26.Bölüm

242 16 4
                                    

Önden hatırlatma........

"Of abi yaa o ayaklarının kokusu ne öyle içinde küflenmiş mantar mi var yaratık seni, içine ben girsem bir saniye sonra ölürüm."
Ali'nin kahkaha sesi gelince bende ister istemez güldüm. Serkanlada gülüştüğümüzü hatırladığım...
Olsun.. gelicek illaki...
--------------------

"Açelya kurtar beni Açelya." Diye ses geliyordu ve bu ses Serkana ayitti..
Heryer siyahtı göremiyordum kendi etrafımda hızla dönüp duruyordum.. gözlerim Serkanı arıyor kulaklarımda sesin nerden geldiğini bilmek istiyor..
Elleeimi saçlarımın içine daldırıp çekiştiriyordum... silah sesini duyunça terler içinde sıçradım..
Terler içinde nefesimi kontrol etmeye çalışiyordum.. bu nasıl bir kabustu?  Yanimdaki lambayı açıp telefonumu alıp Serkandan mesaj var mı diye baktım.. mesaj var ama Serkandan değil, T-mobile (alman hattı)?? Telefonumu kapatıp mutafağa gidip bir su aldım ve geri yatağıma girip uyudum.
----
Aliden..

Sabah uyandığımda Açelya elinde bir fincanla pencereden dışarıya bakıyordu bilerek öksürerek mutfağa ilerlediğimde beni hâlâ farketmedi.
Bu seferk Inek gibi öksürdüğümde çok şükür beni farketti fincanı sehbaya koyup yanıma yaklaştı "Günaydın uykucu." Deyip sarıldı.
"Her sabah böyle sarılacaksan uykucuda olurum." Dedim. Eliyle sırtıma onun için sert ama benim için yumuşakca vurduğunda güldüm.
"Ali." Diye bağrıp Benden hızlıca ayrıldı ve elini burnuna mandal yaptı.
Ona 'ne var' bakışı attım.

"Ali sana kimse söylemiyor olabilir ama bence artık dişlerini yıkamalısın."  Dedi bir eliyle burnuna yelpaze yapark.

Bu desiğine kahkaha attım. l

Yanına yaklaşıp burnuna hohlayıp mutfağa ilerledim.

"Sende bıyığını al ozaman benle Serkan birşey diyormuyuz sana pala." Dedim kahvemi fincanıma dolduruken.

içeriye ilerlediğimde Açelya aynanın karşısında bıyığı var mı diye bakınıyordu.. aslında bıyığı yoktu ama kızlar bu konularda çok ciddi olurlar.

"En azından ağzım kokmuyor bu arada sana bugün ilk iş diş fırçası almak olucak." Deyip yanıma oturdu. Onun bu halleri çok tatlıydı.

Kahvemden bir yudum aldıp sırıttım"Sanada tıraş makinasıyla köpüğünü alıcağız malum bu bıyıkların iple adayla alıncak gibi değ-." Sözümü bitiremeden eliyle kahveyi türtü bud atabi tişörtümün kahve olmasına sebep oldu.

Tekrar sırıtıp "Tamam, Tamam Gilette alıcam söz." Dediğimde kafama yastıkla darbe aldım. Sinirlenmis gibi yaptığımda ayağa fırlayıp gülerek odaya kactı.

Arkasında yavaşca ayağa kaltım, "Serkan sana nasıl katlanıyor." Dediğimde yüzündeki gülümseme yavaşca soldu.
Kötü birşey mi dedim?

Açelyadan sevam..

Serkan.. aklıma gördüğüm kabus geldi.. 

Ali yanıma gelip nolduğunu sorduğunda omuz silktim..

"Ben.. ben bir Serkanı ariyim." dediğimde beni omuzlarımdan tutup oturttu.. "Olmaz o seni zamanı olduğunda arıyacakmış." Dedi bir çırpıda.

kaşlarımı çatıp yüzüne baktım, "Bana niye söylemedi." Diye sorduğumda kafasını kaşıdı.

"Bilmem." Dedi sadece

"Eh bugün napalım bıyıklı." Diye ekledi saçlarımı bozarak doğrusu zaten bozuktu.. 

"Ben evde pijamamla mutluyum. dedim çoçuk gibi sırıtarak.

"Hadi ama! Hava güzel kahvaltıya gidelim. Güzel bir yer biliyorum." Diye ısrar edince kıramayıp kafamı olumlu anlamında salladım. Yani en azından bulaşıklardan kurtuldum.

---
Arabada sakin bir şarki çalıyordu, uzun zamandır şarkı dinlemediğimi farketyiğimde sebebsizce kıkırdadım. Ali bana dikiz aynasından bakıp göz kırptığında bende göz kırptım yani kırpaya çalıştım..

4 dakika sonra vardiğımızda aslinda nekadar yakın olduğunu farkettim bu cafenin. Arabadan inip Ali'nin arabayı kitlmesinin ardından Cafeye girdik, Ali güzel manzaralaı yer secerken bende etrafı inceliyordum.. Ali elini belime yerleştirdiğinde biraz rahatsız olmuş gibisinden kıpırdandım oda sonunda(!) Anlamış olucakki bir bana bitde eline bakıp elini indirdi ve güzle bir manzaralı yere oturduk..

---

Yemeklerden sonra saçama ergenlik anılarımızı konuşup gülüştük.. uzun zaman oldu ama dün gibiydi... sanırım o ergenlik çağımı özledim.. baya özledim

"Hatırlarmısın sen bir kere iddayı kaybettin diye bir kızı evine gidip babasında istemiştin." Dedim Gülerek.

Utanmış olucakki elini ensesine koydu, "Hiç unutulur mu o ya nasıl dayak yedim." Dedi..

Bir kaç dakika sonra Ali lavoboya kalktı bende bitki çayını yudumlayarak manzarayı izledim.. sanırım almanyada sadece burası güzel. Etrafyakininsanlara bakındım garip bir dil konuşuyorlardı.. bence!  Tam önüme dönüçekken tanıdık bir sıfat görmüş gibi oldum. Tekrar o tarafa bakındığımda yoktu. Yanılmış olmalıyım diye düşünürken bir el omuzumda hissettim..

Uzun ama sıkıcı oldu galiba yazamıyorum aylardı affedin zaten cok yazasım gelmiyor votelardan dolayı. Herneyse kocaman öpüldünüzzz ❤❤❤♡♡


Kuzenim! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin