50. BÖLÜM ♥ MERAK

23.4K 1K 122
                                    

Önceki bölüm sorduğum sorunun cevabında Enis ve Beste diğer karakterlere göre daha çok oy almışlar. Bir tane de Nurgül Hanım vardı. ( agdfgs ) Onu da sevin. ;)

Playlist: Angus and Julia Stone - Draw Your Swords

İyi okumalar!

Aras’ın hiçbir şey olmazken birdenbire çekip gitmesinin ardından iki buçuk saat falan geçmiş olmalıydı. Annem çoktan uyumuştu fakat ben nedense uyuyamıyordum. Ne olmuştu da Aras aniden gidivermişti bilmiyorum. Yanlış bir şey mi yapmış, yanlış bir şey mi demiştim acaba? Ama ağzımı açmamıştım ki. Ağzımı açmadığımdan eminim. Arasla odama geldiğimizde o resimlere bakmıştı. Sonra gelip beni öpmüştü ve ardından da gitmişti. Hiçbir şey demeden. Üstelik benden öyle bir uzaklaşmıştı ki sırtımı sert bir şekilde duvara çarpmama neden olmuştu. Bir anda alevlenen bu öfkesinin kaynağının ne olduğunu bilmiyordum ama canımı acıtmıştı. Çekip gitmesi sinirimi bozmuştu. Beni içinden bir türlü çıkamayacağım düşünlerle boğmuştu. Ya bir gün yine böyle hiçbir şey demeden çekip giderde bir daha geri gelmezse ne yapardım ben? Bunu düşünmek dahi istemiyordum. Aras olmadan nefes alabileceğimden bile emin olamazken nasıl onun yokluğunu düşünebilirdim ki? O artık benim için vazgeçilmezdi. O benim diğer yanımdı. Beni hayatta tutan diğer yanım.

Yattığım yerden doğrulup sırtımı yatağımın başlığına dayadım ve komodinimin üzerinde duran telefonumu alıp gittiğinden beri tam 8 kez aramama rağmen hiçbir aramama cevap vermeyen Aras’ı yeniden aradım.

“ Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra…”

Devreye telesekreterin girmesiyle telefonumu kapatıp az önceki yerine geri koydum. Nerede olduğunu, ne yapıyor olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı. Neden bir anda çekip gittiğini öğrenmek istiyordum. İstemeden bir şey dediysem ya da yaptıysam bunun ne olduğunu bilmeliydim. Çekip gitmesinin nedeni neydi?

Telefonumun da üzerinde olduğu komodindeki çerçeveyi elime aldım. Aras ve benim okuldaki kuruluş partisine gitmeden önce çekildiğimiz fotoğraftı. O anı dün gibi hatırlıyordum. Aras elini belime koymuş ve kulağıma “ Gülümse.” diye fısıldamıştı. Fotoğrafta kızarık ve şaşı çıkmamın sebebi de buydu işte. Eli belimdeydi. Teniyle tenimin yaptığı her temas kızarmama neden oluyordu. Onun yanındayken elim ayağıma dolanıyordu. Doğru düzgün düşünemiyordum. Ne olmuştu bana böyle? Nasıl etkisi altına almıştı beni? Onsuz yaşayamayacakmış gibi hissediyordum. Aras olmadan bir hiç olacaktım ben. Korkuyordum. Bir gün gitmesinden, beni bırakmasından korkuyordum. Öyle bir şey olacaksa o günün hiçbir zaman gelmesini istemiyordum. Onu seviyordum. Onu öyle çok seviyordum ki bir insanı bu kadar çok sevmek korkutucuydu. Biri çıkıp Aras’ın canı mı senin canın mı derse hiç tereddütsüz onun canı derdim. Çünkü Aras olmadan ben zaten yaşayamazdım.

***

15 saat ve 36 dakikadır Aras’ı görmemiştim.

15 saat ve 36 dakikadır Aras’ın sesini duymamıştım.

Neredeydi bilmiyorum. Neden okula gelmemişti onu da bilmiyorum. Sadece merak ediyorum. En azından arayıp “ Azra ben iyiyim.” deseydi, beni habersiz bırakmasaydı.

“ Azra!”

Beste’nin sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp yeniden dünyaya dönüş yaparak onların arasına katıldım. Beste ve Enis bana bakarlarken “ E-efendim?” dedim sessizce.

“ Sen iyi misin? Deminden beri sesleniyorum ama duyduğun yok.”

“ Dalmışım affedersin. Otursanıza.”

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin