Onur kız isteme merasiminden çok cenaze merasimine katılıyor gibi tepeden tırnağa siyahtı. Benim içimden geçirdiklerimi Yusuf abi kelimelere döktü. "Lan bu ne hal? Bir tek yakanda karanfil ve resim eksik. Oğlum cenazeye değil kız istemeye gidiyoruz. Niye siyahlara büründün?"
"Gamzenin aileye girmesinden daha büyük bir kayıp mı var bizim aile için abi? Birinin bu yası tutması lazımdı. O yası da tutan kişi benim işte. Dua etsin ablama verdiğim söze." ben hariç herkes Onur'un sözlerine bıyık altı gülüyordu. Emre'nin dağıttığı saçları babam düzeltirken, Yusuf abi de Onur'u kollarının arasına aldı. Babamın 'haydi' demesiyle hareketlenirken arabaya binmeden Yusuf abiye kiminle geleceğini sordu. Büyük ihtimalle Onur'un bizimle geleceğini tahmin etti. Yusuf abi 'kendi arabamla' deyinde dikkatli olmamızı söyleyip annemin yanındaki yerini aldı. "Yürü bakalım tekne kazıntısı bizde çıkalım yola."
"Sen git abi ben ablamla geleceğim. Abla koluma girmek ister misin?"
"İstemez olur muyum? Yusuf abi istersen sende bizimle gel. Tek araba gidelim."
"Olur valla, bu sıpa beni satıp seninle gelmek istediğine göre kesin eğlence var."
"Olmaz, al tekne kazıntısını kendi arabanla gel."
"Kusura bakma abi yengemin teklifini kabul etmişken geri çeviremem."
"Teşekkür ederim abi hadi binelim." arabadaki yerimi aldığımda Onurda yanımdaki yerini aldı. Yusuf abinin sırıtarak Emre'nin omzuna vurmasını izlerken dudaklarım alayla kıvrıldı. Emre sonunda gökyüzüne bakmaya son verip arabayı çalıştırdı. "Abla?"
"Efendim ablam."
"Sen Gamzeyi seviyor musun?"
''Sana ne Onur?''
''Emre!!!''
"Ne?"
''Birincisi çocuğa bağırıp durma. İkincisi yüzünü asmayı bırak, Ve üçüncüsü benim ağzım var bana sorulan soruları cevaplayabilirim.''
"Birincisi çocuk dediğin Eşek kadar. İkincisi seninle baş başa gidecektik bu bulaşıklar olmasa. Üçüncüsü neyse buna sonra cevap vereceğim."
''Off susta sür arabayı geç kalacağız.'' bir süre kimseden ses çıkmadı. "Abla" Onur'un sesiyle ona dönerken karanlıkta bile gözlerinin hinlikle parladığını görüyordum. Kesin abisini delirtecek bir şey yapacaktı. "Abla omuzuna yatabilir miyim?"
"Dur öyle rahat edemezsin geriye çekileyim de uzan biraz." hareket etmemi engelleyip kafasını ön tarafa uzattı. "Görüyorsunuz demi nasılda beni düşünüyor. Size kalsa defol başımdan derdiniz?"
"Onur abim kafana güneş mi geçti bugün. Hiç normal değilsin çünkü. Bana bak sıpa kendine gel yoksa ben seni kendine getiririm."
"Abla Yusuf abime bir şey söyler misin?"
"Ne söyleyeyim benimde abim. Hadi konuşmayı bırak da koy başını dinlen biraz." dediğim anda araba ani frenle durdu. Koltuktan destek alıp doğrulduğumda "Emre ne yapıyorsun?" desem de bana cevap vermek yerine kemerini çözüp arabadan indi. Onur'un kapısını açıp inmesini sağlayınca üçümüzde ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. "Yusuf sen sür, tekne kazıntısı sende geç öne otur."
"Delirdin mi sen?"
"Az kaldı delirmeme. Yusuf güleceğine sür arabayı."
"Gözlerimle görmesem inanmazdım abi, Yenge mi Onurdan kıskandığını."
"Aşık olduğun kadını bulduğunda senide göreceğim. Şimdi çok konuşmada bas gaza."
"Emre bana Onur'u kıskandığını söyleme sakın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbinin Sesini Dinle
RomanceAşiretle hiç bir bağlantısı olmayan saf temiz yürekli bir kız... Gözü kara korkusuz dediğim dedik bir aşiret ağası... Bu iki gencin komik, dolu zihin, tutku dolu aşk hikayesi sizleri bekliyor. (+18 Sahneler Mevcuttur..)