Taehyung'u hiç bu kadar dalgın gördüğümü hatırlamıyordum. Beni doktorların yanına götürdükten sonra bir köşeye çekilip düşüncelere dalmıştı. Doktorların yanında kahvesini yudumlayan Min Yoongi de bunu fark etmiş olacak ki mimikleriyle beni soru yağmuruna tuttu.Bu kadar etkileneceğini düşünmüyordum. Gerçekten. Bana ve hatırladığım tek hayata çöp muamelesi yaparken böyle olacağını bilemezdim tabii ki. Suçlu olmadığımı biliyordum ama yine de içimde bir yerlerde oluşan hissi engelleyemiyordum.
Dudaklarının verdiği hissi unutmam mümkün değildi. O farklıydı, ancak hissettirdikleri eskiye göre artmıştı. Beni şaşırtan da buydu zaten. Bu kadar soğukken nasıl aynı zamanda içimi yakacak kadar sıcaklaşabiliyordu.
Taehyung buz yanığıydı, iyileştirilmesi imkansız bir buz yanığı.
"Gerçekliğe hoşgeldin Seo Ra!"
İçeri giren parlak turuncu saçlı doktor odadaki beyaz ağırlığını yıkıp geçmiş, odaya bir güneş gibi doğmuştu adeta. Gördüğüm her renk için şükrediyordum.Jin ve Jimin bugün daha da keyifliydi, şakalaşarak işlerini yapıyorlardı, turuncu saçlı doktorun gelmesiyle de işlerini bırakıp nihayet yanıma geldiler. Beni oturttukları döner sandalyede sağa sola sallanmayı bıraktım ve doktoru inceledim.
Doktor önümde diz çökerek görüş açıma girdi ve gülümsedi.
"Vay canına! Şu güzelliğe bak!"
Yüzüne nasıl baktığımı görünce neşeli görünüşü anlayışlı bir hal aldı."Bana Hoseok diyebilirsin. Şu salaklar gibi ünvan meraklısı biri değilimdir."
Jin ve Jimin itiraz ediyordu ki Hoseok onları susturarak bana doğru yaklaştı.
"Jimin'in aylık tuvalet nöbetine bile ismini yazarken 'Asistan Dr. Park Jimin' yazdığını biliyor muydun?"
İstemsiz olarak boğazımdan kaçan kıkırtı beni de şaşırtmıştı. Yoongi de güldüğümü görünce gülümsedi ve diğerlerini incelemeye devam etti.
"Güldüğünü görmek güzel, canım. Bundan sonra seni zorlu bir süreç bekliyor. Önümüzdeki birkaç saati senin bilgilendirilmen ve eğitim programınla ilgili bir toplantı yaparak geçireceğiz, değerlilerimiz sandalyeye yapışacak yani.. Ama olsun, senin en kısa zamanda yeteneklerini kullanabilmen için elimizden geleni yapacağız."
Yoongi yanıma geldi ve kollarını bağlayarak Hoseok'a döndü.
"Eğer konuşman bittiyse artık onunla ben konuşabilir miyim?"
Beklediğim şey kesinlikle buydu. Her şeyi öğrenmek için beklediğim 24 saat bir yıl gibi gelmişti adeta.
Hevesli gibi görünsem de umrumda değildi, çünkü öyleydim.
"Tabii, Seo Ra da burayı pek sevmişe benzemiyor zaten. İyi anlaştığınızı duydum." Hoseok'un sesinde neşeli bir kıskançlık vardı.
Min Yoongi bilmiş bilmiş gülümsedi ve konuyu değiştirdi.
"Başkanın yanından gelen senken benim işimin bir lafı olmamalı. Bu sefer ne için gittin?"
Hoseok iç çekti. "Gayet mutlu olduğunu belli edip olay çıkarmamamız için tembihler gibiydi. Ben de kontrollerini yapıp onayladım ancak Seo Ra'nın gelişiyle mutluluğu bozulacak gibime geliyor."
Hakkımda konuşuyorlardı ancak şu an başkanı düşünecek durumda değildim. Başımı yana eğip etrafa bakınırken kaşlarını çatmış beni inceleyen Taehyung'u gördüm. Bakışları belimin yay gibi gerilmesine neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crossfire | kim taehyung.
Fanfic"Yani hatırladığım her anın saçma bir simülasyondan ibaret olduğunu mu söylüyorsun? Ya sana dokunurken hissettiklerim, sen son nefesini verdiğinde çektiğim acı... Bana bunların sahte olduğunu söyleyemezsin, asker."