1. BÖLÜM ♥ YENİ ÇOCUK

170K 3.6K 351
                                    

Merhaba! 

Wattpad'de yayınladığım ilk kitabımın ilk bölümünü, burada olmamın en büyük nedeni olan kuzenim Sinem'e ithaf ediyorum. Senin sayende bu kitap var ve ben, bugün senin sayende buradayım. İyi ki varsın en sevdiğim. ♥

Multimedya; Azra, Beste, Berkay ve hikayenin tanıtım klibi.

Yazdıklarımın size bir şeyler katması dileğiyle... İyi okumalar!

Yatağımın hemen yanındaki komodinimin üzerinde duran telefonumun 07.00’a ayarlanmış olan alarm sesiyle gözlerimi araladım. Güneş odamı aydınlatıp yüzüme sıcak bir şekilde dokunurken derin bir nefes aldım. Birazdan yataktan kalktıktan sonra her zamanki rutin işlerimi yapmaya koyulacak ve yine her zaman ki gibi okula gidecektim. Neyse ki iki ay kadar önce lise son sınıfa başlamıştım. Elbette ki bu insanı boğacak kadar yorucu bir şeydi. Artık büyük bir sınav stresi içindeydim ve iyi bir üniversiteye gidebilmek için bu yıl hiç çalışmadığım kadar çok çalışmalı, annemin bekleyişlerini boşa çıkarmamaya gayret etmeliydim.

Yatağımdan kalkmamın ardından ilk rutin işim olarak koridorun sonundaki banyoya giderek elimi yüzümü yıkadım. Aldığım temiz havluyla yüzümü kurularken aynada kendime baktım. Koyu sarı saçlarım omuzlarımı geçiyor, göğsüme kadar uzanıyorlardı. Annemin kahverengi gözleri aksine babamdan almış olduğum yeşil gözlerim vardı. Annem babamdan daha birçok özelliğimi daha aldığımdan bahsediyordu. Evet, bunlardan annem bahsediyordu çünkü babam ben daha henüz beş yaşındayken ne yazık ki bir trafik kazasında vefat etmişti. Ona dair çok az anım vardı. Belki de fotoğrafları olmasaydı onu hiç hatırlayamayacaktım.

Geçmişteki kötü anılarımdan zihnimi arındırdıktan sonra yeniden odama geçerek okul formalarımı dolabımdan çıkarttım. İlk olarak önü pileli, lacivert ekoseli dizimin yaklaşık dört parmak üstüne kadar uzanan eteğimi giyindim. Daha sonra bebe yaka, beyaz oturtmalı gömleğimin düğmelerini tek tek ilikleyerek eteğimin içine doldurup okulumuza ait olan ve göğüs cebinin üzerinde okul armamızın bulunduğu lacivert blazer ceketimi üzerime geçirdim. Odamdan kahvaltı yapmak için çıkmadan önce boy aynamın karşısına geçtim ve saçlarımı tarayıp omuzlarıma dökerek açık bırakmayı tercih ettim. Dün yatmadan önce hazırlamış olduğum çantamı kaptığım gibi odamdan fırladım.

Daha mutfağa ulaşmadan annemin hazırladığı yumurtalı ekmeklerin kokusu burnuma dolmaya başlamıştı. Kapının eşiğinde durup bir şarkı eşliğinde kahvaltı masasını hazırlayışını ve beceriksizce dans edişini izlerken istemsizce kıkırdadım. Annem beni fark ettiğinde kocaman bir şekilde gülümseyerek “ Günaydın, güzelim.” dedi ve elindeki tabağı masaya koydu. Yanına ulaştığımda yanağına küçük bir öpücük kondurdum. “ Günaydın annelerin en güzeli.” diyerek yumuşacık yanaklarından bir makas aldım.  

“ Bugün pek bir neşelisiniz Azra Hanım. Hayırdır inşallah?”

Annemin sözü üzerine “ Bilmem. Her zaman ki halim işte.” derken omuz silktim. Her zaman ki sandalyeme yerleşmemin ardından tabağıma kaşar peynirleri, zeytinleri ve vazgeçilmezim olan yumurtalı ekmeğimi aldım. Annem çaylarımızı doldurduktan sonra yerine oturarak benimki gibi tabağını doldurmuştu.

İkimiz kahvaltımızı yaparken sessizce annemi izledim. Siyah, dalgalı saçlarının arasında bir iki tel beyaz saç telleri vardı. Göz altlarının şişmiş olması ne kadar yorulduğunun bir göstergesiydi. Benim için çabaladığını, sırf iyi bir yerlere ulaşabilmem için çalıştığını biliyordum. Annem evimize bir saat uzaklıktaki bir hastanede hemşireydi. Babamın ölümünden sonra kendini daha çok işe kaptırmış, bir nebze daha olsun fazla kazanıp evimizi geçindirmek için ek iş arayışına bile girmişti. Ama iki işi bir arada yürütemeyeceğini fark ettiğinde ek iş arayışını sonlandırarak hemşireliğe yoğunlaşmıştı. Bazı geceler fazla nöbet alarak hastanede kaldığı zamanlar bile oluyordu ve ben bunun onu – her ne kadar bana belli etmemeye çalışsada – tükettiğini biliyordum.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin