280.Gün
Gözlerimi açtığımda yerde yatıyordum. Dışarıda büyük bir kar fırtınası vardı. Gloria Mağranın girişinde oturmuş dışarı bakıyordu. Bir süre neler olduğunu anlamaya çalıştım. Sonra ben de kalkıp Gloria'nın yanına oturdum. Gloria bana baktı ve gülümseyerek " Temiz havanın kokusunu çok özlemişim" dedi. Ben de karşılık vererek " Öldüğünü sanmıştım " dedim. Gloria söylediğimi pek aldırmamış gibi konuşmasına devam etti. " Bazen, düşünüyorum. Herşey normale dönebilir mi diye. Bu konuda kendimle çok tartıştım. Ama sanırım görebileceğimiz en iyi günler kış günleri olacak. " Söylediklerinde haklıydı. Yaratıklar sadece kışları yavaşlıyordu. " O halde senin kanını kullanabiliriz. Babam bizi koruyacaktır ve yardım edecektir. Gloria yüzünü aşşağı eğdi. " Yalnız bir sorun var... " Ona dönüp baktığımda yüzü bembeyaz oldu. " Ben hala bir ölüyüm. Bu sadece bi rüya..."
Gözlerimi ikinci kez açtığımda Gloria'nın üstünde yatıyordum. Elimi bileğine getirip nabzını kontrol ettim. Nabzı atmıyordu. Hızlıca kalkarak mağranın ucuna kadar geri geri yürüdüm. Sırtımı taşa çarptığımda dizlerimin üstüne düşüp ağlamaya başladım. Gloria ölmüştü. Bunu kabul etmem gerçekten çok zamanımı aldı. Aslında hala kabul edemiyorum. Ona dokunamazdım. Yüzüne bakarken bile kapalı gözlerini ve cansız, kıpırdamayan bedenini gördükçe gözlerime yaşlar geliyordu. Belki de birkaç gün öylece durmalıyım. Birşey yapmamalıyım. Ona son kez birşeyler söylemeliyim.
285.Gün
5 gündür yazmıyorum. Gloria'nın cesedi hala burada. Onun cesedine dokunamam. Ama yakında bir şekilde gömmem ya da cesedi yakmam gerekiyor. Yoksa yaratığa dönüşecek. Gloria yaratıklardan fazla korkmazdı. Korksada onlara karşı nasıl hareket edeceğini bilirdi. Ben hiçbirşey bilmiyorum. İnsanlarla kavga etmek konusunda bir sorunum yok. Ama yaratıklar farklı. İnsanlar beni canlı canlı ısırmaya çalışmıyorlar !!. Belki de gloria'nın cesedini burada bırakmalıyım. Sadece bırakıp gidebilirim. Hayır. Bu saygısızlığı ona yapamam. Sence yapabilir miyim ? Belki de hemen dönüşmez. Beş gündür sadece yatıyor ama herhangi bir şekilde dönüşmedi. Sanırım kanındaki özellik havadan bulaşmasını engelliyor. Ya da öyle birşey. Birazcık riske girmek istiyorum. Gloria benim için bunu yapardı. Dönüşmezse cesedini yanımda götürebilirim. Kanından bir örnek alırlar ve belki kurtuluşta yardımcı olur. Bir kaç gün daha beklesem iyi olucak. Tabi biraz karnım acıktı. Yiyecek birşeyler bulmalıyım.
Şu anda gece. Dışarıdan birkaç yaratık geçti. Masmavi gözleri olan tuhaf yaratıklardı. Onları daha önce gördüğüme emin değilim. Açıkçası ne isim vericeğimi de bilmiyorum. insan gibi yürümüyorlardı. ya da şu yaratıklar gibi değillerdi. etrafı keşveden bir maymuna benzer bir şekilde hareket ediyordu. Eski günlerimden bir notta okuduğuma göre bunlara leşçiler diyorlarmış. Salyalarını kullanarak ölüleri yaratığa çeviriyorlarmış. Kendi kendilerine de dönüşebilseler bu yaratıklar dönüşemeyecek olanları dönüştürüyorlarmış. Büyük ihtimalle Gloria'nın kokusunu aldılar. Onu değiştirmek için geldiler. Bunu engellemeliyim. Yarın sabah ilk işim bu mağradan çıkıp güvenli bölgeye, babamın yanına gitmek olacak. iyi geceler Gloria...
286.Gün
Sabah uyandığımda çok az birşey yedim ve doğruca boş kasabalardan bir tanesine yol aldım. Kasabadan kızak olarak kullanabileceğim bir kaykay aldım. bazı malzemelerle birlikte mağraya geri döndüm ve kendime el yapımı bir kızak yaptım. Normalde sevinirdim. El yapımı eşyalar konusunda pek yetenekli sayılmam. Fakat İçinde Gloria'yı taşıyacak olduğum için pek mutlu hissetmiyorum. Gloria'nın cesedini kızağın üstüne dikkatlice yerleştirdikten sonra düşmesin diye onu sıkıca bağladım. Ardından kızağın ucundan tutarak sürükleyerek götürmeye başladım. Dışarıda dizime kadar gelen bir kar yığını olduğundan sürüklemek çok zor olmuyordu. Uzun bir süre bu şekilde yürüdükten sonra dönüp arkama baktığımda uzaktan mağrayı görebiliyordum. O leşçi yaratıklar mağraya giriyorlardı. Kendi kendime " Belki de acele etmeliyim " diyerek hızlanmaya başladım. Kızakla taşımak güzel bir fikirdi ama gerçekten çok yorucu. Ben de güçlü bir kız sayılmam. Bir süre devam ettikten sonra dinlenmeye karar verdim. Bir ağacın altında yere oturdum. Hazır keklerden bir tanesini açıp yemeye başladım. Sonra dönüp Gloria'ya baktım. " Çilekli keki sen de seviyorsun değil mi ? " dedim. Kekten bir parça kesip Gloria'nın yanına koydum. Tamam, biliyorum Gloria öldü ama o çilekli kekleri çok severdi. Canlı olsaydı bir tane yemeden duramazdı.( Sayfanın bu kısımlarında gözyaşı damlaları vardır). Neden gitmek zorundaydınki ? Lütfen. Lütfen geri gel. Gelirsen senin için bir sürü çilekli kek bulacağım... Sen benim kalbimdesin. Ama ben seni kalbimde değil karşımda görmek istiyorum. Yanımda olmanı, gülümsemeni istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Salgın Günlükleri [Eski]
Paranormal---- Bu eski bir projedir --- Gazmaskesini asla çıkarma....Asla ısırılma....Ailene güvenme.Isırılmışsa,artık ailen değiller.....Şehirlerden uzak dur....iyi şanslar... **Salgın Günlükleri** -Üniversiteli Gloria Dycon, 18.yaş gününü bir daha asla...