-5-

121K 4.7K 351
                                    

"Nereye?"

"Uyumaya. Dün hiç uyumadım." Sözleriyle yerin dibine girerken tüm kan beynimden yanaklarıma hücum etti. Gözlerim yerde, elimi ellerinden çekmeye çalışmamla peşinden sürüklenmeye başlanmam bir oldu. Bildiğin sürüklüyordu, arkamızdan atılan kahkahalara Onur'un çaldığı ıslık eşlik ederken, merdivenleri inmiş olmamıza rağmen hala elimi sıkı sıkıya tutuyordu. Aynı şeyi tekrar yaptığımda bu seferki tepkisi sadece sürüklemek olmadı gözlerimin içine bakıp beni kendine çekti. Boylarımız aynı olsaydı şu an dudaklarımın değdiği yer göğsü değil de aman Allah'ım neler düşünüyorum. Hızla kafamı düşüncelerden kurtulmak için sallarken bize ait olan alana giriş yaptık. Odanın içine girene kadar elimi aynı sıcaklık ve canımı acıtmayan sertlikte tutmaya devam etti. Odanın içine attığımız birkaç adımdan sonra durup bana dönmesi kalbimin atışını hızlandırsa da elimi bir anda bırakması boşluğa düşmemi sağladı.

Ruhumun düştüğü boşluğa, elimde düşerken hiçbir şey demeden bakışlarım önümde dolaba ilerledim. Desem ne diyecektim? Ailesinin yanında oynayacağımız oyunu ben sergileyemesem de Emre çok güzel sergiliyordu. Banyoya ilerlerken bıraktığı soluğun yükü omuzlarıma bindi sanki. Oyalanabildiğim kadar oyalanıp odanın içine girdiğimde Emre odada yoktu. Gözlerim direk balkonu bulduğunda, orada olmadığını anlamamda fazla uzun sürmedi. Temiz havaya ihtiyacım vardı. Havanın esintisini önemsemeden salıncağa otururken gökyüzünü hiç bu kadar yakından görmediğimi fark ettim. Yıldızların parlaklığı görsel bir şölen sunarken izlediğim manzara biraz olsun içimdeki sıkıntıyı alıp götürdü. Elimden geldiğince Emre'ye karşı görünmez olacaktım. Beni görmediğinde en azından benim yüzümden yüklendiği yüklerinin bir kısmını unutacaktı. Gökyüzünü izlerken düşüncelerime kendimi o kadar kaptırdım ki kapının açılma sesiyle yerimden fırladım. Yaptığım harekete kaşlarını çatarken içimden kendime lanetler okumaya başlamam çokta uzun sürmedi. Az önce ne kadar almıştım şimdi ne yapmıştım. Beni düşünmesini engelleyecekken daha çok düşünmesini sağladım. Kızgın bakışları birkaç saniye sonra yumuşar gibi olsa da esen rüzgârla kollarımı ovalamam gözlerinin tekrar alev almasını sağladı. "Ne yapıyorsun burada?" sert sessiyle nefesim boğazıma tıkanıp kalırken niye bu kadar kızdığını anlayamadım. Cevap vereceğim sırada farklı bir soru daha sordu. "Hava buz gibi farkında değil misin?" Olumsuz anlamda başımı sağlayıp bana attığı adımlarının durması için dua etmeye başladım. Aramızda birkaç adımlık mesafe kaldığında ister istemez geriye bir adım attım. Keşke atmasaydım o adımı, adımları bir anda sabitlenirken yüzünde korkutucu bir ifade oluştu. Belki de bu ifade hep vardı yakınıma gelene kadar karanlıkta fark etmedim. Arkasını dönerken "İçeri gel konuşmamız gereken konular var." Balkondan çıkmasıyla tuttuğum nefesin yarısını salarken kalan yarısını odaya girmek için harcadım. Yatağın kenarına oturup konuşmasını beklediğimde aramızda birkaç dakika sessizlik oldu. Sonunda dayanamayıp verdiği nefesle adım dudaklarından döküldü. "Defne. Farkında mısın?" ettiği son kelime ile ellerime bakmaya son verip yüzüne baktığımda anlayamadım soruyu, anlamak için tek kaşımı kaldırıp sorarcasına "Neyin farkında mıyım?" aklımdan türlü türlü düşünceler geçerken geçmeyen tek düşünceyi ortaya bomba niyetine attı. "Biz gerçek evli değiliz." Attığı bomba beynimde öyle bir patladı ki ona bunu düşündüren sebep her neyse beni çok rahatsız etti. "Elbette farkındayım bilmeden seni rahatsız edecek bir şey mi yaptım?" tedirgin halde sorduğum soru yüzündeki ifadeyi değiştirirken, "Evet yaptın." gözlerim endişe ile büyürken kalbim yerinden çıkacak şekilde atmaya başladı. Elimi kalbimin üstüne bastırıp, "Ne yaptım?" fısıldar şekilde sorduğum soruya vereceği cevabı gözlerine bakarak alamazdım. "Kendini bizimkilere sevdirdin. Sadece aileme de değil tüm çalışanlarım gözünün içine bakıyor." Bu adam benimle dalgamı geçiyordu. Göz göze geldiğimizde sert ifadesi bozulsa da ciddiyeti yerli yerinde duruyordu. "Bakma öyle. Ciddi olmayan bir evliliğimiz var. Yakın zamanda da bu evliliği sonlandıracağız. Sen böyle davrandıkça boşanmak için söyleyeceğimiz hiçbir bahaneye inanmazlar." Sözlerinde haklıydı gözlerim tekrar elime dönerken. "Haklısın sözlerinde ama inan bana ben yapmacık davranmıyorum. Aileni de yanında çalışanları da çok sevdim hepsi birbirinden daha iyi insanlar."

Kalbinin Sesini DinleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin