‘’Korkulacak bir sorun yok, derin bir kesik olmadığı için dikiş atmayada gerek yok. Birkaç gün ayağının üzerine basmaması yeterli olacak. ‘’
‘’Teşekkürler Mehmet. Bundan kimseye bahsetmek yok tamam mı?’’
Mehmet derin bir iç çekti. ‘’Sözüm sözdür. ‘’ diyerek duraksadı sonra devam etti konuşmasına. ‘’Bak Akın seni severim, bilirsin. Ama bu kız neyin nesi, neden burada? Bilmiyorum. Bana bahsetme gereği bile duymadıysan bu işin içinde birşeyler var demektir. ‘’
‘’Sadece kimse bilmesin yeter. ‘’
‘’Tamam. Dikkatli ol. Bir ihtiyacın olursa ararsın. ‘’
Böylece Mehmet çıkıp gitmişti. Şuana kadar herşey yolunda görünüyordu ama bir sorun vardı. Mehmetin eve gelişini, çıkışını Akın’dandolayı takip eden bir grup gazeteci vardı. Ertesi sabah gazeteleri süsleyecek güzel haberlerin ortaya çıkması oldukça büyük bir ihtimaldi...
***
Mehmet gittikten sonra Akın’ın emriyle Hatice teyze Aslı’nınduş alması ve giyinmesi için ona yardımcı olmuştu...
Aslı uzun süre tek başına yapabileceğini söylese de Akın’ın ısrarının önüne geçememişti.
Şimdi Aslı yatağında aslında gerçeği söylemek gerekirse Akın’ın yatağında uzanmış akşam yemeğini yiyordu. Hatice teyze biraz önce yemeğini getirmişti. Ve o gelirken Aslı’nın dikkatini birşey çekmişti. Kapı kilitli değildi. Üstüne üstlük güvenlik görevlisi de ortalarda görünmüyordu...
Acaba?
Yapabilir miydi?
Bir ayağına bir kapıya baktı. Sonra elindeki tepsiyi kenara koydu. Yapabilirdi. Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes uykuya daldığı zaman özgürlüğünü kazanmak için kaçmayı deneyecekti.
Saatler sonra
Ortalıkta kimse yok gibi görünüyordu çünkü evden çıtçıkmıyordu. Saat neredeyse 1 olmuştu. Aslı uyumamak için resmen kendiyle savaşmıştı. Yorgundu, halsizdi,bitkindi... Fakat özgürlüğüne ulaşmak için en azından bir kez daha denemeliydi...
Yavaşca yatakta oturur pozisyona geçip ayaklarını aşağıya doğru sarkıttı. Sağlam ayağıyla yere bastıktan sonra sargılı ayağının sadece topuk kısmına basmaya özen göstererek ayağa kalktı. Kapıdan çıkmadan önce kendine baktı. Neyse ki dün gece ki elbisesinden kurtulmuştu. Bu saatte sokaklarda o tip bir elbiseyle kalmayı asla istemezdi.
Kapıyı olabildiğince sessiz bir şekilde açtı. Kapatıp kapatmamak arasında gidip geldi. Sonradan kapatmayı uygun gördü. Olurda koridordan biri geçebilirdi...
Seke seke yürümeye başladı. Daha doğrusu yürümeye çalıştı.hızını arttırdı. Hızının artmasıyla birlikte ayağının acısıda artmıştı. Buna rağmen durmadı. Uzun koridorda dış kapıyı bulabilmek için ilerledi.
Şansı yaver gidiyordu sanki. Kimsecikler yoktu. Sadece ne tarafa doğru gideceğini kestiremiyordu. Sağ mı sol mu? Telaşla etrafına baktı. Başarabilecek miydi?
Sağdan gitmeye karar verdi ve aniden arkasını döndü ve Akınla karşılaştı! Hay aksi! Bir kere de şansı kendine yarı yolda bırakmasaydı ne olurdu sanki?
Akınla neredeyse burun buruna gelmişti. Çünkü tam arkasında Akın kızgın gözlerle kafasını eğmiş, Aslı’ya bakıyordu!
‘’Nereye gittiğini sanıyorsun!’’ diyerek adeta öfkeli bir aslan gibi kükrüyordu fakat kısık sesle. Sesi kısık olmasına rağmen ateşi ortalığı kavuruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acemi Hırsız
Romance''Deli adam!'' derken gülümsüyordu Aslı. Kasayı açmanın rahatlığı vardı üzerinde. Karşısında simsiyah deri kaplı ve oldukça ihtişamlı bir kutu duruyordu. O an bir insan neden iç çamaşırlarını burada saklar ki diye yeniden düşünmeden edemedi. Sonrası...