Alt dudağını ısırıp geri çekildim. Gözlerime derince baktı bu sefer benim hareket etmemi beklemedi. Dudaklarıma öyle bir yapıştı ki benim öpücüğüm onun öpücüğünün yanında oldukça masum kaldı. Her hareketi beni kendisine biraz daha çekti. Kasıklarımda başlayan sızı daha önce hissettiğim gibi bir sızı değildi. Alt dudağıma kendine çekip ısırdığında istemsizce inledim. İnlemem hoşuna gitti. Bir kez daha ısırıp bir bebeğin annesini emdiği gibi dudaklarımı iştahla emdi. Her içine çekişinde kendimden geçtim. Karşılık vermekte zorlansam da öpüşüne ayak uydurmaya çalıştım. Ensesindeki saçları çekiştirdiğinde belimde olan eli kalçama hareket etti. Beni kendine çeker çekmez arsız dili de yerini buldu. Ağızımın içini keşfe çıkan dili, dilimle buluştuğunda benim inlememe erkeksi sesi eşlik etti. Hissettiğim sertlikle dudaklarımızı ayırdı nefes nefese. "Defne dur güzelim." sesi öylesine boğuktu ki ister istemez beni kendine çekti.
"Niye beni öpmek istemiyor musun?" diye fısıldadım. Sözlerimi tamamlar tamamlamaz dudaklarıma yapıştı. İçine çeke çeke uzun uzun emdi.
"Durmalıyız... Durmalıyım... Ah lanet olsun." sigara ile harmanmış nefesini bir kez daha dudaklarımda hissederken elinin değdiği her yer yanıyordu. Nefes almam için geri çekildiğinde, nefessiz değilmiş gibi dudaklarını boynuma bastırdı. Emre benim kocamdı ondan başka hayatımda kimse olamazdı. Tüm korkularımı utancımı kapı dışarı edip yatağa uzanması için ittim. İkinci kez dudaklarından yine aynı kelimeler döküldü.
"Defne dur güzelim." kafamı olumsuz anlamda sallayıp omuzlarından yatağa tekrar ittim. Bu sefer itişime karşı koymadı. Sırtı yatakla buluştuğunda üzerine tırmanıp öpmek için sabırsızlandığım adem elmasına dudaklarımı bastırdım. Kalçamla buluşan elli beni kendine biraz daha çekti. Bu işime geldi. Aradığım fırsatı yakaladım. Dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Saniyeler bile sürmeden dudaklarımı ele geçirdi. Öyle derin öyle tutkulu öpüyordu ki kendime engel olamıyordum. Kendimi sertliğine sürttüğümde hırlayıp beni kendine daha çok çekti. Hissettiğim sertlik akıl sağlığımı yerle bir etti. Dudaklarımı serbest bırakıp gözleri kapalı derin derin nefes alıp verdi. Gözlerini araladığında gözlerinin rengi daha önce görmediğim koyuluktaydı. Gözleri yüzümde geziniyordu. Bir eli belimi okşarken diğeri bacaklarım ve kalçam arasında gidip geliyordu. Kalçamı sıktığında aldığım hazla dudaklarımı ısırdım. En ufak bir rahatsızlık hissetmedim. Tam tersi bir eksiklik vardı sanki. İzlerken bile utandığım sahneyi yapmak için derin bir nefese ihtiyacım vardı. O derin nefesi alacak ne yazık ki sabrım yoktu. Dudaklarımı dişlerimin arasından kurtarmasına izin verdikten sonra gözlerinin içine bakarak dudaklarımı az önce onu yaladığı gibi yaladım. Kuruyan ve sızlayan dudaklarım dilimin temasıyla rahatladı. Aynı şeyi kocamın bedeni için söyleyemezdim. Yaptığım hareketle bedeni kas katı kesildi. Ben daha ne olduğunu bile anlamadan sırtım yatakla buluştu. Dudaklarımı öyle bir öpüyordu ki değil karşılık vermek nefes almakta zorlanıyordum. Şuan aklımda Emre'nin öpücüklerinden başka bir şey yoktu. Üstündeki tişörtü çıkarmak için ucundan tuttuğumda bana fırsat vermeden hızla üzerinden çıkarıp attı. Dudakları bu sefer boynuma yerleşti. Önce derin derin kokladı. Sonra kokladığı her santime dudaklarını batırıp emdi. Ben kendimden geçmiş şekilde ellerimi boynuna dolayıp bedenini kendime daha çok çektim. Bacaklarımı aralayıp kendine daha geniş bir yer açtı ve beni sertliğiyle buluştu. İnlememin hoşuna gittiğini dudaklarını hareket şeklinin değişmesiyle fark ediyordum şimdi olduğu gibi. Dudakları boynumdan göğüslerime doğru yavaş yavaş hareket etti. Açık yakama ulaşan dudakları oldukça sabırsızdı. Göğüs aramı koklayıp derin bir öpücük kondurdu. İçimdeki iç çamaşırları yüzünden göğüs uçlarım tişörtten belli oluyordu. Benim fark ettiğim şeyi Emre benden önce fark etmişti. Tişörtün eteklerini hiç acele etmeden yukarı çekti. Gözlerime baktığında benden o izni çoktan aldığını fark edip kendi tişörtünün yanına gelişi güzel attı. Hırıltılı nefesiyle göğsümün şiş kısımlarına dudaklarını bastırdı. Dilini devreye soktuğunda elimi ensesine atıp kendime çektim. Amacım sızlayan kısma ulaşmasını sağlamaktı. Dudakları sızlayan göğüs uçlarımla buluştuğunda belim yay gibi gerildi. Kasılan kasıklarım yüzünden bacaklarımı birine bastırmak istedim. Buna izin vermeyip göğsümü vakumlarken kendisini bana bir kez daha itti. İkimizde bu temasla derince inledik. Aynı şeyi tekrar yaptığında dudaklarımdan ismi döküldü yardım dilercesine. "Emreee.." sanki uçurumun ucundaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbinin Sesini Dinle
RomanceAşiretle hiç bir bağlantısı olmayan saf temiz yürekli bir kız... Gözü kara korkusuz dediğim dedik bir aşiret ağası... Bu iki gencin komik, dolu zihin, tutku dolu aşk hikayesi sizleri bekliyor. (+18 Sahneler Mevcuttur..)