28. BÖLÜM ♥ DUYGUSUZ!

29.7K 1.2K 87
                                    

Multimedia'da mükemmel bir afiş çalışması var. :))

Yeni bir hafta.

Yeni bir gün.

Odamın içine dolan güneş ışınları yüzüme vurduğunda gözlerimi açtım. Yatağımdan kalkmadan önce iyice gerinerek, esnedim ve üzerimdeki yorganımı ayaklarım yardımıyla aşağı doğru ittim. Başucumdaki saat 7.15’i gösteriyordu. Yeni bir pazartesi gününe daha istemsizce Merhaba demiştim.

Her öğrencide ve daha birçok çalışan insanlarda olduğu gibi pazartesi benimde nefret ettiğim bir gündü. İki günlük güzel bir tatilin ardından pazartesi sabahın köründe kalkıp, okula gitmek… ölüm gibiydi.

Ama ne dersem diyeyim eninde sonunda yumuşacık yatağımdan kalkacak ve tıpış tıpış okuluma gidecektim. Bu sene son senem olduğu için seviniyordum. Lise döneminden çıkıp, üniversite hayatına geçiş yaparak hayatımda yeni bir sayfa açacağım o günü sabırsızlıkla bekliyordum. O zaman her şey daha farklı olacaktı. Ben de öyle. Daha bir gelişecek, daha bir olgunlaşacaktım. Belki de açacağım o yeni sayfa bütün çocukluğumu, anılarımı geride bırakacaktı.

Yatağımdan kalkıp, minik adımlarla banyoya giderek günlük rutinlerimi yerine getirdim. Yeniden odama döndüğümde üzerimdeki kalın ve yumuşak pijamalarımdan kurtulup, dolabımdan çıkarttığım okul üniformalarımı üzerime geçirdim. Hava bugün ayrı bir sıcak olduğundan çorap giyinmemeyi tercih etmiştim. Ciddi anlamda havanın bir sonraki gün nasıl olacağını tahmin edemezdiniz. Bugünkü sıcak havanın aksine yarın kar bile yağabilirdi. Hah.

Dün gece yatmadan önce hazırlamış olduğum çantama, şu anda okuyor olduğum ciltli romanımı koyduktan sonra telefonumu komodinimin üzerinden alarak, mutfaktan gelen nefis kokuları takip edip, oraya doğru gittim.

“ Günaydın, anne.”

“ Günaydın, bir tanem.”

Anneme küçük ama sulu bir öpücük verdikten sonra bardaklarımıza çayları doldurup, birlikte masaya oturduk.

Kaymaklı, kızarmış ekmeğimden bir dilim tabağıma alırken aynı zamanda peynir ve zeytini de tabağıma doldurmuştum.

“ Yan daireye yeni birileri taşınıyor. Sabah nakil kamyonu geldi apartmanın önüne.” dedi annem çayını yudumlarken.

Boş olan yan dairemizin kiralandığını iki gün önce falan duymuştuk. Yeni komşularımızın bu kadar erken taşınacağını zannetmiyordum.

“ Öyle mi? Kimlermiş?” diye sorduğumda annem omzunu silkip “ Bilmiyorum. Akşam hastaneden geldikten sonra hoş geldin demeye gideriz, kızım. Olur, mu?” diye sorduğunda başımla onaylayarak “ Olur, anne.” dedim.

Annemle birlikte yaptığım güzel bir kahvaltının ardından masadan kalkarak, ceketimi üzerime geçirip, ayakkabılarımı giyindim.

“ Ben çıkıyorum anne!”

“ Güle güle, hayatım.”

Evden çıktıktan sonra sabah Berkay’dan gelen mesaj üzerine onu parkın girişindeki bankta oturup, beklemeye başladım. Sadece 5 dakikalık bir bekleyişin ardından arabası önümde durdu. Yerimden kalkıp, ön koltuğa yerleştiğimde yanağını öperek saçını ellerimin arasına aldım ve “ Günaydın, yakışıklı.” dedim. Ellerimi zorla saçından çektirip, aynı şekilde yanağımı öperken “ Günaydın, güzelim.” dedi.

Onu o kadar özlemiştim ki birden bire boynuna dolandım. Okulda da aynen bu şekilde yaparak barışmıştık. O günden sonra sık sık telefonda olsun, okulda olsun görüşmüştük ama aramıza giren o bir haftalık uzaklığı daha atamamıştık. Onunla hiç o kadar uzun bir süre ayrı kalmamıştım ki o süre benim için en kötü süreçti.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin