının üzerinde dolaşırken nefes alış verişlerimiz hızlanmaya başladı ve elim pantolonun kemerine gittiğinde bir küfür savurdu. Yavaşça başımı kaldırıp yüzüne baktım.

  Homurdanarak dudaklarını dudaklarıma kapattığında bilinçsizce ona sokuldum. Hava gibi su gibi ona ihtiyaç duyuyordum. Güçlü eli saçlarımın arasından girip ensemi sıkıca kavradığında ellerimi onun ensenin de birleştirdim.

****

Yüce Tanrım bana acı... Şu anda 70 indeki bir adam gibi heyecandan kalp krizi geçirip ölmeme izin verme. Teni o kadar yumuşak,dudakları o kadar tatlı kokusu o derece baş döndürücü ki kendimi yeni yetme bir oğlan çocuğu gibi hissetmeme neden oluyor. Onun küçük bedenini kucaklayıp yatağa taşıdığımda hızla ondan ayrıldım. Artık daha fazla kendime engel olamayacağımı biliyordum. Arzu ve ihtirasla titrerken nefes nefese bana bakan güzelliği izledim. Afrodit bile şu anda onu kıskanıyor olmalıydı. Elimi kemerime götürdüm ve pantolonumu çamaşırımla birlikte tek hamlede çıkardım. Arka salondan vuran ışıkla içerisi aydınlanırken tam anlamı ile gözükmediğimin farkındaydım. Benden korkması istediğim en son şeydi. Eğer tahminimde yanılmıyorsam bir bakire olmalıydı. Ama hayır bu kadar güzelken bakire olması imkansız olurdu. O anda ona dokunan erkeklerin hepsini öldürmek istedim. Onu bir yere kapatmak ve sadece kendime saklamak...

Yatağa yanına uzanırken yavaşça mırıldandım.
"Sen sevgilim. Sonsuza dek benim olacaksın." Daha hızla nefes alıp vermeye başladı. Yavaşça altındaki pijamayı çıkardığımda tek kelime ile muhteşem bir görüntü sergiliyordu.

"Tanrım evde iç çamaşırı olmadan mı geziyorsun." dedim. Bana bakıp gülümsedi. Yavaşça kulağıma yaklaştırdı dudaklarını.

"Sana bir sır vereyim sevgilim. Çoğunlukla böyle geziyorum."
Bu itiraf karşısında şok geçirsem de içimdeki büyüyen ateşi engelleyemedim.

BENİ YİNE SEVER MİSİN ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin