32. BÖLÜM ♥ PATCH CIPRIANO

30.5K 1.2K 110
                                    

Selaam. :) Bir dediğim bir dediğimi tutmuyor farkındayım. Neden diye sorarsanız bu bölümün cuma günü geleceğini söylememe rağmen dayanamayıp yine paylaşıyorum. Kendimi durduramama gibi bir sorunum var sanırım. Her neyse, geçen bölüme gelen yorumlar için minnettarım. Çok mutlu oluyorum sizin o yorumlarınızı gördükçe. Yine bekliyorum, lütfen beni onlarsız bırakmayın. :*

Bu bölüm BernaSD için. ♡

Bir sonraki bölüm - KESİN - cuma günü ve son olarak hepinize iyi okumalar!

Okul çıkışı eve vardığımda ilk olarak üzerimdeki okul formalarımdan kurtulmuş, rahat bir şeyler giyinmiştim. Ardından Berkay’ı arayıp yarım saat kadar onunla telefonda konuşmuştum. Dün ve bugün okulda verilen ödevleri ve işlediğimiz konu başlıklarını internetten ona yollamıştım. Daha sonra bir şeyler atıştırıp, kendimi beni bekleyen test kitaplarımın içine atmıştım. Kırk beş dakikalık bir konu tekrarı yapmış, iki saat kadar da test çözmüştüm. Sürekli bu şekilde hiç aksatmadan çalışırsam istediğim yere ulaşacağımı biliyordum. Denemelerden aldığım puanları her zaman karşılaştırıyordum arada ufak tefek düşüşler olsa da genel olarak bir yükselme görünüyordu. Edebiyat okumak istiyordum ve eğer ki bozulmadan, aksatmadan bu şekilde devam edersem istediğim yeri, istediğim bölümü kazanabilecektim. En önemlisi de annemi mutlu edecektim. Çünkü o herkesten, her şeyden çok okumamı istiyordu. Kendime iyi bir hayat bahşetmek için okumamı.

Dolabımdan çıkarttığım siyah dar paçamı, gri boğazı açık bol kazağımı üzerime geçirip, saçımı açık bırakmak yerine topuz yaptım. Boy aynamın karşısına geçip, elime aldığım parlatıcımı dudağıma sürdükten sonra yeniden yerine - Aras’ın bana eyelinerın yakışmadığını söylemesinden sonra hiç kullanmadığım eyelinerımın yanına – koydum.

Aras’ın ceketinin yanında asılı duran siyah bana ait olan ceketimi ve çantamı alıp odamdan çıktım. Kendimi salondaki koltuklarımızdan birinin üzerine attıktan sonra televizyonu açtım ve yabancı dizilerin yayınlandığı kanala geçerek şu anda yayında olan How I Met Your Mother adındaki komedi filmini izlemeye – Aras gelene kadar – koyuldum.

Arasla bu dışarı ikinci, baş başa birinci çıkışımız olacaktı. Onca saati onunla birlikte geçireceğim için heyecanlıydım doğrusu. O yanımda yokken bile varlığını hissedip, bütün vücudumun titremesini engelleyemezken o yanımda iken ne yapacağımı ciddi anlamda bilmiyordum. Arasla yan yana olduğumuz an sanki dünya ile bütün iletişimim bir anda kesiliyor, başka bir âleme, yalnız onun ve benim olduğumuz bir âleme geçiş yapıyordum. İşte bu his hayatımda hiçbir şeye değiştiremeyeceğim bir histi.

Koltuğun yanında duran çantamın içindeki telefonum öttüğünde gözlerimi televizyondan alıp, çantamın içindeki telefonumu çıkardım ve gelen mesajı açarak okudum.

“ Alttayım.”

Aras’tan gelen bu mesaj kalp atışlarımı hızlandırırken koltuktan fırlayarak televizyonu kapattım. Çantamı sağ omzumdan geçirip, önüme aldığımda evden çıkmadan son kez aynaya baktım.

Arasla baş başa birkaç saat için hazırdım.

Evi kilitleyip, apartmanın merdivenlerini koşar adımlarla üçer üçer atlayarak indim. Aras’ın siyah, üstü açık arabası apartmanın tam önündeydi. Başı sola dönüktü ve benim gelmiş olduğumu görmemişti. Bir süre yerimde durup onu izledim. Direksiyonun üzerindeki sağ elinin parmakları arasında tuttuğu sigarasının dumanı havaya yayılıyordu. Üzerinde siyah, deri ceketi vardı. Saçlarını her zaman olduğu gibi sola doğru yatırmıştı. Parmaklarının arasında zarifçe tuttuğu sigarayı araladığı dudaklarının arasına götürdükten sonra derin bir nefes çekip, dumanı başını geriye atarak dışarı üfledi. Ah! Söylemek utanç verici olabilir ama bunu yaptığında o kadar… seksi oluyor ki gerçekten gözlerimi ondan almam için koca bir saatin geçmesi gerekiyordu.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin