Aynanın karşısına geçtiğimde saat 23.46'ydı. Deri ceketimi de üstüme aldıktan sonra sürügülü kapıyı çektim. Tenim soğuk rüzgarla buluştuğunda ödünç aldığım yamahaya atladım. Kaskımı takarken yarışa on iki dakika vardı. Egemen'in yüzümü görmemesi gerekiyordu. Bu yüzden yarışa olabildiğimce geç kalmıştım. Artık gazı kökledikten sonra özgürlüğüm rüzgara karıştı...
- Hadi ama. Yapabilirsin. O gün atlayıp gitmiştin. Gayette profosyönel gibiydin. - O zaman sinirliydim ve nasıl sürdüğümle alakalı bir fikrim yoktu. Rüzgar ona karşı direncimi emip götürüyordu. Mavi gözleri beni içine çekerken söylediklerinin hiçbirini duyamıyordum. Her geçen saniye ona biraz daha aşık oluyordum ve eceyle sevgili olması gerçeği beni çileden çıkartsada yapacağım tek birşey vardı. Ondan uzaklaşacaktım... Hey! Siyah...
Hı. E-efendim?
Hem öğret diyorsun hemde dinlemiyorsun. Böyle olmaz güzelim dinlemen lazım.
Kısa süreli yutkunarak tamam diye cevap vermiştim. Yanımdayken nasıl konsantre olacaktım ki! Şimdi öğrendiklerini uygula bakalım. demişti. Ben şaşkınca ne yapacağımı bilmezken o tekrardan yapabileceğimi söylüyordu. Motorda tektim. Arkamda değildi. Belki birçok kez arkamdayken düzgün sürebilmiştim ama şuan tek sürecektim. Tıpkı beni öptüğü günki gibi tek.. Derin bir nefes alıp motoru inlettim. Ses kulaklarıma dolarken ben çoktan yol almıştım. Vavv... Sevincime kısa bir süre ara verip aslında öğrenmediklerimi uygulamaya başladım. Beklediğim an gelmişti. Artık bende motor kullanıyordum. u çizmekten bıkıp gaza basarak düz devam ettim. Şuan sadece özgürlüğümün rüzgara karışmasını istiyordum...Geçmişe dönemek kısa süreliğine yüzümü güldürsede nefretime de katkıda bulunmuştu.Çöplükten içeriye girerken herkes motor sesinden dolayı bana dönmüştü. Ben ise direk olarak başlangıç çizgisine geçmiştim. Egemen tam da istediğim gibi Ece'nin hatırasıyla gelmişti. O da başlangıç çizgisindeydi. Görünüşe göre ikimizde yarışa hazırdık. Başarılar bilinmez.. Kulaklığıma gelen sesle tekrardan Egemen'e dömüştüm. Yarışta bazen talimat verdikleri için girişte bununla ilgilenen çocuk kulağıma bunu yerleştirmişti. Bende kafamı 'sanada' manasında salladıktan sonra önüme döndüm. İzleyicilerin arasından bir kız bize doğru ilerlerken bu kızın Su olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Üzerinde göbeği açık deri buluz, yine kısa deri bir şort ve sütun gibi bacaklarının ardından... S*ttir! Bunlar Ece'nin botları! Bu karanlıkta bile o botlar Ece'nin olduklarını haykırıyorlardı. Motoru desteklemek için yere koyduğum ayağım bir an tökezlerken nasıl olur? diye düşünüyordum. Ece'nin bunlarla ne işi olabilirdi? Su ikimizin ortasına girip elindeki kırmızı bayrağı havaya kaldırırken bizde gaza yüklenmiştik. Bayrak yere doğru indiğinde çoktan öne atılmıştık. Egemen'in altındaki motor Hondaydı. O motor benim sürdüğüm ilk motordu. Arda' nın motoru.. İsmini neden vermedin? Kaybedince rezil olmaktan mı korkuyorsun yoksa(!) düşüncelerimden bu sözler arındırmıştı. Bu çocuk herkese karşı böyle iğneleyici mi konuşuyordu. Ama ben yarış bitene dek konuşmayacağıma yemin etmiştim. İbrenin sonunu gördüğümde virajdan dönmek için hızmı baya düşürmem gerekti. Egemen önüme geçip arayı açtığında tonlarca küfürü savurarak tekrar gaza bastım. Öyleki hatırasını kaybetmek istemiyordu. Ama onun asıl sahibinin ben olduğumu bilmiyordu. Tekrardan Egemen'i yakaladığımda bu işin kazananı ben olacaktım. Direksiyonu sola kırıp ona yaklaştım. Düşürmek için bir kaç hamle yapsamda dengesini çok iyi koruyordu. Bitiş çizgisine çok az kalmıştı. Bu süreçte ikimizde yan yana gibiydik. Artık sadece bitiş çizgisine odaklanmıştım. İbreyi tekrardan sona getirerek gazladım.Bitiş çizgisinden geçtikten sonra yarış bitmişti. Hızımı yavaşlatıp orada öylece durdum. Hangimizin daha önce çizgiyi geçtiğini görmek çok zordu. Egemen ise arkamdaydı. O sırada bir anons yükseldi Evet arkadaşlar şimdi dev ekrandan kimin kazandığını hep birlikte izleyeceğiz. Kaskımı çıkarmadan o yöne doğru döndüm. Ya kaybeden bensem. O zaman yapacaktım. Egemenin o tavanlarda gezen egosu göklere çıkacaktı. Kalbim boğazımda atarken dev ekranda bir video belirdi. Nefesimi tutmuş bedenim iyice gerilmişti. Videoyu biraz ilerlettikten sonra benim hızlandığım ana gelince yarışın da sonuna geldiğimizi anlamıştım. Kalbim göğüskafesime sığmıyor vücudum alev ateş yanıyordu. Bu benim için çok önemliydi. O benim motorumdu ve şimdi alamazsam bir daha alamayacaktım. Video yavaşlamış bitiş çizgisine ramak kala Egemen'i geçmiştim! Derin bir nefes topunu bıraktıktan sonra çığlık atmamak için kendimi zor tutmuştum. Başarmıştım. Ben kazanmıştım. Şimdi kutlama zamanı bendeydi. Arkamdan gelen ayak sesiyle heyecanım bir kat daha arttı. Egemen karşımda dikilirken elini uzatmış tebrik ederim. İyi bir yarıştı. dedi.ben kahkaha atmamak için vücudumu kasarken yüzümü gördükten sora aynı şeyleri söyleyebilecek mi diye düşünüyordum.
Ellerimi kaskıma uzattım ve bir çekişte çıkardım. Saçlarımı savururken teşekkür ederim. Evet,keyifli yarıştı. diyerek gülümsedim. Elimi tutan eli yüzümü görmesiyle gevşerken yüzünden şok olduğu belli oluyordu. Afallamıştı. Ve bu bana büyük bir zevk veriyordu. S-sen.. Yutkunarak söylediği bu cümle keyfimi artırırken eline bir adres tutuşturarak evet egemen motorumu bu adrese götürürsen sevinirim. Ufak bir işim varda. diyerek kaskı kafama geçirdim. Aldığım motoru yerine bırakmam gerekiyordu. Zafer edasıyla gaza yüklendikten sonra çöplükten çıkmıştım. Arkamda bir adet şaşkın Egemen ve Su bırkatıktan sonra yarın olması için sabırsızlanıyordum. Motoru aldığım yere geldiğimde karamsarlık vücudumu sararken sessiz olmaya çalıştım. Garaja girdiğimde kalbim boğazımda atarken motoru istop ettirdim. Üzerinden yavaşça kalkıp kaskı çıkarttım ve koltuğuna koydum. Tam tahmin ettiğim gibi. Arkamdan gelen sesle dişlerimi sıkmış yutkunmuştum. Buna hazır değildim. Şuan olamazdı. Olmamalıydı. Gözlerimi sıkıca kapatıp yanlış duyduğumu varsayarak bekledim. Aynı ses tonu kulaklarımda yenilenirken artık kaçışım yoktu. İstemsizce arkamı dönerken güçlü durmaya çalışıyordum. Sesini duymak bile bana acı veriyordu. Gözlerim o eşsiz mavilikle buluşurken tüm vücudum titremişti. Gerçekten kaç yıl olmuştu.. Koca iki yıl.. İki yıl sonra neden bunu yapmıştım. Böyle olmasını yine her zaman ki gibi ben istemiştim ve tam da istediğim gibi olmuştu. Gözlerimden firar edecek yaşları nefretimle yok ettim. neyi tahmin ediyordun. Dudaklarımdan zorla dökülen bu sözcükler sesimin titremesine engel olamamıştı. Motorumun çalındığını anlamayacak kadar salak değilim Siyah. Ve bu kişinin sen olduğunu biliyordum. İstemsizce parmaklarımla oynadım. Ne diyebilirdim ki. Köşeye sıkışınca hala parmaklarınla oynuyorsun. Hiç değişmemişsin. Derin bir nefes soluyarak Bunları konuşmanın hiçbir anlamı yok Arda. Evet motorunu ben aldım ve şimdi gidiyorum. Siyah saçlarım iki yanıma salınmış adımımı atmıştım. Çıkış ardanın tarafıdaydı. Onun yanından geçerken neden peki dedi. Bu sanki motoru neden aldığıma dair bir soru değilde onu neden bırkatığımın sorusuydu. Cevabı daha kolay olan birinci soruyu cevaplayacaktım. İkinci sorunun cevabını ise bende bilmiyordum. Çünkü karşılığında daha değerli birşeyi aldım. diyerek ardayı arkamda bırkatım. Tıpkı geçmişimde de bıraktığım gibi...
Oradan ayrıldıktan sonra gökyüzü benim yapamadığımı yapmış yağmur yağmaya başlamıştı. Damlacıklar içime işlerken bu kadar güçlü duracağımı bilmiyordum. Onu görünce içimde birazcık kıpırtılar olmuştu ama nefretim daha ağır basıyordu. Bana bunu nasıl yapabilmişti? Pekala ben bunca sene sonunda neden onun motorunu almıştım. Özlemiş miydim? Kafamı iki yana sallayarak saçma sapan düşünceleri aklımdan defetmeye çalıştım. Bugün benim günümdü. Egemen'in motorunun benim motorum olduğunu ilk gün anlamıştım. İlk önce benzetsemde Ece hakkında söyledikleri düşüncelerimi doğruluyordu. Ecenin sürekli okulda hava attığı zengin bir eks aşkı vardı. Bu defalarca Ardanın kulağına gitsede o umursamıyordu. Ece Ardayı aldatıyordu. Bunu adım gibi biliyordum. Zaten olayı Ardaya anlattığımda olanlar o gün olmuştu....
07.05.2015 9.SINIF
Nasıl yani. Kızım sen ne dediğinin farkında mısın? Yaptıkları yetmezmiş gibi bir de karşımda sırıtıyordu. Cam mavi gözleri yine öyle parlıyor göğsünü kabartmaktan çekinmiyordu. Bu kız aklını kaçırmış olmalıydı. Gözlerimi yavaşça kapatıp tekrar açtım. Bunu ardaya nasıl söyleyecektim onunla konuşmuyordum bile. Cevap ver Ece. Bunu nasıl yaparsın! haykırışım karşısında süzündeki sinsi gülümseme yok olmuş ciddileşmişti. Yaptım işte. Ne. Ne demişti sadece yapmış mıydı. Umursamazca yapmış mıydı. Kendimi tutamayarak kahkaha attım. Sinirlerimi iyice bozmuştu. Sadece yaptın öyle mi. Sadece ne yaptın ece. Bu iğrenç bir şey. Bunu yapmaya hakkın yok!
Sesim çöplüğümde yankılanırken kapının sürgüsü açıldı ve içeriye biri girdi. Ben kim bu diye düşünürken gözümü eceden ayıramazdım. Ne yapacağı belli olmazdı. Arkamdan gelen ses ise Ezgiye aitti. Siyah ne yapıyorsun! Bu kız buraya nasıl girdi Allah aşkına? Olduğum yerde durarak ezgi defol!diye bağırdım. Elime sardığım bezi düzeltirken muştanın metali tüylerimi diken diken etmeye yetmişti. Evet işimi sağlama almam gerekiyordu. Çünkü karşimdaki eğitim almış bir Eceydi. Onu alt etmek için garantilenmiş birşeydi. Ezgi hala arkamda olmuş olacakki ece hey böcek. Defol burdan. Seninle uğraşamam. Uğraşmam gereken başka bir böcek var. bunu derken bana bakmıştı. Pekala sonrasında da böyle bakacak mıydı yazık. Okuldan çıkıp benim çöplüğüme gelmiştim. Ecenin beni takip ettiğini adım gibi biliyordum ama bu ezgide neyin nesiydi? Sa-saçmalama ece! Hadi gel çıkalım buradan. derken bize doğru geldiğini anlamıştım. Ece ise gözlerini benden ayırmıyordu. Arkamı dönüp bize doğru gelen ezginin koluna yapışarak sürüklemeye başladım. Ardından bir sürü itiraz kelimesi duymuştum tabi. Dışarı atıp sürgülü kapıyı yüzüne kapatırken başıma aldığım darbe tahminlerimi doğru çıkarıyordu. Ya bu kız ölecekti ya da ben. Ailemden geriye ben kalmıştım. Pekala bu matematik işleminin sonucu eceyi işaret ediyordu. Bittin kızım sen! Başıma aldığım darbeyle inlerken vakit kaybetmeden arkamı döndüm. Gözlerim biraz kararmıştı. Kendimi toparlayarak sırıtan eceye diktim gözlerimi. Sinirlerimi germeyi iyi becermişti. Kaşlarımı çatarak muştayı burnunda patlattım. Kafası geriye giderken acıyla inledi. Bu bana zevk versede onun için yetmezdi. Yere tükürürken hilebaz! Dedi. Yüzüme genişçe bir gülümseme yayılırken tahmin edememene üzüldüm ececim. dedim. Emin adımlarla ona doğru ilerlerken belinden birşey çıkarttı. Tahmin edilmesi zor değildi. Bu eceydi ve yapardı. Çakının metali çöplükte yayılırken bende üzüldüm siyah. dedi. Karnına sağlam bir tekme attıktan sonra artık iyice sinirlenmişti. Anladığım kadarıyla karın kası vardı. Çünkü karnı baya sertti. Artık burun buruna geldiğimizde bu kızdan ne kadar efret ettiğimi bir kez daha anladım. Cam gibi parlayan irisleri içime işlerken boğazına yapışmıştım. Karnımdaki acıyla ellerim gevşerken gözlerimi oraya çevirdim. Yeterince derin değildi ama acısı dayanılmazdı.Karnımdaki çakıyı yerinde döndürürken benimle uğraşmayacaktın siyah. Bu sana ders olsun. dedi. Gözlerimin içine bakarak sırıtırken bende sırıtıyordum. Acı tüm vücuduma yayılırken sanada ece. dedim. Güçlükle söylediğim bu cümleye anlam veremeyerek kaşlarını çattı. Bu oyunu bu kadar çabuk bitiremezdi. Benden bir yaş büyük olabilirdi ama oyunu benim kurallarıma göre oynamak zorundaydı. Eşortmanımın cebinden çıkardığım biber gazını tek hamlede gözlerine sıktım. Bu sefer kahkaha benden çıkmıştı. Acı dolu olan bu kahkaham fazla uzun sürmeden ecenin saçlarına asıldım. Karnına sert bir darbe indirdikten sonra yere yığıldı. Boynundaki kravatını çekiştirerek karnıma yaramın üzerine sardım. Çok pis acıyor ayakta durmama engel oluyordu. Anlımdan boncuk boncuk terler akarken yerden doğrulmaya çalışan ecenin yüzüne tekmemi savurdum. Ardından sağlam bir tane daha.. Gözüm yerdeki çakıya takılınca eğilip onu aldım. Yerde yatan ece burnunu tutuyor ardı ardınca küfürler savuruyordu. Sakince üzerine otururken ne demiştin ececim. Sana bulaşmayacak mıydım. Ama bak bulaşıyorum. Şimdi ne yapacaksın. derken o gözlerindeki alayı bir an olsun dindirmedi. Acıyla sırıtarak parmağını kanayan yarama bastırdı. Vücudum acıyla kasılırken boynumdaki damarlar şişiyor çığlık atmamak için dudağımı dişliyordum. Beni öldürecek olan bu acıyı umursamayıp muştalı elimi sıkarak ecenin elmacık kemiğine yumruğumu geçirdim. Refleks olarak elini yüzüne götürürken parmağınıda yaramdan çekmişti. Yumruklarım sağlamdı ve elimde muşta vardı. Daha şimdiden yüzü parçalanmış eceye bakarak benden ne istedin sen! diye zorla sordum. Gözüm bir an yarama kaydığında fazla kan kaybettiğimi düşündüm. Başımda çoktan dönmeye başlamıştı. Ama bunu umursamıyor güçlü durmaya çalılıyordum. Her ne kadar beceremesemde...
Altımdaki ece kahakaha atınca sinirden ve acıdan dolayı bir tane daha yumruk patlattım. Ağzından bir miktar kan kustuktan sonra yüzü berbat haldeydi. Dudaklarını araladı ve sinsi gülüşünün ardından bunu okula geldiğin ilk gün sen seçmiştin siyah. Hatırlıyor musun basketbol sahasında ardayla konuşuyordun ve sonra ardayı ayartıp onunla.. cümlesini tamamlasına izin vermeden çakıyı elime alıp koluna derin bir kesik attım. O acıyla inlerken zorla yutkunarak yalan söylediğini ikimizde gayet iyi biliyoruz. Söyle neden benimle uğraşıyor-s-sun. Kelimeleri söylemek için zorlanırken o kolunu tutmuş senden nefret ediyorum siyah. Seni öldüreceğim. Benden herşeyimi çaldın. Bende senden hayatını çalacağım! demişti. Kaşlarım istemsizce çatılırken o saçlarıma asılmıştı. O bunu yaparken beynimde şu sözcükler dolanıyordu. Seni öldüreceğim.. Elimde sıktığım çakıyı doğrultarak ecenin saçımı kavrayan koluna sapladım. Çöplükte yayılan çığlık kısa süreliydi. Kemiğine gelmiş olacakki şişkin gözlerinden yaşlar gelmişti. Ben ise kendimi kaybetmiştim. Ne dedin ece duyamadım bir daha söyle. dedikten sonra göz kapaklarım istemsizce kapanıyordu. Çakıyı bu sefer ecenin karnına sapladım. Saplamamla gözlerim irice açıldı. Çakıyı yerinde döndürerek benim çektiğim acıyı çekmesini istiyordum. Altımda çığlık çığlığa yatan ecenin kulağına eğilerek ben seni öldüreceğim dedikten sonra çakıyı biraz yukarı sürttüm. Kulağımda çınlayan çığlıkla refleks olarak geri çekildim. Ani hareketimle başım dönerken gözlerim iyice kararmıştı. Ecenin ağzından kan fışkırırken sırıtıyordu. Ben ne yaptığımın yeni farkına vararak yutkunmuştum. Yüzü kan içindeydi. Ben ne yapmıştım böyle!
Ece elini karnına götürerek herşeyi bildiğ-ini sanıyo-rsu-n ama... Yutkundu. Konuşmakta güçlük çekiyordu. Tıpkı benim ayakta durmakta güçlük çektiğim gibi.. Gözlerini kısa süreliğine tekrar kapattı ve yine sırıtarak bir şeyi bi-lmiyorsun.. Bu cümleyide söylereken sesi gittikçe kısılıyordu. Dudaklarından fısıltıyla dökülen sözcükleri duymak için dudaklarına eğildim. ben se-se-nin... ka.. kaşlarım istemsizce çatılırken söylediği şeyleri duymaya çalışıyordum. Sesi kesildiğinde kafamı hızla çevirip ona baktım gözleri kapanmıştı. Ölmüş müydü? Nabzını ölçmek için elimi boynuna götürdüm. İki parmağım geri çekilirken artık nabzı atmıyordu. Benimde gözlerim kapanırken ecenin üzerinden güçlükle kalktım. Saçlarım dağınık bir şekilde yanımda salınırken eceye bakıyordum. Ne yapacaktım. Elimde tuttuğum çakıyı sıkarken sendeleyerek benzin bidonlarının yanına gittim. Çakıyı ecenin yanına bıraktıktan sonra benzini üzerine döktüm. Sonunda çöplüğün heryerine benzin döktükten sonra arka kapıdan dışarı çıktım. Burada uçurum vardı. Eşsiz manzarayla karşılaşınca ciğerlerime oksijeni çektim. Biraz sonra yapacaklarım için çok pişman olacaktım. Belimdeki kravatı çıkartarak bir taşa bağladım. Cebimden çıkarttığım çakmakla kravatın sarkan ucunu tutuşturdum. Taşı içeriye fırlattıktan sonra yere kapaklandım. Arkamda büyük bir gürültü kopar kopmaz yerden doğruldum. Buradan uzaklaşmam gerekiyordu. Alevler içerisinde kalan çöplüğe bakarak oradan uzaklaştım. Ben ne yapmıştım. Koşarken bende artık yolun sonuna gelmiştim. Nefesim kesilmiş kan kaybından ölecektim. Elim karnıma giderken yere yapıştım. Asfaltın tozlu kokusu burnuma ilişirken göz kapaklarım tamamen kapanmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK BİR SİYAH
Ficção AdolescenteHayallerimi gerçekleştirmek için kimseyi beklemeyeceğim. Bu çok yorucu oluyor. Hayatıma ben şekil vereceğim ve istediğim şekilde olmasına kim engel oluyorsa onları bir bir ezeceğim. Artık istediğim hayatı yaşama zamanım geldi... Tüm hakları gizlidir