144.Gün
Merhaba, hatırlatmak için adımı tekrar söyleyeceğim. Benim adım Gloria. Olaylar başlamadan önce basit bir garsondum. En azından hatırladığım buydu. Şimdi ise dünyanın sonunda hayatta kalmaya çalışan bir kızım. Bu günlüğü bulan olursa büyük ihtimalle ölmüşümdür. Düşürme gibi bir şansım olduğunu sanmıyorum. Birçok arkadaşımı bu yolculuk sırasında kaybettim. Büyük ihtimalle hepsi öldü. Şu anda ise aynı dili bile konuşmadığımız birisi var. Elimizden geldiğince anlaşmaya çalışsakta pek başarılı olamıyoruz. Basit cümleler konusunda herhangi bir sıkıntımız olmuyor fakat iş karmaşık cümlelere geldiğinde çok zorluk çekiyoruz.
Evet... En son nerede kalmıştım....... Hah ! tamam. Adadan çok uzaklaşamamıştık, en azından biz öyle sanıyorduk. Üzerimizi bir örtü misali kapatan sis tabakası ve zifiri karanlık yolumuzu bulmamızı zorlaştırıyordu. Sudan gelen baloncuklar ise iyice korkmamıza sebep oluyordu. Bu şeyler...Yaratıklar belki de artık yüzebiliyorlardı. Dışarıdaki bu tüyler ürpertici havadan kurtulmak için tekneye girdim. Minik mutfak bölmesindeki buzdolabını açtığımda içinde fazla yemek kalmadığını gördüm. Yemek olmazsa burada açlıktan ölürdük. Acilen bir adaya ya da üzerinde yemek bulabileceğimiz bir karaya denk gelmemiz gerekiyordu.
145.Gün
Bugün Uzun süredir yerinde duran dolaptan bir kitap aldım. Kitapta "Kıyamet günü" yazıyordu. İçini açıp okuduğumda bazı cümleler dikkatimi çekti. " İnsanlar özgür olarak doğmadılar. Onlar kendilerini özgür yaptılar. Fakat özgürlük, en büyük kirliliktir. Özgür insan sorgulanmaz. Özgür insan her kötülüğü yapabilir. Özgürlük Yok oluştur. İnsanlar birbirini öldürdüğünde, kurallar yavaş yavaş yıkılmaya ve Lider ile halk arasında fark kalmadığında Yıkım başlayacak. İnsanlar kendilerini özgür sanıp herşeyi araştırıyorlar. Yasak olanları bile. Size bunun hakkında benimle konuşan bir arkadaşımın sözlerini ileteceğim. Kendisi gizli bir araştırma servisinde çalışıyor. İşte sözleri :
- Devlet bize bazı şeyleri araştırmamız için ödeme yapıyordu. Ama bunlar sıradan araştırmalar değildi. Bize, farklı boyutlar olup olmadığını araştırmamızı emretmişlerdi. İmkansız gibi görünse de bunu yapmıştık. Çünkü sonuçta bize para veriyorlardı. Araştırmanın ilerleyen aşamalarında bazı ipuçları bulmuştuk. Çalışma arkadaşım Brausen, fincan kabını masanın üstünde bırakmıştı. Öğlen molasından sonra geldiğimizde Fincanın içindeki kahve ile Fincan yer değiştirmişti. Bunu anlamak zor olabilir ama şöyle düşünün, sıvı kahve katı bir fincan olmuş ve fincanın yapı malzemesi bu katı kahvenin içinde sıvı halde duruyordu. Bunu gördüğümüzde dehşete düşmüştük... Bu arkadaşım araştırmasına devam ettiğinde bazı şeyler bulmuştu. Bilinen en küçük madde quarktır. Atomun en küçük parçasıdır. Fakat bu quarkı doğru bir dizilimle parçalamayı başarırsanız boşlukta bir yarık açarsınız. Boşluğu dolduran şeyde, tabiki bir diğer boyuttur. Bu keşif devlete rapor edildiğinde devlet projeyi iptal etmiş ve tüm çalışanlara bu bilgileri kimseye söylemyeceklerine dair yazılı bir belge imzalatıp farklı görev yerlerine atamıştı. Ama eminim onlar araştırmaya devam ettiler. " Bilmiyorum, belki de herşey en başından beri devletin işiydi. Kontrolden çıkan bir deney mi ? Bana oldukça mümkün geldi. Diğer türlü kendi insanlarına Füzeler yağdırmaları hiçte mantıklı değildi. Belki de bu zehirli gaz diğer boyuttan gelmişti. Belki de öldüğümüzde cehennem denilen yer bir boyuttur ve devletin açtığı delik yüzünden tekrar dünyaya geleceğiz. Bu yaratıkların olduğu yere... Bu korkunç birşey. İnançlı olmak için geç kalmış olabilirim. Ama büyük bir acıysa ölecek olursam bu dünyaya tekrar gelmek istemiyorum...
Bu tür kitapları okumama annem hiç izin vermezdi. Basit komplolar derdi kendi kendine. Ben de ona inanır okumazdım. Yolda geçen "kıyamet yaklaşıyor " yazılı tabelalarla gezen insanlara güler geçerdim. Şimdi ise onlar haklılar. Haklı olmak istediklerini bile sanmıyorum ama haklılar. Annemin gerçekleşmeyecek dediği korkunç hayallerden birinde yaşıyorum. Bu kitabı yanıma alsam iyi olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salgın Günlükleri [Eski]
Paranormal---- Bu eski bir projedir --- Gazmaskesini asla çıkarma....Asla ısırılma....Ailene güvenme.Isırılmışsa,artık ailen değiller.....Şehirlerden uzak dur....iyi şanslar... **Salgın Günlükleri** -Üniversiteli Gloria Dycon, 18.yaş gününü bir daha asla...