Gözlerimi açtım.
Tuhaf olansa sanki gözümü kırpmışım da gözlerimin kapalı olduğu süre bir saniyeyi geçmemiş gibiydi.
Koku farklıydı.
Görüntü de.
Taehyung'un vücudumun üstünde beni bir kafes gibi saran bedeninin sıcaklığı ve tanıdık his kafamı karıştırmıştı. Oldukça şaşkındım da.
Beyaz bir yatakta yatıyorduk ve Taehyung'un bakışları da benimkiler gibi olanları anlamaya çalışıyordu.
Refleks olarak elimi yüzünde gezdirdim ve parmak uçlarımla gergin ama yumuşak yanaklarını okşadım. Taehyung'um geri gelmişti.
Benim Taehyung'um.
Her şey bir rüyaya benziyordu. Rüya görüyor olmalıydım. Zaman zaman böylesine gerçekçi rüyalar gördüğüm oluyordu ve rüya olduğunun farkında olsam bile devam etmekten kendimi alamıyordum.
Ve bu kesinlikle kendimi çekmek istemeyeceğim bir rüyaya benziyordu.
Min Yoongi'nin söyledikleri ve diğer tüm saçmalıkları unutmaya ihtiyacım vardı. Bu bir rüya aracılığı ile bile olsa umrumda değildi. Sadece birkaç saniye mutlu olsam uyandığımda kimse fark etmezdi.
"Seni özledim." dedim Taehyung'un meraklı bakışları karşısında. Etrafına bakınmayı bırakıp tamamen bana odaklandı ve üzerimdeki bedeninin ağırlığını bana yüklemeden yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Elimi refleks olarak göğsüne koyduğumda çıplak olduğunu fark ettim.
Tanrım, ben de çıplaktım.
Aşağıda bir yerlerde bulunan zonklama hissini de o zaman fark ettim.
Bacaklarımı beline doladığımda soru dolu bakışları yerini yaramaz bir gülümsemeye bıraktı.
Yumuşacık dudaklarını sertçe dudaklarıma bastırdığında ağzım refleks olarak aralanmıştı.
Nefessiz kaldığımızda geri çekilmiştik ancak Taehyung'un elleri yaramazlık yapmaya devam ediyordu.
"İçinde olmak istiyorum." diye fısıldadı dudaklarıma.
"En derin noktana kadar istiyorum."
Gördüğüm en harika rüyaydı bu adam.
Dudaklarımı dudaklarına sürttüm ve aynı şekilde fısıldadım.
"Yap şunu."
Dudakları arasından kaçan inlemeyle hızlı bir şekilde içimi doldurdu.
Taehyung'un nefeslenmeleri vahşi hırlamalara dönüşürken zevkten titremeye başlamıştım. Uzun zamandır ihtiyacım olan his bu gibiydi.
Beni öyle sıkı tutuyordu ki azıcık daha güç uygulasa bir yerlerimin çatırdayacağından emindim. Ancak bunu inanılmaz bir kontrol eşliğinde yapıyordu. Verdiği his... İnanılmazdı.
Aramızdaki ritim hızlanınca zevk dalgalarından algı mekanizması çöken zihnim bir anlık şüpheye düştü.
Daha önce de böyle rüyalar görmüştüm ancak hiçbirinde doruk noktasına ulaşma yoluna girmemiştim bile. Hissetmiyordum çoğu zaman. Bir film izliyor gibi oluyordum sadece.
Ama şimdi...
Bir şeyler yanlıştı. Ya da fazla doğruydu. Emin olamıyordum.
Ana geri dönmüş gibi zevk dalgalarının şiddetine çekildiğimde aklım başımdan uçar gibi oldu ve yüksek sesle inledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crossfire | kim taehyung.
Fanfiction"Yani hatırladığım her anın saçma bir simülasyondan ibaret olduğunu mu söylüyorsun? Ya sana dokunurken hissettiklerim, sen son nefesini verdiğinde çektiğim acı... Bana bunların sahte olduğunu söyleyemezsin, asker."
