36. BÖLÜM ♥ İLK

30.6K 1.2K 124
                                    

Şarkı seçimlerinde pek iyi değilim ama yine de... Playlist: So Sick - Neyo ( ft. Sam Tsui & Max Schneider )

Bu bölüm @Foreverkrisbian için. ^^

Hikayemize cast ekledim. Bütün karakterlerimizi orada görebilirsiniz.:)

Multimedya'da çook hoş bir afiş çalışması var.

İyi okumalar!

ARAS KAYA

Gözlerimi açtığımda karanlığa bürünmüş olan gökyüzü güneşin doğmasıyla kendini aydınlığa bırakmıştı. Azra’nın yanı başımdan gelen nefes alış veriş sesini dinledim bir süre. Sonra dönüp kollarımın arasındaki incecik bedenine baktım. Yüzü bana dönüktü. Dudakları aralık, yeşil gözleri yumuluydu. Göğsü hafifçe inip kalkıyordu. Uyurken, uyanıkken olduğundan daha fazla masumdu. Daha fazla saftı. Dün gece ondan beni sevmesini istediğimde geri dönüşü olmayan bu yola tam anlamıyla giriş yapmıştım. Oyunumun girişini çoktan halletmiş, sonuna doğru ilerliyordum.

“ Seni seviyorum.”

Sesi zihnimde yankılanırken gözlerimi yumdum. Dün ona unutamayacağı bir gün yaşatmıştım. Eğlenmişti. Doğrusunu söylemek gerekirse bende eğlenmiştim. Gözlerimi her kapayışımda önüme dün attığı kahkahalar, bana sarılışı, beni öpüşü… Bana seni seviyorum deyişi geliyordu.

Yeniden gözlerimi açıp, bir süre yüzünü seyrettim. Nefesini dinledim.

Ben onun şanslı çocuğuydum. Onun ilkiydim.

Azra’nın dudaklarının tadına bakan ve onu öpen ilk kişi olmak, onun ilki olmak nedenini bilmediğim bir şeyden dolayı benim farklı hissetmeme neden olmuştu. Özel ve değerliymişim gibi hissettirmişti bu beni. Ama unuttuğum bir şey vardı. Bu bir oyundu. Daha fazlası değil. Bu nedenle onu ve bana olan dokunuşunu, sevgisini zihnimin en ücra köşelerine yolladım.

Bir süre sessiz kalıp aldığım bu iki kişilik çadırı inceledim. İnceledim derken etrafa boş boş bakmaktan bahsediyordum.

Sadece birkaç hafta daha sürecekti bu şey. Birkaç haftanın sonunda, bana bağlandığında en başa dönecektik. Bana attığı tokadın onun canını acıtışını izleyecektim. Ardından da gidecektim buradan. Zaten kalmam için herhangi bir sebep yoktu bu oyun dışında. Oyunu bitirdiğimde yurt dışına çıkacak, bir daha buralara adımımı atmayacaktım.

Azra’nın zayıf bedeni kollarımın arasında kıpırdandığında ona doğru döndüm. Dudaklarını oynatıp, diliyle üst dudağını yaladı. Ardından bir şeyler mırıldandı ama ne dediğini anlamamıştım. Gözlerini kırpıştırmaya başladığında uzanıp alnını öptüm. Bunu yapışım yeşil gözlerinin kocaman bir şekilde açılarak gözlerime kitlenmesine neden olmuştu. Yanakları hafifçe kızarırken “ Günaydın.” diye fısıldadım. “ Gü-günaydın.” diye kekeleyerek cevap verdiğinde istemsizce kendimi gülümserken buldum. Gereğinden fazla utangaçtı. Alnına kondurduğum küçücük bir öpücük bile kızarmasına neden oluyordu oysaki dün beni ilk öpen o olmuştu. Doğrusu beni öpeceğini hiç tahmin etmezdim. İlk hamlenin bende olacağını düşünüyordum ta ki dudakları dudaklarımla buluşana dek.

“ Rahat uyudun mu?” diye sorduğumda başını aşağı yukarı salladı.

“ Evet. Sen üşümedin değil mi?”

Başımı hayır dercesine iki yana salladım. “ Üşümedim. Saat 7 olmak üzere. Annen kaçta dönüyor?”

Azra sorum karşısında bir eliyle alnını kaşırken diğer eliyle saçlarını düzelterek yattığı yanımdan kalktı. Oturur bir pozisyon aldığında elini ağzına örtüp esnedi. Ardından yeniden bana bakıp “ 9 gibi evde oluyor genelde.” diye yanıtladı sorumu.

Sev BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin