Affetme mevzusunun üzeriden üç hafta geçmişti. O günden sonra Sensei hiç bozuntuya vermeden derslere devam etti. Bense ilk başlarda Sensei'e biraz trip atmıştım ama sonra bende herşey normalmiş gibi davranmaya başladım. Fakat Lloyd aklımdan hiç çıkmıyordu. Çünkü çıkmasına izin vermiyordu. Şimdiye kadar nefretle yanıp tutuşan ben o günden sonra azda olsa yumuşamış gibiydim. Ama kupkuru bir toprağı tekrar canlandırmak emek isterdi. O ise istekli duruyordu. Bu üç hafta içinde günaşırı gelip durmuştu. Birde o günden sonra Sensei beni yardımcı öğretmen gibi diğer çocukların olduğu derslerde tutuyordu. Çoğu veletle ben ilgileniyordum ki bunlara benden büyüklerde dahildi. Onlar güceniyordu ama benden gerçekten çok fazla öğreniyorlardı. Şuansa eşyalarımı hazırlıyordum. Yarın okullar açılacaktı. Ve ben çok heyecanlıydım. Son kontrollerimi de yapıp Sensei'in yanına gittim.
"Ben hazırım Sensei!!"
"Peki o zaman sen mutfağa geç Misako yemeği çoktan hazırlamıştır."
Başımı sallayıp mutfağa geçtim. Misako bu yemek işini gerçekten iyi biliyordu(Zane kadar olmasın). Yarın için çok heyecanlıydım. Acaba nasıl bir okul olacak. Yemeğimi yiyip yatmam gerekiyordu. Ve birde duş almam gerekiyordu. Tabağımdakileri yedim herşey için tekrar teşekkür edip odama gittim. Misako ve Sensei Garmadon bu ninja olma sürecinde annem ve babam gibi olmuştu. Ama bu günden sonra yapmam gerekenler iki katlanacaktı. Sabahları okul ve diğer kurslar akşam ise dövüş ve element gücü dersi olacaktı. Birde geçenlerde Lloyd ve Sensei konuşurken 'yeşilin kaderi aynı onun gibi olacak' diye birşey duymştum ve acayip dercede kafama takılmıştı. Yeşilin kaderi bendim. Ama aynı onun gibi derken nasıl onun gibi bir türlü anlayamamıştım. Ve sormaya cesaret edememiştim. Odamdan kıyafetlerimi alıp kapıyı kapattım. Şuan sıcak bir duş gerçekten iyi gelecekti. Hemen duşumu alıp giyindim. Başıma bir havlu dolayıp kapıyı açtım. Banyonun kapısını açar açmaz gördüğüm kişiyle şok olmuştum.
"Merrrhaba"
"Sen burada ne arıyorsun?"
"Kaderim okuluna başlamadan önce son birkez onu göreyim dedim."
"Daha dün geldin Lloyd. Hem bugün erken yatmalıyım. Yarın okulum var! Hadi bak kapı orda."
"Ne yani kovuyor musun beni?"
"Belli olmuyor mu?"
"Gitmiyeceğim!"
"Bak Lloyd ben saçımı kurutup uyuyorum. Sende çıkıyorsan çık."
Onu umursamadan saçımı kurutmaya gittim. Ama kurutup odama geri dönünce hala orada olduğunu gördüm. Bu çocuk hiç vazgeçmiyor! Ben ne dedim? Çocuk mu dedim? O hiçte çocuk gibi durmuyor hemde hiç!
Örtümü açıp yatağa girdim. Ne tarafa dönsem Lloyd o tarafa geçip garip garip yüz ifadeleri yapmaya başladı. Ne kadar komik göründüğünün farkında mıydı acaba? Kendimi daha fazla tutamayıp gülmeye başladım. Ben gülünce biraz daha yapıp o da gülmeye başladı. Artık bende de uyku namına hiç birşey kalmamıştı. Kalktım ve yatakta oturdum.
"Bir dakika o ne?"
"Ne ne Lloyd?"
Yanıma oturup bana doğru eğildi ve elini uzattı. Nedense kendimi bir garip hissetmiştim. Kalbimse mübarek! Uff Amy onu bunu bırakda şaka maka üstüne üstüne geliyor!
"Merak etme birşey yapmayacağım. Sakin ol."
Bu beni biraz daha rahatlatmıştı. Sonra elini biraz daha uzatıp ahh kolye! Hiç çıkarmadığım kolye. Ama ben ona bir söz vermiştim ve ben verdiğim bir sözden asla ve asla dönmezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEGO NİNJAGO: Lacivert Ninjanın Kaderi
FanfictionLloyd Garmadon... Daha küçük bir çocukken kaderi onu yeşil ninja olarak seçti. Babasıyla savaştı ve Ninjago 'yu kurtardı. Peki böylesine özel birinin kaderi yani biricik aşkı nasıl biri olabilir? Ben Amy Julien. Nağm-ı diğer lacivert ninja. Abim...